Hale'nin kulaklarına ulaşan müzik, ailesinin yöresine ait bir müzikti. Çerkez düğünlerinde, aslında daha çok ailesine ait düğünlerde gelin ve damattın ilk dansından sonra gelinin, kız kardeşi veya ailesinden bir bayan ki bu her zaman kuzen olurdu Çerkez dansı yaparak tüm eğlenceyi başlatırdı. Kendi düğününde Kuzeni Tülay açılışı yapmıştı. Tülay ve eşi bu dansı harika bir şekilde yapardı. Fakat Tolga, kesinlikle dans yeteneği olan bir adam değildi. Her şey yolunda gitseydi. Tolga ile çalışmaları olacaktı ve Tülay'ın düğününe kadar dans konusunda bir çözüme varacaklardı. Gerçi Tolga'nın o zamanlarda da başarabileceğini düşünmüyordu. Onun için sadece umuttu. Şu anda bu dansı açması gereken kişi Hale'ydi. Çünkü Tülay ve Hale, ailenin tek kız kuzenleriydi. Onun düğününde bu açılışı yapamayacak olması neredeyse içine oturan bir acı gibi yutkunmasını sağlamıştı.
Ateş, hemen yanında duran ve acı çektiğini beden dilinden anlayabildi Hale'ye elini uzattığında Hale, görüş alanına giren el ile duraksadı. Bakışları Ateş'in şefkatli bakışları ile buluştuğunda bile şaşkınlığını gizleyemiyordu. Ateş'in dansı anlayamadığını düşündü. Bu sıradan bir dans değildi. Onun için tedirgin çıkan sesi ile
"Bu sıradan bir dans değil" diye fısıldadığında Ateş'in dudağına yerleşen sırıtma ile kalbinin içinde hopladığını düşündü. Biri, şu adama bu şekilde sırıtmaması gerektiğini söylemesini düşünürken Ateş,
"Kesinlikle" dedi ve elini tamda dansa uygun bir şekilde ona uzattığını gören Hale, kaşlarını çatarken Ateş,
"Şu anda elini yerleştirmen gerekiyor. Herkes bize bakıyor ve senin geceyi açman için sabırsızdırlar" dediğinde Hale bunu nereden bildiğini sorgulamayı bir an düşünse bile çabasının tamamen gereksiz olduğunu anladı. Bu adam buraya gelirken fazlasıyla bilgi edinmişti. Onu kendinden bile iyi tanıyordu. Bu cidden sinir bozucu olmaya başlamıştı. Tamda o an müzik dans için başlama moduna geldi. Hale elini Ateş'in elinin üzerine bıraktığında salonda bir alkış tufanı koptu.
Ateş ile bakışları birbirinden ayrılmadan piste kadar yan yana yürüdüler. Kural buydu. Bakışlar asla ayrılmayacaktı. Sahnenin ortasına geldiklerinde karşı karşıya durdular ve Hale sağ elini kaldırırken Ateş, sol elini zarifçe havaya kaldırdı. Önce sağ tarafa yani aşkın kalbine adım adım döndüler. Gözler birbirine kenetlenmişti ve asla ayrılmaması gerekiyordu. Sonra, sol tarafa adım adım yürüdüler dönerek ki bu da gücün kalbine yolculuktu. Birkaç saniyenin sonrasında tamda beklenen yerde birbirinden uzaklaşıp zarif hareketlerle karşılıklı dans ettiler. Hale, zarif bir kuğu gibi hareketleri sergilerken Ateş, tüm hareketleri ustaca yerine getirdi ve son olarak tek dizinin üzerine çöküp alkış tuttuğunda bile Hale'nin bakışlarından, bakışlarını ayırmamıştı. Hale, etrafında dönüp onu aşkın rüzgarı ile mühürlerken bile bakışlarındaki ateş sönmemişti. Dansın sonunda ikisi de birbirinden milimlik uzakta kalacak şekilde ayakta duruyordu ve herkes onları çılgınlar gibi alkışlıyordu. Hale, gözleri dolmuş bir şekilde karşısındaki adama bakıyordu ve bunun, kendisi için ne kadar önemli bir olay olduğunu anlamasını umuyordu. Fakat bu dansı böylesi mükemmel bir şekilde yapabiliyor olması inanılmazdı. Teşkilatta folklor eğitimi verip vermediklerini merak etmeden de edemedi. Gülümseyerek,
"Folklor eğitimi aldığını düşünüyorum" dediğinde Ateş, elini beline yerleştirip kendine çekerek bedenine yapıştırdığı Hale'nin gözlerine tüm ateşi ile bakarken
"Milyonlarca soru içinden nereli olduğumu sormaman garip" dediğinde Hale çatık kaşlarla şaşkınca
"Nerelisin?" diye sorduğunda Ateş, gülümseyerek
"Kafkas göçmeniyim" diye cevap verdi. Tüm bedeni bir anda karıncalanan Hale, daha çok şaşıran bir sesle,
"Sen Çerkez misin?" diye sorunca Ateş, sadece evet anlamında göz kırpmıştı. Hale, aynı topraklardan geldiklerine inanamayan bir bakışla ona bakarken Ateş, sanki kendi toprağını bulmuş bir bitki gibi yeşermek üzere olduğunu hissetti...
Evet tanıtım geldi 😊 herkesden yorum bekliyorum. Diğer bölümler Yanımda Kal final verdiğinde😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜVEN BANA
Romance" üzgünüm ama ben aşka inanmam" diye söyleyen Hale, karşısındaki adamın gözlerindeki sıcaklıktan bir an olsun kopmak istemiyordu. fakat yaşadığı onca hayal kırıklığın ardından aynı yolda yürümek cesaretli olduğu bir durum değildi. Bir zamanlar aşka...
