21. Bölüm

299 46 31
                                    

Hyunjin

Daha önce deja vu yaşamayan yoktur.

Geminin alt katında bir odaya götürdü beni. Zorla bir şeyler yedirdi. Öğrendiğim kadarıyla az önceki kız avustralyalı bir tercümanmış. Ya da şöyle söyliyim onun "arkadaşlarından" değilmiş.

Yemekten sonra odama gidip tekrar yatağımın içinde kıvrıldım. Uyandığımdan beri baş ağrısı, mide bulantısı ve içimdeki tuhaf hiss geçmiyordu. Anlaşılan yıllardır gelmeyen anksiyete krizim yakındı.

Akşam dediğim gibi ne kadar içtik hatırlamıyorum. İçtikten sonrada ne yaptık hatırlamıyorum. Ama garip bir şekilde içimde karmakarışık hissler boy gösteriyor.

Öncelike mide bulantımın yarattığı iğrenç ve rahatsız edici hiss. Ardından başımıza ne geliceğini düşünmekten yaranan korku ve biraz endişe. Tabi birde ne olucaksa olsun yaşamamın bir anlamı mı var zaten diyen bir yanımda var. Bir de hatırlamaya çalıştığım ama hatırlayamadığım, aklımda bulanıkca canlanan sahneler var ve onlarda karnımda tatlı bir karıncalanmaya sebep oluyor.

İçki bana yaramamıştı anlaşılan. Bir daha içiçek miydim peki? Kesinlikle evet. Böyle diğincede Yongbok gibi konuştum.

Akşama kadar 3 tane hap içtim. İlaç içmekten nefret ediyorum. Yıllarca ilaç içerek yaşadığımı bilmekse berbat bir hiss.

Akşam olmuştu ve bene hala yatağımda dönüp duruyordum. Yongbok bir kaç saat önce gelmiş ve yatağına uzanıp uykuya dalmıştı. Uyuması iyi bir şeydi. Her ne kadar kabul edemesemde onun için endişeleniyordum.

O uyuduğundan beri uyanmaması için çok kıpırdamamaya çalışıyordum ki ses çıkmasın.

Yerimde doğrulup diğer yatakta sırtı dönük uyuyan bedene baktım. Gerizekalı üstü açık uyumuştu birde. Üstünü örtersem kesin uyanır. Bana ne ya.

Ayağa kalktım ve çok ses çıkarmamaya çalışarak kapıya adımladım. Tabi bendeki şans ne kadar izin verirse. Yanlışlıkla kapının yanındaki kırık tahtaya bastım ve o gıcırtı sesiyle yüzümü buruşturup Yongboka baktım. Neyseki hala çatık kaşlarıyla olduğu gibi uyuyordu.

Dışarı çıkıp kapıyı sessizce kapattım ve sabah yemek yediğimiz odaya gittim. Kapıyı açtığımda sabahki kız ve başka bir adam masada oturmuş sohbet ediyorlardı.

"O hey yine sen" kız beni görünce söyledi bunu.

"Şey evet. Ben içki almak istiyordumda"

"Bak şurdaki kasalarda şarap var. Yanındakilerdede viski." Adam elinde soyduğu elmayı kesip ağzına götürdü ve odanın diğer tarafındaki kasaları işaret etti.

Kasaların yanına gidip bir şişe viski adım. Yan taraftaki tezgahtanda bir bardak alıp kapıya yöneldim.

"Teşekkür ederim" sessizce mırıldandım.

"İyi akşamlar..." dediğini duydum sadece kızın.

Dün oturduğumuz yere gittim. Hep o beni yoldan çıkartıcak değildi ya. Bu seferde ben kendim yoldan çıktım galiba.

Daha önce Shuhuanın barında içmiştim. Fena değildi. Neden şimdide içmiyim ki? Oturduğum yere ay ışığı tepeden yansıyordu.

•●•

Oldukça genç görünen kadın çantasını düzeltip önünden geçen bir kızı durdurdu.

"Pardon, Nude barı nerde acaba?"

"Hemen ileride hanımefendi" dedi kız. Kadın ona teşekkür etti ve kızda baş selamı verip gitti.

Biraz daha yürüyüp büyük led ışıklarla yazılmış "Nxde" yazısını gördü. Kadın gülümseyip siyah saçlarını düzeltti.

Criminal • HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin