TOKAT

342 9 7
                                    

"Eylül, beklesene." Mert'i hiç takmadan kapıyı açıp dışarı çıktım ve Mert'de çıkacakken kapıyı suratına hızla kapattım.

Bahçeye çıkıp abimleri beklemeye başladım. Mert'i görünce arkamı döndüm. Arkamı dönmemle Taha'yla yüz yüze gelmem bir oldu. Mert hızla yanıma geldi ve beni arkasına aldı.

"Gücünü kızların üstünde mi gösteriyorsun Taha? Sandığım kadar adam değilmişsin." diye sinirle soludu...

***********

"Melisa bugün odamın mobilyaları gelecek. Enis'i çağıracağım. Mâlum dünki Taha vakasının tekrarlanmasını istemiyorum." dedim Melisa'ya bakarak.

"Mert buradaya işte. Enis'i niye meşgul ediyorsun. Hem Buğra abide gelir birazdan." demesiyle yastık atıp:

"Mert'i meşgul etmeyim. WhatsApp'ta işi vardır." dedim.

"Eylül, numaramı ben vermedim. Ondan bundan almışlardır. Hem sadece iki tanesi seninle birlikteyken mesaj atmış. Diğerleri senden önceydi. Uzatmayalım işte." diyip yanıma oturdu Mert. 'Madem çoğu benden önce ve numarasını kendisi vermemiş bende daha fazla uzatmayım bari' kendimce düşündükten sonra hemen Mert'e sarıldım.

"Bu seferlik affediyorum. Ama en ufak hatanda acımam." dedim sinirle. Tabi ne kadar sinirli olunursa şu yakışıklı çocuğun karşısında.

Zilin çalmasıyla Mert'den ayrıldım ve ayağa kalktım. Mert bileğimden tutup geri oturttu. Kendisi kalkıp kapıyı açtı.

"Özledim cadı." demesiyle koşarak Enis'e sarıldım.

"Sonunda aklına geldim." diyerek Enis'ten ayrıldım. Salona geçerken kapının tekrar çalmasıyla durdum. Mert bana ters bir bakış atıp kapıyı açmaya gitti. Aman ben kapı açmaya çok meraklıyım o yüzden açmak için yelteniyorum zaten. Millete zahmet olmasın diye atlıyorum hemen. Aman neyse ne gitsin açsın işi ne?

Odamın mobilyaları gelmişti.

"Kızlar siz içeride kalın. Enis sen gel bizde seninle mobilyaları yerleştirenlerin yanında duralım." demesiyle Mert'in yanına gidip şirince:

"Çok kro ve kıskançsın." dedim. Şirince sırıttı ve saçımı bozarak beni salona ittirdi. Bende büyük bir zevkle Melisa'nın yanına oturdum.

"Şimdi bana hemen dün neler olduğunu en ince ayrıntısına kadar anlatıyorsun." dedi gözlerini büyülterek Melisa.

"Mert beni çok güzel bir yere götürdü. Yemyeşil büyük bir suyun üzerinde kulübe gibi küçük bir oda vardı. İçi küçük bir evdi resmen. Önce balkonunda yemek yedik. Sonra film izledik. Havadan sudan konuştuk. En sonunda da tekneyle kıyıya geçtik işte." dedim neşeyle.

"Hiç bir şey olmadı dimi kız?" demesiyle koluna vurup:

"Ne olacak be mal."dedim. Az kalsın olacaktı ama kendimizi tuttuk vallahi.

"Eylül aranızda ne oldu? Kıyafetlerinde değişmişti. Gitti güzelim kız. Eylül sen bunu nasıl yaparsın? Vayy başımıza gelenlerrrrr" diye ağıt yakmaya başladı.

"Gerizekalı beni bir şey yaptığım yok. Mert kıskançlıktan pantolon, tişört giydirdi. Sadece şey..." dedim yüzümü eğerek.

"Oha öpüştünüz mü?" birincisi nasıl anladı bu salak? İkincis alt tarafı öpüşme bunda bu kadar abartılacak ne var? Hem de bu devirde yani. Koluna sertçe vurup:

"Bağırmasana Enis duyacak." dedim. Sinsice sırıttı.

"Taha size ne dedi? Asıl olayı anlat çabuk." demesiyle vücudumdaki kan çekildi. Korktum haliyle. Sonuçta Taha bu.

BELKİ BİR GÜN O'da SEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin