10. Şah Mat

2.8K 282 89
                                    

Bir önceki bölümü atmaya çalışırken wattyde bi sıkıntı oldu onun için 9.bölümü okuduğunuzdan emin olun pls canlarım.
________________________________

Derin bir nefesin düşünmeyi kolaylaştırmaya iyi geldiği söylenirdi ama benim şu an tek ihtiyacım olan nefesimi tutup tüm düşüncelerimi susturmaktı.
Radyonun sesini biraz daha açtım.

Bir ufak hatamın beni uçurumdan aşağı uçuracağını biliyordum ve belki de ilk defa ne yapmam gerektiğine dair bir fikrim yoktu. Bu kadar ani bir hamleyi veya arkamdan boğazımı saran bıçağın soğuk metalini beklediğim söylenemezdi. Bu yola çıktığımda hiçbir şeyin kolay olmayacağını biliyordum ama kaybetme ihtimalini hayal etmekle bu ihtimalin canlı bir varlık gibi vücudunda gezinmesi apayrı şeylerdi.

Atılan mekanın konumuna vardığımda arabayı yavaşlattım ve daha önce gelmediğim barın dışını süzdüm bir süre.
'Henüz sorun yok' diye fısıldadım. 'Henüz emin olamazlar ve emin olamazlarsa da kesin bir hamle yapamazlar.'

Arabayı park ettikten sonra aracı kilitleyerek giriş kısmına yürüdüm. Güvenliğe kimliğimi gösterdikten sonra renkli ışıklarla aydınlanmış bara giriş yaptım. Klasik kalabalık ve localara ayrılmış bir bardı. Gözlerim Nihat'ı ararken köşeye oturmuş, beni süzdüğünü fark ettim. Ona baktığımı gördüğünde elini kaldırarak selam verdi.

Dudağıma neredeyse yapıştırarak oturttuğum gülümsemeyi genişleterek yanına ilerledim. Güçsüz hissetmekten nefret ediyordum, planım olmamasından nefret ediyordum, en çok da kaybetme ihtimalimden nefret ediyordum ama şu an için güçlü ve normal davranmam gerekiyorsa sonuna kadar da rol kesmeye hazırdım.

Masalar arasında ilerleyerek son locaya vardım. Diğer yerlerden daha kuytuda ve müziğin sesinin fazla yüksek gelmediği bir yerdi. Karşısına yerleştiğimde elini bana uzattı. Nihat'ın elini sıkarken cebimdeki silahı çıkartıp kafasına dayamamak için zor tutuyordum kendimi ama biriyle beraber mezara gideceksem bu karşımdaki piç olmayacaktı.

Gözlerim bir hamle beklercesine Nihat'ın üzerinde gezindi. Beni buraya boş yere çağırmayacağını biliyordum. İzsiz onu bir şey için göndermiş olmalıydı. Üstüme gidebileceği herhangi bir olay belki de küçük bir test... Daha fazla düşünmek istemeyerek Nihat'a bakışlarımı döndürdüm tekrardan. Self servis olduğu için içkileri kendisi almış olmalıydı.

Önümdeki içeceğe şüpheli bir bakış attım. İzsiz'in bu şekilde oynayacağına inanmasam da risk almak gibi bir derdim yoktu.
"Yorucu bir gündü, daha hafif bir şey alacağım." diyerek ayaklandım. Gözleri içkimin üzerinde oyalandı ve kafasını salladı. Mimiklerinden içkide bir şey olmadığını ve şüpheyi biraz daha üzerime çektiğimi anladığımda içimden küfrettim. Büyük bir risk almayacağım derken boş yere küçük riski almıştım.

Barın ilerisine yürüyerek kafamı toparlamaya çalıştım. Yapmam gereken şey aradıkları adamın ben olmadığıma dair Nihat'ı ikna etmem en kötü ihtimalle şüpheli listesinde aşağı inmemi sağlayacak planlar yapmaktı. Kendimi rahatlatmaya çalıştım ama enseme vuran hayali nefesler buna her fırsatta engel oluyordu. Böylesi daha iyiydi, zihnime de adrenalime de bu şekilde daha iyi hükmedebilirdim.
Aldığım içkiyle masaya doğru ilerlemeye başladım. Nihat'ın karşısına yerleştiğimde bana gülümsedi.

"Yorucu gündü, biraz gevşemek iyi olur dedim." Diyerek elinde tuttuğu votkadan bir yudum aldı. Ben de kokteylimden bir yudum alırken gülümsedim.

"İyi yapmışsın ama birilerini daha çağırsaydık keşke. Böyle yerler kalabalık güzel olur." dedim. Kafasını salladı yavaş yavaş.
"Yalnız olacağımızı söylemedim ki." dedi normal tutmaya çalıştığı sesiyle.

İzsiz -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin