ꕥ
Ayandan üstümü incelerken elimi kızıl saçlarıma götürdüm ve şekil vermeye çalıştım; gergindim. Hem de çok fazla gergindim... Sürekli ellerimi koyacak bir yer arıyor, nasıl durmam gerektiği konusunda alıştırma yapıyordum.
Fazla resmi değildi kıyafetim aslında.
Simsiyah bol bir gömlek giyinmiştim, ilk üç düğmesini açık bıraktım. Altımda kumaş siyah bir pantolon vardı. Tek fark ayakkabılarımın Converse Run Star olmasıydı, ama kendine has bir görüntü sağlıyordu. Kulağımdaki piercingler sayesinde oldukça iyi olduğumu düşünüyordum.
Kapının iki kere tıklanmasından sonra o yana döndüm ve Hyunjin kafasını içeri sokarak bana baktı. Beni gördüğü anda gözleri büyümüş, bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"Ne o? Dilin tutuldu bakıyorum da."
Kendi dediğime gülerken Hyunjin de sonunda kendine gelebilmişti.
"Çok güzel olmuşsun..."
Yaptığı iltifat ile yanaklarım kızarmaya başlayınca yaptığım makyajın bunu belli etmemesi için içimden mırıldanmaya başlamıştım.
"Herkes hazır, birlikte gitmenin daha doğru olacağını düşündüm."
Ona başımı olumlu anlamda salladım ve masanın üstünde duran oda anahtarım ile telefonumu arka cebime koydum. Hyunjin çıkmam için biraz gerilemişti, ben de odanın kapısını kapatıp kilitledim.
"Lily ve Jack Marrow çocuklarının adı. Onlarla iyi anlaşmalıyız, en azından şüphelenmemeliler."
Başımı sallayarak onayladım ve gergince nefesimi ciğerlerime çekip etrafıma bakındım. Parmaklarımın arasına geçirilmiş bir el hissedince gözlerim büyüdü ve elimize baktım. Hyunjin elimi sanki sevgiliymişiz gibi tutmuş bana güven verici bir şekilde bakmıştı.
Bu yaptığı bir yandan rahatlamamı sağlarken bir yandan da gerilmemi sağlamıştı.
"Utandın."
Dediği ile yavaşça başımı iki yana sallasa da Hyunjin konuşmaya devam etti.
"Chris'in aksine zihin okuyamıyorum, ama duyguları hissedebiliyorum. Sen cidden şu an utandın."
Bunu fark etmesi ile başından beri duygularımın farkında olması beni garip hissettirmişti.
"İlk beni iş üstünde bastığın gün hissetmiştim orada olduğunu. Merak duygunu kırk öteden herkes alabiliyor, Felix."
Dediğine kahkaha attım ve elimde dudaklarımı kapattım.
"Bunlar bana çok tuhaf ve gerçek dışı gelen şeylerdi. Ne olduğunu anlamadan bir anda bu işin içine çekilmeye başladım yavaş yavaş." Hyunjin bana ifadesiz bir şekilde bakmaya devam ediyordu, laflarımın sonunu getirmek için derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesmerise » Hyunlix✓
Fanfiction"Ben Lee Yongbok Felix. Avusturalya-Kore meleziyim, bu iki dünyanın arasında büyümüştüm. Tek çocuk olmanın getirisiyle fazla rahat ve sevgiye bol büyümüştüm. Bu beni daha mutlu insan yapması gerekirdi belki ama o kadar mutlu muydum? Tabii ki hayır...