4. Satranç Hamleleri

4.1K 338 133
                                    

Parmaklarım deri koltukta bir kez daha hareket ederek ritmini tutarken saatin yelkovan sesi mi yoksa ortamdaki değişik hava mı daha rahatsız edici karar veremiyordum.

"Peki arkadaşına satrançta karşı hamle yapabilince nasıl hissettin Yavuz, bu seni rahatlattı mı?"

Karşımda gözlük çerçevesini düzelten kadına çevirdim bıkkın bakışlarımı.
"Evet, o kadar mutlu oldum ki gece uykumdan uyanıp 'ben bir numarayım' diye bağırdıktan sonra uykuya kaldığım yerden devam ettim."

Önündeki kağıda bir şeyler yazmaya başladığında gözlerimi devirdim. Gece sevincim hakkında ne not almış olabilirdin ki kadın?

"Peki acaba bu rahatlama kısa süreli vadede sana kendini tatmin olmuş hissettirse de uzun süreye baktığında, gözünü kör eden ve her seferinde bir kez daha satrançta kaybolmana sebep olup seni bitiren bir kötü etkiye sahip olabilir mi?"

Bu dördüncü terapi seansımızdı. Zorla getirildiğim bu odada, ilk başta saçma sapan konuşup psikoloğun dikkatini dağıtmaya çalışsam da kadın konuyu bir şekilde hayatımda çok büyük yer kaplayan takıntılarıma getirtmeyi başarmıştı.

Geceleri kılık değiştirip suçlara karışıyorum diyemeyeceğim için, İzsiz'i satranç arkadaşım, yediğimiz haltları da satranç hamlelerim olarak anlatmıştım ve kadın şimdi beni satrançta kazanmakla kafayı bozmuş manyak bir Komiser zannediyordu.

Gör bunları Stefan Zweig.
Dr.B. karakterinden daha satranç manyağı bir insan var bu dünyada.

"Peki satranç arkadaşın senin için nasıl birisi? Anladığım kadarıyla senin için basit olmaktan uzak birisi."

Ellerimin koltuğun kenarındaki ritmi, duyduğum cümleyle sekteye uğradı.
"İnanır mısınız psikolog hanım, arkadaşım benim için değersiz olmaktan çok uzak. O benim kıymetlim."
Cümle boyunca gittikçe sırıtmamın arttığı görüntüme birkaç saniye bakan psikolog tekrardan kağıda not alma işlemine geri döndü.

Seansın bittiğini duyuran akrebin yüksek sesiyle ayağa kalktım. Psikolog da ayağa kalkarak bana gülümsedi.
"Bir sonraki seansta görüşürüz Yavuz Bey."
Samimiyetsiz bir gülümsemeyle kafamı sallayarak kapıya ilerledim. "Ve ayrıca Yavuz Bey."
Psikoloğun arkamdan gelen sesiyle tekrardan ona döndüm.

"Satranca biraz ara vermeyi düşünün derim."
Nazik bir gülümseme ve baş hareketiyle psikoloğu onayladım ama zihnimde asıl hislerim çoktan cevaplara yapışıp onları üstüne geçirmişti bile.

Asla!

Binadan dışarı çıktığımda çalan telefonu kulağıma götürdüm.

"Evet Sevda abla gittim bu seferki seansa."

"Evet biliyorum, psikolağa deli olduğumu düşündüğün için değil herkesin biraz ihtiyacı olduğunu bildiğin için gönderiyorsun."

"Kesinlikle eskiden beri üstüme yapışmış hırsım çok daha azaldı."

Telefonu kapatır kapatmaz öğleden önce izin aldığım için gitmediğim emniyete sürmeye başladım. İşler birikmiş olmalıydı.

                                            ...

"Neden çocuklara zarar verdiğini anlatmak ister misin Yavuz?"

Ayaklarım olduğu yeri eşelerken içimde hissettiğim ezikliğe ters bir dikbaşlılıkla müdürün gözlerinin içine baktım.

"Annem ve babam olmadığını, ablamın da gerçek ablam olmadığını söyleyip benimle dalga geçiyorlardı."

Cümlelerim karşısında müdürden bıkkın bir bakış kazandım.
"Bana gelip şikayet edebilirdin. Bu kadar ileri gitmene gerek var mıydı sence ufaklık?"

İzsiz -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin