Sonsuza Kadar
Herkesin de dediği gibi bugün benim yeni getirdiğin ilk günündeydi ve ben gittiklerinden geçmiştim. Hemen evden çıkmam gerektiği için aceleyle sırt çantamı alma motoruma bindim.
Adliyenin bahçesine geldiğimde motoru yavaşlatıp otoparka doğru sürdüm. Boş kalmış bir köşeye motor park edip koltuktan inerken, kaskı sonuna kadar koluma astıktan sonra yükseliş bir yandan da saçlarımı düzelttim. Adliyenin koridorları tamamen yolcuları, odama bakıldığında herkesin bana baktığının bilincindeydim ama hiçbirinin ne düşündüğünüumurumda değildi odaya girerken kaskı hemen masanın üzerine çıkıp yerime oturacakken bir kapı sesine gidiyor. İçeri telaşlı bir kadın yönetici ben daha kim olduğunu sormamı bile beklemeden yola çıkmaya başladı. O kadar hızlı konuşmuştu ki bana rehberlik eden kendisi bile ne zaman geçtiğinin anlamış değildi. Onca konuşmasının içinde tek anladığım onun kaleminin olduğuydu, birkaç saniye soluklanması için sandalyeyi işaretlediğimde oturmayı reddetse de bazen bakışlarım çok ikna edici olabiliyordu.
Konuşma sırasında anladığı diğer bir şey ise adıydı, adının Berfu olduğuydu. Aslında bana sahip olan diğer şeyleri o kadar da önemli değil, halihazırdaki alanları görmeyeceğiz.
Tekrar kapıyı çalma sesiyle birlikte Berfu tekrardan irkilerek ayağa kalktı, ama bu kez gelen başsavcıydı onun içilmesiyle birlikte Berfu da ofis odasından çıktı, çıkmadan önce ikimize kahve getirmesini rica etti. Başsavcıdan herkesin çekindiği açıktı. Odama varma beni şaşırtmamıştı anlaşılan yeni geldiğim içinde benimle görüşmeye gitmeden, kalıcı olarak birkaç dakika boyunca ikimizde sessizliği bozmadık, en sonunda Berfu elinde kahvelerle gelen başsavcıda artık bu kilitlemeden sıkılmış olması ki hemen soruyu sormaya sonken ben ondan önce davranmaya karar verdim.
"-Sayın başsavcım acaba bana ne zaman dava vereceksiniz?
Başsavcının ne kadar belli etmemeye çalışsa da vermeyi cevap onu memnun etti ve bir o kadarda şaşırttığı çok açıktı.
"-Merak etme bende sana ilk davanı getirdim. Herkes olay yerinde seni bekliyor."
Dosyayı bana uzatırken daha fazla beklemek istemediğim için elden aldım.
"-Sizin de izniniz olursa başsavcım ben olay yerine gitmek istiyorum." Bu taleplerim onu şaşırtmış olacak ki, beni ortadan kaldırmaktan sonra ben adrese bakarken kendisi de odadan çıkarken bir anda bana döndü.
"-Olay merkezi yanıma gel de sizinle dosya hakkında konuşalım." Daha fazla nokta uzatmak istemediğimden kafa sallayıp, telefona adresi yazdıktan sonra kaskı koluma takıp dışarı çıktım. Motorun yanına giderken kapı yanında duran yazı çok ilgimi çekti "Adalet Mülkün Temeli" Adliye duvarlarında kalın harflerle duvarlara yazıyoruz pekin yatağı uygulama konusunda nasılız işte orası çok şüpheli. Motorumun yanında giderken birkaç saniye nefes almak istedim. Kaskı takıp motora bindiğimde tüm yol boyunca o rüzgarı hissetmek çok iyi geldi ilerlerken geç kalmamak için gaza basınca yola odaklanmaya başladı.
Olay yerine gittiğimde her taraf içinde bulunan sarı şeritli bantlarla çevrilmişti. Motoru ilk bileşenleri uygun yere park ettikten sonra kaskı koluma takım olayı yerine karşılar. Bu zamana kadar gittiğim en temiz olay yeri diyebilirdim evin her yerinde duran resimler istiyor sanki daha önce kimse yaşıyormuş diyebilirdim. Tüm odaları gezdikten sonra en son cesedin olduğu kısımlar. İçeriye bakan en yetkili kişilere ve yanına giderek,