0.3| Arkadaşlık

2.2K 237 194
                                    

ꕥ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zilin çalmasıyla defterin kapağını anında kapatmam bir olmuştu. Derin bir nefes verip telefonumu ellerime geri almıştım.

"Hey, Felix. Kantine gideceğim benimle gelmek ister misin?"

Kaşlarımı çatıp neden onunla gelmemi istediğini sorgulamıştım. Kendisi de giderdi değil mi?

"Pekala, geleyim."

Daha fazla sorgulamadan ayağa kalktım ve Seungmin'le yan yana ilerlemeye devam ettim. Kantinin yolunu bilmediğim için onu takip ediyordum.

"Bu kadar uzak olmana gerek yok, tamam yeni tanıştık, ama aramızdaki tanışma arkadaşlık olabilir."

Seungmin gülümsedi ve koluma girdi. Onun bu yakınlığı ister istemeden beni tedirgin ediyordu. Bu kadar yakın temas içinde olmak bana göre değildi.

Zemin katta bulunan kantine geldiğimizde bir panonun önünde kocaman sıra vardı. Seungmin oraya aval aval baktığımı fark etmiş olmalıydı ki hemen konuşmaya başladı

"Ah, o denemenin sonuçları. Her ay deneme oluruz. Okulumuz dersler konusunda baya katıdır, ama semtin en iyi okulları arasındadır."

"Neden sen de bakmıyorsun?"

Seungmin buruk bir şekilde gülümsedi, bunu belki bir başkası anlayamazdı, ama o gülümsemenin anlamını çok iyi biliyorum.

"Neden zorla gülümsüyorsun?"

İkinci soruyu istem dışı sormuştum, Seungmin dediğimle biraz şaşırmıştı.

"Sonlarda olduğuma eminim, bakmaya gerek duymuyorum."

"Ah, anladım."

Seungmin sıraya sessizce ilerledi. O kantin sırasına girerken ben de panodaki sıraya bakıyordum. Listenin başındaki kişi kimse sınavı ful çekmişti.

Hwang Hyunjin

Yanımdaki kızlar onun adını söyleyip çok zeki oldukları hakkında konuşuyordu.

Seungmin muzlu sütle yanıma geldiğinde panoya benimle birlikte bakmaya başladı.

"Kim bu Hwang?"

Ona yandan baktığımda pipetinden bir kez içeceği içine çekti ve içecekten garip bir ses çıktı.

"Cam kenarında oturan uzun saçlı hafiften dibi gelmiş çocuk varya.. o Hwang."

Benim uzun süre bakışma savaşı verdiğim kişi olmalıydı.

"Anladım, kızlar arasında baya meşhur galiba."

Seungmin sırıttı, "Sadece kızlar değil, erkekler arasında da meşhur." diye cevap verdi. Dedikleriyle gözlerimin büyümesi bir olmuştu.

"Bunu garipsemiyor musun?"

Seungmin bana kaşlarını çatarak bakmıştı.

"Garipsenecek bir şey olduğunu kim dedi? Ayrıca eğer homofobiksen arkadaşlık olayını belki tekrar düşünmeliyiz."

Dedikleriyle yüzümde bir gülümseme oldu, resmen ona parlayan gözlerle bakıyordum bence.

"Sen deli misin? Neden homofobik olayım? Ordan bakılınca mağara adamına falan mı benziyorum?"

Dediğim şeyle kahkaha atmış elini omzuma koyup kantin çıkışına yöneltmişti.

"Bir an korktum, homofobiksin sandım."

Elimi çarpı işareti yapıp ona gösterdim.

Yıllarda yargılandığım konunun burada normal olarak bakılması beni çok mutlu etmişti. Herkes tarafından olmasa da Seungmin tarafından normal olarak görülmesi beni daha da mutlu etmişti.

Birlikte yine sınıfa geçmiş anime ve oyunlar hakkında konuşmaya devam etmiştik. Kendimi bu kadar açabildiğim ilk kişi Seungmin olmuştu, birlikte anime maratonu yapmak için sözleşmiştik bile.

Belki bu okul için fazlasıyla önyargılı olmuştum.

Konu eksiklerimi, Seungmin'in defterinden resimlerini çektim.

"Bence Sakura gereksiz linç yiyor, stüdyo kızı bok gibi lanse ediyor, ama o mangada öyle birisi değil. Çok güçlü ve zamanın en iyi kadın ninjası."

Seungmin dediklerime hak verirken ilave etti.

"Sakura'yı öne çıkarmak için bazı fanlar Hinata'yı gömüyor. Bu durum benim çok sinirimi bozuyor. Hinata bir de çok cinselleştiriliyor, hakkında yapılan şeyler çok korkunç."

(Dip not: Sakura ve Hinata'yı sevin.)

İkimiz de Naruto animesi hakkında konuşup duruyorduk, konuşmamıza kulak misafiri olmuş bir çocuk aramıza yaklaştı.

"Siz anime hakkında mı konuşuyorsunuz?"

Sincap suratlı çocuk bize bakarken Seungmin başını aşağıya ve yukarıya salladı.

"Tanıştırayım Felix, bu eleman Han Jisung. Sınıfın asosyal çocuğu."

Jisung güldü ve bir sandalye çekip yanımıza geldi.

"Memnun oldum Felix."

Elini bana doğru uzattı, ben de Seungmin'e baktım. Sonea tekrar Han'a döndüm ve elini sıktım.

"Ben de memnun oldum."

Zil tekrardan çalmış derse girmiştik, derste bir şeyler daha not alırken arkadaşlarımın olma hissi içimi kıpır kıpır ediyordu. Galiba artık huysuz bir çocuk olmama gerek yoktu, en azından onlar yanımda.

İngilizce dersi boyunca ful uyumuştum, bundan dolayı öğretmenden linç de yemiştim. Seungmin ve Jisung bana bir şekilde moral vermiş ve mutlu olmamı sağlamıştı.

Korkularım yine de içimde vardı; ya onlar beni bırakırlarsa veya hayatımdan bir anda çıkarlarsa diye.

Bu düşünceler yerine anı yaşama kararı almıştım çünkü bana göre mantıklı gelen seçenek buydu.

Olaylara bodoslama girersem şaşırmayın... Bunlar filler bölümleri asıl bölümler gelmedi daha

Mesmerise » Hyunlix✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin