KARIMI TANIMALIYDIM

91 4 3
                                    

Hava artık tamamen kararmıştı ve iş çıkış saatleri olduğu için her yer kalabalıktı. Evine gitmek için otobus bekleyenler, otobüse sığmayıp geç kalanlar, çocuğunu okuldan alıp eve gidenler, marketten alışverişini yapanlar... Hayat devam ediyordu bir şekilde. kimisi mutlu, kimisi üzgün, kimisi heyecanlı.

Mezarlığın kapısı açıktı. İçerisini birkaç tane cılız sokak lambası aydınlatıyordu ama Merve'nin mezarı köşede olduğu için orası genlikle karanlık olurdu.

Merve'nin mezarının başına gelip oturdum. Aslında O'na anlatacak çok şey vardı. Hamile olduğum, bir ablamın olduğu, evlenecek olmam gibi, gibi... Ama o zaten her şeyi görüp, bilirdi. Yani çocukluktan beri bana öyle öğretilmişti, böyle biliyordum. O yüzden sadece beni rahatlatacak olan ve sık sık yaptığım şeyi yapacaktım. Ağlayacaktım. Zaten bunu yapmak için ayrı bir çaba sarf etmeme de gerek yoktu. Sonunu bilmediğim yaşlar gözlerimden gelmeye başlamıştı çoktan.

Ağlamaktan hissizleşmiştim artık. Bitmek bilmiyordu yaşlar. Bitse gidecektim aslında. Gözlerim ağrıyor, yaş gelmesine rağmen kuruydular. Ağlarken iç çekmektende boğazım, ciğerlerim, göğüslerim her yerim ağrıyordu. Saatin kaç olduğundan haberim yoktu ama geldiğim zamanki sesler artık yoktu. Herkes istediği ve güvenli olduğu yere gitmişlerdi. Belki benimde evde olmam gerekiyordu ama burada oturup ağlamak iyi hissettiriyordu. İçimdeki boşluğu yok ediyordu sanki.

En son abim geleceğini Mert'de evde olmamı söylemişti. Beni bulamayınca deliye döndüklerini tahmin etmek o kadar da zor değildi. Ama burada olacağım hiç birinin aklına gelmezdi.

"O'nu çok mu seviyordun?" duyduğum kız sesiyle kafamı kaldırıp karşımdaki karanlığa baktım. Bu sesi daha önce duymuştum ama kim olduğunu çözememiştim.

"S-sen burada ne arıyorsun?" sesim ağlamaktan kısılmıştı ve konuşurken boğazım acımıştı. Daha da önemlisi karşımdaki siyah gölge Ecrin'e aitti.

"Asıl gecenin on ikisinde senin burada ne işin var? Herkes seni arıyor. Birazdan burada olurlar."

"Bundan sanane. Senin amacın ne ya? Merve'ye yaklaşamazsın. Defol!" olan sinirimi Ecrin'den çıkarmak için rastgele vurmaya başladım.

Belime dolanan ve beni geri çeken ellerle durmak zorunda kalmıştım. Ama ben olsan sinirimi Ecrin'den çıkarmak istiyordum. Biliyorum, onun bir suçu yok ama genellikle suçsuzlar suçluların cezasını çekmez miydi? Herkesi bilmem ama benim hayatımda genel olarak öyleydi. Belki de tek suçsuz bendim ama hep cezaları çeken de bendim.

"İyi olduğunu söylemiştin! Neden bana yalan söyledin Eylül?" sesi baya sinirli ama sanırım beni buldukları için rahatlamış çıkıyordu.

"Yalnız kalmak istedim." sesimi ben bile zor duymuştum. Boğazım yanıyordu ve konuşurken göğsüm inip kalktığı için acıyordu.

"Eylül sen yalnızlıktan nefret edersin!" diyerek beni göğsüne bastırdı abim. Abimin sıcak göğsü vücudumun kasılmasına sebep oldu. Çünkü vücudum ciddi anlamda üşümüştü bir anda sıcak olunca kasılmadan edemedim haliyle.

"Mert, Eylül üşüyor arabayı çalıştır hemen."

Kimsenin duymadığını bilmediğim için abim beni arabaya götürürken kendi kendime mırıldanmaya başladım. " İstemiyorum, iyileşmekte istemiyorum, Ecrin'in ablam olmasını da istemiyorum, evlenmekte istemiyorum, çocukta istemiyorum. Ben sadece ölmek istiyorum."

"Bir sorun yok. Merak etmeyin. Bebekte, annede gayet iyi. Sadece açlıktan halsiz düşmüş. İlaçları bıraktı değil mi?" konuşan doktorum Gamze'ydi. Mert ve abimle konuşuyordu. Benim uyandığımı fark etmemişlerdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 05, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BELKİ BİR GÜN O'da SEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin