Ne kadar hiçbir şey anlamasa da elindeki büyük haritaya bakarak Calgary şehrine gidebilecek kısa yol bulmaya çalıştı genç kız. Sanki anlıyormuş gibi haritaya dikkatlice bakıyor, ve orada yazan sokak isimlerini aklına kazımaya çalışıyordu. Sonunda yapamayacağını anlayıp pes eden Daphne sinirle elindeki kocaman haritayı elinde buruşturup bir top haline getirerek yan taraftaki koltuğun üzerine attı ve yine o koltukta bulunan çantasının içinden telefonunu çıkartarak GPS den The Palace Of Justine'yi aramaya koyuldu. Bu şehire liseden beri tanıştığı samimi üç arkadaşı ile gelmişti. Dördü beraber birleşip kendilerine bir ev tutmuş, ve üniversiteyi yabancı bir yerde Kanada da okumaya karar vermişlerdi. Hepsi kendi bölümünde üniversite bulduktan sonra bu sene staj göreceklerdi. Daphne de okuluna güvenmediği için bütün gece bilgisayar başında avukatlık stajı yapabileceği yerler aramıştı. Dün akşam bulduğu, ama kendisini kabul etmedikleri iki yer ile görüştükten sonra geri kalan ikisinden den Calgary şehrinde olanı seçmiş ve şimdi de yolu bulmaya çalışıyordu. Olumsuz geçen ilk iki görüşmesinden sonra iyice morali bozulmuştu Daphnenin. Ama maalesef bugün bu staj yerini bulması gerekiyordu!
Çalan telefonu ile Daphne korkmuş, ve bir an ne yapması gerektiğini düşünmüştü. Telefon ısrarla çaldığında cevaplama kutucuğunu yana kaydırıp kulağına götürdü.
''Efendim Bayan Dobrew?''
''Neden geç açıyorsun telefonu? Her neyse, neredesin? Mia evde seni bekliyor!'' Bayan Dobrew telefonunun geç açılmasından nefret ediyordu ve bunu çalışanları üzerinde kullanıyordu. Daphne de Bay ve Bayan Dobrew'in oğulları Mia ile ilgileniyordu. Binevi bakıcılık! Ailesinden ne kadar destek alsa da kendi ayaklarının üzerinde durmak için bu yolu seçmişti Daphne.
''Son Hukuk Dairesi ile görüştük ten sonra hemen geliyorum!'' Daphne bu kadından nefret ediyordu ama bunu belli etmemeye çalışmak için hep alttan alıyordu.
''Çabuk bitir işini hemen oğlumun yanına git!''
Daphne sinirle dişlerini alt dudağına geçirdi. Nefesini kontrol altında tutarak boğazında gıcık varmış gibi ses çıkartarak otoriter sesiyle mırıldandı. ''Peki efendim.''
Yine şaşırılan olmadı ve Bayan Dobrew telefonu Daphnenin suratına kapattı. Daphne sabahki olumsuz görüşmelerin gerginliğinin üzerine suratına kapanan telefon ile bir küfür savurdu.
''Fuck you!''
Elindeki CPS'den gideceği yeri bulup yine yan koltuğun üzerine koyarak arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. Gideceği yeri GPS'den istedeği gibi bulamadığı için sinirle bir tane araba tamircisinin olduğu yere gelerek arabasını yana park etti ve ileride çalışan iki tane erkek olduğunu görünce kıvırta kıvırta arabasından indi. Sakin adımlarla ve saçlarını uçuşturarak arabanın kaputunu açıp onu tamir etmeye çalışan yaşlı adamın yanına doğru ilerledi. Adam ilk baş fark edemese de sonrasında yüzüne vuran güneşi gölgelendiren şeyi merak edip kafasını kaldırıp bakmıştı. Karşısında yirmili yaşlarında genç bir kzı vardı. Genç kızın sarı, omuzlarına gelen saçından aşağıya doğru inerek vücudunu gözden geçirdi. Sütyeni belli olan, dizinin iki karış üstünde biten çiçekli bir elbise girmişti genç kız. Daha da aşağıya indiğinde ayağındaki on santimlik dolgu topuk babetlerini inceledi. Bir an bu kıza sahip olmak, onun üzerindeki elbiseleri parçalayıp her yerinin tadına bakmak istedi. Ama sonra evli ve iki çacuğu olduğu aklına geldi, bu şekilde düşünmesi utanç vericiydi, kendinden utandı. En önemlisi de bu kız yaşında çocukları vardı, bu şekilde düşünmesi cidden saçmaydı. Kendine engel olmak ister gibi kafasını önüne eğerek mırıldandı. ''Kime bakmıştınız Bayan?''
![](https://img.wattpad.com/cover/36830918-288-k646318.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ PARÇASI
RomanceEmily dokumatik kısımda elini kaydırarak mesajı açtı. İki kız ilk defa gördükleri, ne olduğunu ayırt edemediği cisimle gözleri kocaman açılarak kala kaldı. Nicolas eliyle kavradığı erkekliğini çekerek genç kızlara atmıştı. Şaşkınca birbirlerine bakt...