İki ay sonra
Topuklularımızın zeminde bıraktığı ses, tüm odada yankılanan şarkımızdan daha çok dikkatimi çekiyordu. Arada gözlerim aynadan, giydiğim siyah topuklu kısa çizmeme kayıyordu.
Hoşuma gidiyordu
Yoğun çalışmalarımızın ardından biraz eksiğimiz olsa bile keografiyi öğrenmiştik. İşin bir üst seviyesi olan, yani topuklular ile dans etme kısmındaydık iki haftadır. Bir çok kere topuklular ile dans etmiştik ama spor ayakkabılarına alışıktık. Bu yüzden ilk başta çuvallamıştık biraz ama alışmamız uzun sürmemişti. Daha iyi uyum sağlamak için dördümüzde bu son iki haftadır topuklu ayakkabılar giyiyorduk.
Şarkıyı hâlâ daha kaydetmemiş olsakta artık hazırdı. Bazı kısımlar çıkartılmış, sözler değiştirilmiş ve partlar eklenmişti. Aynısı keografi içinde geçerliydi. Break Dance kısmı tamamen değiştirilmiş, bu yüzden o kısma alışmak biraz sorun çıkarmıştı bize çünkü ezberlemek için en çok o kısma çalışmıştık ve ister istemez o kısım geldiğinde eski keografiyi yapabiliyorduk.
Geçen ay menejerlerimiz bizi akşam yurda götürürken şirketin grup adımızın Medusa olmasına karar verildiğini açıklamışlardı. Bu yüzden şarkıda değişiklik yapılmıştı çünkü şirket, şarkının adının da grup adımıza benzer bir şey olmasını istediğini söylemişti. Böylece sözlerinde oynamalar yapılmıştı ama yine de ilk dinlediğimizde ki alt yapıya sahipti melodi.
Bazı şeyler belli olsada, karar verilmemiş çok fazla şey vardı. Bu konuda yapabileceğimiz tek şey sabırla beklemek ve üstümüze düşen görevleri yerine getirmekti. Ve hepimiz bunun fazlasını bile yapıyorduk.
Aeri bir anda kendi ayaklarına dolanıp yere düştüğünde ufak bir çığlık atmıştı. Kendi partında, en öndeyken hemen sağ'ındaydım. Yanına çömelip elimi omzuna koyarken önüne düşen saçlarını geriye atmıştı.
"İyi misin?" diye sordum beklediğimden daha çok endişe dolu sesimle. Bayan Kim müziği kapatmış ve yanımızda durup Aeri'ye bakmıştı. Hara da benim gibi Aeri'nin diğer tarafından yanında oturmuş duruyordu. Nina, Aerinin hemen arkasında durmuş, elini omzuna koymuştu. Büyümüş gözleri ile ona bakıyordu.
"İyiyim, bir anda dengemi kaybettim"
"Ayağın ağrıyor mu?"
Aeri bana dönüp gülümsesede endişem yok olmadı.
"İyiyim Zuer, merak etme"
Hara ayağa kalktıktan sonra ayağa kalktım ve Aeri, Hara ve benden destek alarak ayağa kalktı. Ayaklarını kontrol ettikten sonra keografiye en baştan başlamak üzere yerlerimizi alırken moralini düştüğünü görebiliyordum.
Keografiye en baştan başladığımız da gözüm ayna'nın üzerinden hep Aeri'nin üstündeydi. Son iki gündür Aeri'nin modu düşüktü ve bunu sorsam da açıklayıcı bir cevap alamamıştım. Fazla üstelemek istemesemde biliyordum ki uygun bir anda ona tekrar soracaktım.
Bir kaç saatimiz daha topukluların üstünde geçmişti. Bileklerimde ki ince sızı görmezden gelenemeyecek kadar keskindi. Ayağımı her kaldırıp bastığımda daha da acı vericiydi.
Şarkının sonunda Aeri, ben, Hara ve Nina şeklinde yan yana diziliyorduk. Şarkı bittiğinde duyduğumuz tek şey iki dudağımız arasından alıp verdiğimiz nefes sesi, hissettiğimiz tek şey ise bileklerimizde ki acıydı.
"Pekâlâ kızlar, biraz mola verelim"
Bayan Kim gülümsedikten sonra son kez Aeri'ye bakıp odadan çıktı. Nina kendini yere atıp topukluları çıkartırken ben koltuğa oturup çıkartmış ve spor ayakkabılarımı giymiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
That Day ^•^ Lee Taeyong
Fanfiction-O gün, o gün cüzdanımı bulamadığım da kahvemin parasını ödemiştin, ondan sonra nedense hiç aklımdan çıkmamıştın. Ve çok sonra fark ettim ki, ben sana aşık olmuştum. ... *Kitabın şarkısı -> Mark Klaver/Say You Love Me*