14. Bölüm

337 48 81
                                    

"Ah Yongbok! 2 haftadır nerelerdesin?" Demişti yaşına rağmen genç gösteren kadın.

"Bazı işlerim vardı bayan Kim. Ama geldim sonunda. Bu arkadaşım Hyunjin."

Sonunda varlığımı hatırlamış ve beni kadına tanıtmıştı.

"Oh! Çok memnun oldum. Ayrıca Yongbokun arkadaş edinmesinede çok sevindim! Pek arkadaşı yok bu yüzdende sen onun için çok iyi bir-"

"Anne!" Yanındaki kız durmadan konuşan kadını sakince uyardığında durmuş ve gülümsemişti.

"Ah özür dilerim yine çok konuşmaya başladım."

"Sorun değil. Aslında buraya gelme sebebim- yani sebebimiz.... Avustralyaya geri dönücem. Bir süreliğine. Veda etmeye gelmiştik."

"Umarım kötü bir şey olmamıştır"

"Hayır sadece bilirsiniz bazı işlerimiz var"

"Anlıyorum. Umarım iyi olursunuz" ikimizede bakıp gülümsediğinde başımı eğdim teşekkür anlamında.

"Gitmeden öncede şunu bırakmak istemiştim" ceketinin cebinde içi dolu beyaz bir zarf çıkarıp kadının masasına bıraktı.

"Çok teşekkür ederim. Tüm bu bina ve çocuklar sana çok şey borçlu"

"Rica ederim. İzninizle" dışarı çıkmak için izin aldığında kadın başını olumlu anlamda sallamıştı.

Bizim arkamızdan hemen bizi takip eden kız ile birlikte aşağı kata inmiştik.

"Hemen mi gidiyorsunuz?"

"Soojin kimliklerin hazır olduğunu söyledi. Beklediğimizden daha çabuk oldu. Bu yüzden gecikmeye gerek yok."

"Anladım" Lia üzgünce başını eğmişti. En azından dolan gözlerini saklamak için.

"Hey. Üzülme. Geri geleceğiz sonra." Eliyle kızın çenesinden tutup kaldırdı.

Kız gözyaşlarını silip başını salladı. Yongbok aniden aklına gelen şeyle bir soru sordu.

"Senden istediğimi aldın değil mi?"

Hemen başını sallayıp yukarı çıktı ve tahminimce az önce çıktığımız odaya girdi. Bir kaç dakika sonra yanımıza gelip elindeki poşeti Yongboka uzattı.

"Teşekkür ederim". Lia gülümsediğinde bana bakmaya başladı.

Yongbok elindeki poşetten kırmızı renkte bir telefon çıkarıp bana uzattı.

"Bu senin"

"Benim mi?"

"Hı hı. Uzun süredir telefonun olmadığını fark ettim. Gerekicek." Diyip bana uzattı.

Haklı kardeşim evden kovulduktan sonra bir daha telefonumu vermemişlerdi. Arayacak hiç kimsemde yoktu zaten.

Elimdeki telefona bir süre öylece baktığımda Lianın sesiyle düşüncelerimden ayrıldım.

"Rengini Yongbok özellikle seçti"

Ona baktığımda sırıtmaya başladı.

"Kırmızı sana yakışıyor sarışın"

Kan tekrar yüzüme hücum ederken başımı eğip koluna vurdum.

"Gıcıklık olsun diye yaptın değil mi!?"

"Hey sakin ol. Sen dememiş miydin en sevdiğim renk kırmızı diye"

Haklı. Şaşkınca ona baktım.

Criminal • HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin