2-SONUN BAŞLANGICI

18 1 1
                                    

Her zamanki gibi yine yataktan kalktım. Başıma yine tarifsiz bir ağrı girmişti.

Mutfaktan mis kokular geliyordu. Anlaşılan Tina her sabahki gibi yine mükemmel bir kahvaltı hazırlamıştı.

Hızlıca duş alıp okul formalarımı giyindim. Tina çayları bardağa koyarken ben de mutfağa girmiş ve çoktan ekmeğime reçel sürmeye başlamıştım.

"Yine geç kaldın kuzum. Hadi biraz acele et, servisi kaçıracaksın." Tina benim 4 yıldır ev arkadaşımdı ve en iyi destekçimdi. Arkadaştan fazlasıydı.

"Tamam" dedim a harfini uzatarak. Derslerimi kaçırmamı hiç sevmezdi.

Son lokmamı da ağzıma attıktan sonra odamdan çantamı alıp ve tabi ki Tina'ya öpücük attıktan sonra evden çıktım.

🌑

15 dakika boyunca telefonla oyalandıktan sonra sonunda servis gelmişti.

Ama servisin içi tamamen boştu ve şoför amca değişmişti.

Sonunda bakışlarımı boş koltuklardan çekip şoför amcaya baktığımda "Neden hiç kimse yok?" Diye sorabilmiştim.

Şoför amca, "Oturacak mısın?" Diye sordu.

İlk başta tepki vermeden öylece suratına baktım. Başıyla koltukları işaret ettiğinde bu sefer ısrar etmeden en arka koltuğa oturdum.

Fazla abartıyor olabilirdim sonuçta değil mi? Belki de Osman Amca yerine bu adam gelmişti.

Peki ya öğrenciler?

Kafamdaki sorularla daha fazla uğraşmak istemediğim için kulaklıklarımı çıkartıp en sevdiğim dizi olan "Vampire Diaries"ı açıp izlemeye başladım.

🌑

Servis durduğunda yine o garip şoför amcayı görmek istemediğim için başımı kaldırmadan ayaklarıma baka baka yürümeye başladım ve servisten indim.

Sonunda kafamı kaldırdığımda donup kaldım.

Aman Tanrım!

Benim ormanda ne işim vardı?

Birkaç dakika ağaçlarla bakıştıktan sonra sonunda gözlerimi etrafta gezdirdim.

Adam beni niye ormanın ortasına attı diye düşünürken aynı anda salaklığım yüzünden kendime küfrettim.

Diziyi kapatıp aramalara girdim ve Tina'yı aradım.

Allah kahretsin!

İnternet çekmiyordu. Ne yapacağım diye dert yanarken yürümeye başladım.

Belki bir yerlerde internet çekerdi değil mi?

🌑

2 saattir yürüyordum. İnternet çekmiyordu ve kafayı yemek üzereydim.

Kuşların ve diğer hayvanların sesi başka zaman huzurlu gelebilirdi ancak şuan deli gibi korkuyor ve soğuktan titriyordum.

Umarım bu ormanda çürüyüp gitmezdim.

Ben ölümümü daha farklı hayal etmiştim oysa ki. Mesela sevdiğim adamın yanında. Evet, farkındayım yine yalnızlıktan kendi kendime konuşmaya başlamıştım. Aslında bu anormal bir durum değildi.

Her yalnız insan kendi kendine konuşurdu dimi?

🌑

6 saattir yürüyordum ve yolun kenarına oturup ağlayıp yine yoluma devam ediyordum.

Bu bir döngü haline gelmişti.

Yanımda Tina'nın yaptığı börekler vardı lakin daha ne kadar dayanabileceğimi bilmiyordum.

Hava hafiften kararmaya başlamıştı ve bu durum beni daha da geriyordu.

Şuan bir ağacın altında yine oturup ağlıyordum.

Çok kısa bir an uyuya kalmıştım ve rüyamda annemi görmüştüm.

Gördüğüm rüya diğerlerinden farklıydı. Annem ağlayarak özür diliyordu ama ne için olduğunu bilmiyordum.

Ona koşmuştum ama o beni arkasında bırakıp gitmişti.

Hala kafamda bu rüyayı düşünürken gözyaşlarımı silip ayağa kalktım ve yürümeye başladım.

🌑

Ağaçların ardında bir ışık görmüştüm ancak gerçek olduğuna inanmıyordum çünkü artık gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum ve bu durum beni daha da zorluyordu.

Yine o ışığı gördüm ve gerçek olup olmadığını anlamak için gözlerimi ovalayıp yine açtım.

Gerçekti.

Evet, orda biri olmalıydı.

Işığın olduğu yöne doğru koşmaya başladım. Kalbim deli gibi atarken bir insan görme umuduyla koştum.

Çok uzakta değildi ancak giderek uzaklaşıyor gibiydi.

Daha da hızlandım.

O kadar heyecanlanmıştım ki, yerdeki dalı görmeyip yere yapıştım.

Dizlerim ve avuç içlerim yanıyordu.Her yerim çamur olmuştu ve galiba başım kanıyordu.

Bunu umursamadan yine o ışığı görmek amacıyla kafamı kaldırıp ileriye baktım ve yine o ışığı gördüm.

Bu sefer çok daha yakınımdaydı.

Gözlerimdeki yaşları sildim ve ayağa kalkıp koşar adımlarla o ışığa ilerledim.

Ancak o ışık bir geçite benziyordu ve bu durum beni daha da heyecanlandırmıştı.

Sonunda geçitin karşısında durup etrafıma baktım.

Bir tek nefes alış verişlerim yankılanıyordu koca ormanda. Bir kuş sesi bile yoktu.

Bu sefer kalbim korkudan deli gibi atmaya başladı.

Ve kanımın akışını bile durduracak o sesi duydum;

Annemin ve babamın sesi.

Geçitin içindeydiler ve bana bakıp gülümsediler.

O kadar şok olmuştum ki bir an rüyadayım sandım.

Ancak hayır, bu bir rüya değildi.

Gerçektiler ve bana gelmemi söylüyorlardı. Onları o kadar çok özlemiştim ki bir an bile düşünmeden geçite adım attım.

Ve her yer karanlıktı.

Her yer kanımı donduracak derecede ürkütücüydü.

Bu başlangıçtı...

Sonun başlangıcı.

🌑

Yeniden merhabaaaa
Evet, bu bölüm her şeyin başladığı yer.
Ben bile yazarken titredim ve heyecanlandım. Umarım size de bu duyguları geçirebilmişimdir.

Yeni bir bölümde buluşmak dileğiyle 😘

Lütfen yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın 🙏🙃

EVRENİN OYUNU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin