ꕥ
Yaklaşık saatlerdir Hyunjin'in kucağından kalkmamıştım. Yıllar sonra en güzel uykumu o saçlarımı okşarken yaşamıştım. Senelerin getirdiği bir şey olduğu için ağlamama ne engel olamıyordum. Daha fazlasını isteyen bir çocuk edasıyla daha da kafamı göğsüne sürtünüyordum.
Akıl yaşım yirmi iki bile olsa içimde ölmeyen çocuk, onun kollarında tekrar diriliyordu.
"Bebeğim, geldik."
Birkaç mırıltılar çıkartıp onu onayladım, ama yine de harekete geçecek bir şey yapmamıştım. Hyunjin'in kıkırdama ezgileri kulağıma ulaştığında kalbimin atışı hızlanmıştı.
"Hyunjin, beni odana karar taşır mısın?"
Hâlâ sesim uykulu çıkıyordu; elimi kıpırdatacak ne enerjim kalmıştı, ne de gücüm. Hyunjin de bunu bildiği için beni ikiletmedi ve kucağına aldı. Kollarımı boynundan geçirip kokusunu ciğerlerime kadar çektim. Özlediğim Hyunjin kokusu ile yine gözlerim dolmuş burnumu çekerek ağlamamaya çalıştım.
Hyunjin benim duygularımı hisseden birisiydi; yaşadığım özlem duygusunu benimle beraber yaşıyordu.
"Üzülme Hyun."
Onun duygularını anlamak için duygu hisseden birisi olmama gerek yoktu, yıllardır onu unutmamak için verdiğim mücadele de hislerine daha da hakim olmuştum. Onun gibi düşünebiliyor ve hareket edebiliyordum.
"Özür dilerim."
Ondan duyduğum kaçıncı özürdü bu bilmiyordum. Kafamı boynundan kaldırdım ve kahverengi gözlerine bakıp dudağımı gözünün altındaki minik bene konumlandırdım. Gözlerimi kapatarak yıllardır merak ettiğim beninin tadına bakıyordum sanki.
"Bunları deme artık. Bunu kendi isteğimle yaptım, Chris başta bana hep karşı çıksa da devam eden bendim. Sana olan sevgim her şeyi yenmem için olanak sağlıyordu."
Dudaklarım bu sefer yumuşak dudaklarını bulmuştu; bir yandan onun odasına giderken özlemimi çıkarmaya başlamıştım. Kapıyı arkasından kapatıp kilitledi ve yatağa doğru ilerledi. Kendini yatağa bıraktığında yıldız gördüğüm gözleri daha da parlamaya başladı.
"Yıldızlarını çok seviyorum."
Mırıldanarak bunu söylediğimde gülümsedi ve yara bere olan çillerimi naif bir şekilde öpmeye başladı.
"Yıldızlarındaki yaraları bile seviyorum."
Kalıcı yaralarıma rağmen beni hâlâ seviyordu. Yüzümde olan kızarıklarıma, kabul bağlamış çizgilerime ve delik deşik olan vücuduma rağmen beni seviyordu.
"Senin için daha dün olan bebeksi bir yüzüm yok artık."
Hyunjin dediğim şey ile "Bebeğim." diye mırıldandı ve kollarını belimin arkasında birleştirip bana baktı. Dolu olan gözledim yüzümden yüzünü net göremiyordum, bu yüzden birkaç defa kırpıştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesmerise » Hyunlix✓
Fanfic"Ben Lee Yongbok Felix. Avusturalya-Kore meleziyim, bu iki dünyanın arasında büyümüştüm. Tek çocuk olmanın getirisiyle fazla rahat ve sevgiye bol büyümüştüm. Bu beni daha mutlu insan yapması gerekirdi belki ama o kadar mutlu muydum? Tabii ki hayır...