Jieun ile devam ediyoruzİyi okumalarrr!!
∆∆∆∆∆∆∆
"Yeonjun bu yaptığın çok tatlı ama benim kendime olan inancım sıfır, biliyorsun değil mi?" dedim eğilmiş dizliğimi bağlayan Yeonjun'a.
"Sen istemişsin, şimdi de inancım yok mu diyorsun? Sen hem de? Bunu senden mi duyuyorum? Bir daha de bakayım."
"Of hayır yani, durup dururken oramı buramı buzda kesmek istemedim sadece. Düşersem belim daha çok zarar görebilir."
Bunu dememle Yeonjun birkaç saniye durup aniden bağladığı dizlikleri geri çıkarmaya başladı.
"Tamam tamam dur! Yeonjun tamam dedim, korkaklık ettim ama bir şey olmaz zaten. Yavaş yavaş ilerlerim. Hem ölmeden önce yapılacaklar listeme ben yazdım sonuçta bunu. Endişelenme nolur."
"Jieun... Endişelendim ama. Düşersen çok kötü olur bak, sakın düşeyim deme. Kafanı yutarım senin."
"Vay, çok korktum." diyerek güldüm ve Yeonjun'un elimden tutup beni kaldırmasına izin verdim. "Şu an cesaretimi topladım ve buz patenine hazırım!"
"Ama benim cesaretim gitti ve şu an seni pamuklara sarıp buradan kaçırmak istiyorum."
Gülümseyip bana dudak büzmüş bir şekilde, mızmız bir çocuk misali bakan Yeonjun'un yanaklarını sıktım. "Agucuk bugucuk, çen benim için endişeyendin mi bakiyimm?"
"Off!" diyerek kafasını çevirip kollarını bağladı Yeonjun. "Geri dönelim nolur."
"Ya ben istemezken sen istiyordun, şimdi ben istiyorum sen istemiyorsun. Bu ilişki bu zıtlıklarla nasıl yürüyecek canım benim?" dedim ben de kollarımı bağlayıp.
"Ama o zaman aklıma gelmemişti ki belin...of işte of!"
Ayağımdaki patenlerden dolayı paytak paytak yürüyerek Yeonjun'un yüzünü döndüğü kısma doğru gidip önüne geçtim. "Benim de aklıma bunu kendimin bile isteye o listeye yazdığı gelmemişti. Sonra geldi. Artık istiyorum. Senin de aklına belim yeni geldi. Ama senin istememe gibi bir durumun olamaz. Çünkü ben istiyorum."
Yeonjun bu dediğime karşılık "Kanki ne dion?" bakışı atarken "Eee, hanımın ne derse o olur." diyip elinden tutarak buz pistine yürümeye başladım. Yeonjun ise birden beni durdurarak "Bak ama çok yavaş gideceğiz. Ve tutuna tutuna. Tamam mı?" dedi.
"Tamaaaammm!" dedim ve yürümeye devam ettim. Cidden bu patenlerle yerde yürümek çok komik bir görüntü oluşturuyordu.
Piste benden önce Yeonjun girmiş, elimden tutarak benim de buza ayak basmama yardımcı olmuştu. Buza ilk çıktığımda gerginlik hissetsem de, birkaç dakika içerisinde buzun üstünde olmaya alışmıştım. Yeonjun sürekli yanımdan kayıyor ve düşmemem için elinden geleni yapıyordu. Bu kadar güzel paten kayabilmesi beni şaşırtmıştı doğrusu.
"Sen eğitim falan mı aldın?" dedim yavaşça ilerlerken.
"Ortaokul ve lisede arkadaşlarımla çok gelirdik. Pratik yapa yapa alıştım diyelim. Hem dans etmeye de benziyor biraz." dedi Yeonjun. "Asıl sen nasıl bu kadar çabuk ayak uydurdun?"
Buza bu kadar çabuk alışmış olmam beni de şaşırtmıştı doğrusu. Ama bu soruya vereceğim cevap belliydi.
"Harika inanılmaz efsane yetenekli bir insan olduğum için, girdiğim gibi alıştım işte. Maşallah bana ya, yapamadığım şey yok yemin ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
like there's no tomorrow || choi yeonjun {✓}
فكاهة[düzyazı + texting] "Bana bak Choi Yeonjun, Şu hayata bir kere geliyorum ve ömrümü keşkelerle doldurup yapmadığım şeylerin pişmanlıklarıyla geçirmek istemiyorum. Tam da bu yüzden yarınlar yokmuşçasına yaşıyorum. Bir problemin varsa ağlayarak günlüğ...