Ellerim ayaklarım buz kesmiş kapıya bakıyordum. Adını bile söylemeyen hem cinim hem sapığım o kapının ardında mıydı yani?
Ben böyle hayatın feleğinin ta orta yerini si-Neyse.
Telefon kapanmamış ve hala kulağımdaydı. Sindiğim koltuktan kalkıp çalmayı bırakan kapının yanına gittim. Derin bir nefes ile bir anda kapıyı açtığımda beklediğim kaslı, yakışıklı ve beni benden alacağına emin olduğum adam yerine yine bir kutu vardı.
"Nesin sen D'? Konuşan sıçan falan mı? Bu kutuya aksi takdirde sığman fizik kurallarına aykırı."
Kahkahası duyulurken kutuyu da alıp oflayarak kapıyı kapattım.
"Çok gıcıksın. Hem sapıksın hem cin hem de yalancı. Yuh yani."
"Açtın mı kutuyu?"
Bandını söküp bir sürü şeye sarılmış ekran benzeri şeyi alarak koltuğuma geri oturdum.
"Bu ne?"
Boğazını temizlediği sırada ekran bir anda aydınlandı ve karşımda telefonda konuşan bir manken belirdi.
"Ne bu, yabancı bir manken ile bana randevu mu ayarladın?"
Bir anda karşımdaki adam dudaklarını birbirine bastırırken ekrana yaklaştı.
"Beni bu kadar beğenmen gururumu okşadı."
HASSİKTİR TAMAM MI? KOCAMAN BİR HASSİKTİR!
"Bu sen misin? Kabul ediyorum, evet evet evet!"
Ekran sessizdi ama kulağımda duran telefon sesli kahkahasını duymama sebep oluyordu.
"Dedim yakışıklılığıma alış önce, karşına bir anda çıkarsam bayılma. Bayılman gereken yerler daha sonraki aşamalarımızda. Tabi o da sana bağlı."
Baş parmağı dudağının kenarını kaşırken bakışlarım etrafıma döndü. Ulan ben kitap yazarken uyuya kalıp o dizideki gibi kitaba girmedim dimi?
"İ-iyi yaptın D'."
"Sana geçen gün gönderdiğim pijamayı görmem mümkün mü?"
"Nasıl yani?"
Ekrandan gördüğüm kadarıyla bakışları adeta evrim geçirmişti ve arkasına yaslanmıştı.
Ulan bu adam harbi çok yakışıklıydı be!
"Pijamanın fotoğrafını alabilir miyim diyorum ama sen içindeyken."
"Aaa öyle mi olmuş, bak sen Allah'ın işine saat de geç olmuş. Ben yatayım malum yarın iş var. Uykusuz kalmasın bu bedenim. Yazık günah."
Hafifçe ekrana yaklaştı. Kendi gözlerini işaret ediyordu.
"Bu gözler senin gibi bir güzelliği görmekten mahrum kalıyor ama."
"D' sen kaç gündür uykusuzsun? Gözlerinin altı çökmüş annem. Yat uyu. Aaa bak benim de çişim geldi. Gidip de yemek yiyeyim artık. İyi günler."
Telefonu kapattığımda artık sesi gelmezken beynimden geçen cümlemin rezilliği bedenimi kaskatı kesmişti.
Ekrandaki bedeni sanki karşısındaymışım gibi eğilirken işaret parmağını salladı. Bakışları önüne düşerken eline aldığı telefonu işaret etti.
Hızla ekranı açtım.
D' 👿: Öncelikle o ekranda sadece sen beni görebiliyorsun, ben seni göremiyorum uyarısını yapayım.
D' 👿: Özledikçe bakarsın dedim.
D' 👿: İyi geceler.
D' 👿: İyi olmayan geceleri katlanılabilir kılan tek kişi.
Siz: İyi geceler
Ekranı kaptığım gibi yatağıma geçtim. Hala ekranda bir kaç şeye bakıyordu ve uyumamıştı. Eğer o kapatmazsa benim asla bu ekranı durdurmak gibi bir düşüncem yoktu.
Yatağıma uzanıp yastığım bir diğerine ekranı koydum.
Bir anda bakışları ekrana kaydı ve beyaz bir a4 kağıdını ekrana gösterdi.
"Uyu artık."
Bakışlarım hızla ekranın etrafında dolanırken bir tane daha kağıt gösterdi.
"Hayır Hira seni görmüyorum, hissediyorum."
Saçlarımı düzeltip tekrardan gözlerimi kapattım. Uyumam gerekiyordu, uyku önemliydi. Çok geçmeden kapalı gözlerimin önüne kuzularım gelirken uykum artık mekanın sahipliğini yapmaya başlamıştı.
🖱🖱🖱
D, sen işini biliyorsun oğlum dhfdkjfhds
Nasıldı bölüm? Beğendiniz mi?
Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum.
Kocaman öpücükler. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşça kalıııın 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış D'/ Texting
HumorD': 'Sen kalbime denk gelen küçücük şey Ben kendini aşk sanan bir adam' Hira: Artık bakıyorum söz sana uyduğu anda yazıyorsun D': Gecenin üçünde al artık koynuna beni karam diyecek halim yoktu. Hira: Kıvırma D kıvırma, neler dinledim gece. İşine g...