KERATİN +18

Keratin19

"Yukarıda mı?Çiğdem?" Ben de en az senin kadar şoktayım Deniz.

"Gelene kadar bizimle otur diyeceğim ama şimdi hiç gelemeyedebilirler bilemiyorum o yüzden." Ezgi'nin dürtmelerine rağmen Tolun cümlesini esirgememişti.

Deniz kararsızlık içindeydi. Bana bakıyordu. Bir şeyler dememi bekler gibi.

"O kadar gelmişsin,bir şeyler iç." Deniz elini ensesine götürdü. Birkaç saniye düşündükten sonra yanımıza oturdu.

Elini ensesine götürdüğündeki kasılan kaslarını düşünmemeliydim. Başka bir şeyler düşünmeliydim. Mesela Çiğdem'in bir anda bu kadar değişmesini. 180 derece,bu kadar kısa sürede insan değişebilir miydi?

Tolun,Ezgi ve Özge kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Deniz ve ben ise hiç ses çıkartmadan oturuyorduk. Arada göz geldiğimizde hemen gözlerimi çekiyordum. Başka tarafa bakıyordum ya da önümde duran bardakta parmaklarımı gezdiriyordum.

Kısa bir süre sonra Mert ve Çiğdem gelmişti. Mert'in dudağına Çiğdem 'in parlatıcısı bulaşmıştı. Umarım bunu tek fark eden ben değildim.

Çiğdem Deniz'i görünce duraksadı. Olduğu yerde kaldı. Oysa Deniz rahatlamış gibiydi. Sanki omzunlarında kocaman bir yük varmıştı ve birileri o yükleri almıştı.

"Her şey için tekrar teşekkürler. Ben gidiyim artık."Mert masada bıraktığı ceketini alıp yanımızdan ayrıldı.

"Kuzen sen onunla ne alaka?"

"Bunu başka zaman konuşalım mı Ezgi?" Herkesin içinde konuşmak istememesini anlıyordum. "Deniz sen hani gelmeyecektin?"

"Son dakika değişikliği oldu biraz ama kararımı değiştirdim."

"Ben hala algılayamadım. Siz sevgili gibi bir şey değil miydiniz? Sen nasıl bu kadar sakinsin?"Tolun sorusunu Deniz'e yöneltmişti.

"Sevgili değildik,değiliz de. Tamamiyle arkadaşça bir ilişkimiz var." Tolun'nun daha sorucak soruları var gibiydi ama Özge onu susturdu.

"Biz Tolun ile aşağı kata bakalım. Deniz istersen sen de gel içecek bir şeyler almış olursun." Deniz onaylayıp oturduğu yerden kalkıp Tolunlar ile gitti.

Masada Ezgi,Çiğdem ve ben kalmıştık sadece.

"Çiğdem bu çocuktan hoşlanmıyor muydun sen? Üstelik sen geçen dediklerinden sonra nasıl tanımadığın biriyle yukarı çıkabildin algılayamıyorum."

"Siz özel konuşacaksanız ben de kalkayım." Tam kalkıcaktım ki Çiğdem

"Cansel sen yabancı değilsin.Saçmalama otur."

"Anlatsana Çiğdem. Meraktan öldürdün bizi." Ben de o kadar merak ediyordum ki.

"Ya aslında Deniz'den ortaokuldayken çok hoşlanıyordum. Zaten bir daha da görmemiştim unutmuştum. Geçen aylarda bir yerde denk geldik. Ben onun numarasını aldım,ortaokuldaki hoşlantımdan falan bahsetmiştim. Sonrasın defalarca buluşmalara çağırdım ama beni hep reddetti. Sen de gördün Cansel sinema günü,gelmedi. Bir iki gün sonra buluştuk,sanırım o kadar ısrarıma dayanamamıştı. Bir ilişki istemediğini net bir şekilde ifade etti. Ben de arkadaş kalmayı teklif ettim. Arkadaş kaldık."

"Ama sen Deniz'den hoşlanıyorsun o zman. Sadece reddedilmişsin. Mert onu unutmak için falan mıydı?"

"Ezgi sen beni biliyorsun,ben o kadar reddedilmeyi hazmedemedim. Hırs yaptım. Dün buna iyice emin oldum."

"Niye dün daha da emin oldun?"diye sordum.

"Dün onunla telefonda konuştuk biraz. Hoşlandığın kişiyle konuşurken içinde bir şeyler olur,heyecanlanırsın falan ya.  Onların hiçbiri olmadı bende."