0.3

8K 265 4
                                    

 

Merhaba tekrardan ...
   
                  Okumanız gerek
Kitabımda ne kadar dikkat etsem de yazım yanlışları var kusura bakmayıntelefonla yapılınca anca bu kadar oluyor malesef

Birde kitabı yazarken müzik liste8mden o an denk gelen şarkıyı koyuyorum değişik müzik zevkim olsa da güzeller bi kaç dinlemeden sonra alışıyorsun..

Fırsatım olduğu sürece haftada üç gün bölüm atacağım.

Fenerliler olarak çok üzerimize geliniyor fenerli olmak ta yürek ister o kadar yenilgiye rağmen hâlâ o takımı tutmak.💙💛

İyi okumalar...

Mabel matiz - fırtınadayım 🎧  

......

"Biz mardinli değilmiydik?"

"Evet canım ama köyünde oturuyoruz ."

Öz annemin dediğyle şok oldum

" ne ciddimisiniz ? " deyiverdim bi an

"Evet canım Senin için sorun olur mu " dedi

Sanki sorun olsa benim için taşınacaklar.

İç sesimi susturup " yo hayır! Aksine ben çok severim " yalan değil di diğer ailemle ben küçükken hep çiftlik evimize gider orda bir hafta falan kalırdık.  Ama büyüdükçe abimler de işe başlayınca gidememeye başladık sonra da hiç gitmedik .

"Ben küçükken hep çiftlik evine giderdik onun için de alışkınım " dedim

"Burası çiftlik ev gibi olmaz her an her yerden tezek kokusu gelebilir rahatsız olmax mısın " dedi nerdeyse hiç konuşmadığım çocuk . Çocuk diyorum çünkü kendisi hiç benimle konuşmadı ismini bile söylemedi  şimdi muhabbete dahil olması beni şaşırtmadı değil.

" bilmem ki "Dedim dudak bükerek "siz rahatsız olmuyormusunuz " dedim .

"Biz alıştık "

" o Halde ben de alışırım " dedim göğsümde yatmaya devam eden ece başını kaldırıp   
" biliyormusun benim koyunum doğurdu " ellerini birleştirip sanki elinde minik kuş varmış gibi yapip aynı zamanda dudaklarını büzüştürerek "ve şu kadaycık iki tane kuzuşu var" dedi sanki şu an onları yanında olmasa da çok sevdiğini  anladım. Anlamamak mümkün değil zaten.

" istersen sana göstere bilirim eve gidince " deyince bende onun gibi heyecanla " yaa gerçekten mi ? Çok isterim Ececim onları çok merak ettim. Gerçekten." Dedim

" benim de atım var istersen onu da gidebilirsin  " dedi . çocuk ona artık çocuk demekten sıkıldım.  ismini bir an önce sormam gerek.

"Aa öyle mi aslında atlardan ne kadar korksam da çok severim. " dedim.

"Ben seni korurum korkmana gerek Yok."

"Evet korur senu selim abim . Bir keresinde ben tam attan düşmek üzereyken o kurtardı beni . Hiç şüphen olmasın ablacim " bu kızın
Sürekli ablacim demesine ne kadar garip gelse de çok hoşuma gidiyor.

Ben onun ablasıyım ABLA kelimesi ne kadar da güzel olduğunu şimdi öğreniyorum.

Bir yandan da çocuk dediğim aslında selim olduğunu öğrenmiş oldum  gene sormadan.

"Senin ismin selim mi? " diye acayip saçma soru sordum.  Selim ise sırıtarak ;

"Evet küçük sabahtan beri sormanı bekledim
Ama yine de öğrenmiş oldun " dedi 

"Evet biraz öyle oldu kusura bakma biraz olayları anlamaya çalışıyorum " dedim

" ne kusuru canım sen de haklısın " dedi bu çocuk madem bu kadar anlayışlı'ydı niye beş saatten beri tek kelime etmedi bana karşı.
Onu önemsemiyip elimi uzatarak ;

"O zaman ben sare yeni öğrendiğime göre senin kardeşin" dedim o da aynı şekilde elini uzatıp;

"Ben de selim senin ikizin" deyince bir an afalladım nasıl ya o ikiz bu muymuş ama birbirimize hiç benzemiyoruz ki .

"Ama biz birbirimize benzemiyoruz ki " Dedim

"Çünkü siz çift yumurta ikizisiniz " dedi arabaya bindiğimizden beri konuşmayan babam .

Yani öz olan babam şu an başka baba yok ama yinede söyleyeyim onlara dışımdan demesemde içimden babam - annem diyeceğim ne de olsa öyleler dışımda derdim ama olsun zaman geçtikçe derim şu ana kadar ne kötü söz ettiler ne de harekett olarak kötü bir şey yaptılar. Öyle ki bende onlara kötü olarak düşündüğüm bisey yapmadim şu an akışına bırakmış şekildeyiz.

Babamın dediği üzerine bir şey demedim yolu izlemeye devam ettim . Şimdiye kadar ailem hakkında öğrendiğim; köyde yaşıyoruz   hiç köy hayatı bilmeyen ben ne yaparım bilinmez , hayvancılık la uğraşıyoruz koyunlarımız var bide at , üç çocuk iki ebeveyn olmak üzere beş kişilik küçük çekirdek aileyiz , bindiğimiz arabaya bakılırsa  ve doğduğum hastaneye bakılırsa zenginiz  de  ama niye köydeyiz anlamadim .

Yaklaşık  kırk beş  dakika sonra tek tük evler görülmeye başladı ilerledikçe çoğalan evlerin arasında ki küçük yollardan ilerledik. Köyün içine girince davul  zurna sesleri gelmeye başladı.  Gittikçe de ses yükseldi düğün falan vardı galiba .

Yolda ki kalabalık ta bu tezimi doğruluyordu. insanlar açıldı. Biz arabayla geçerken yoldaki insanlar bize selam veriyorlardı demekki  sevenimiz var biraz .

İnsanlar içerisinde  biraz daha ilerledikten sonra durduk geldik mi yani .

Kapılar açıldı önce babam çıktı sonra annemin elinden tutup indirdi ondan sonra da bizi en sona ben kaldığım için beni kolunun altına aldı. " Hadi kızım gel yeni ailenle tanış " dedi.

Şuna olayları hala anlayamıyorum heryer insan ve burası bizim ev davul zurna çalıyor bir yanda da yemek yeniyor noluyor ya ...

"DUR DAVULCU  DUR TORUNUM GELMİŞ TORUNUM " dedi  bağıra bağıra ve şiveyle
Galiba bu da dedem oluyor.

Bize doğru gelip "gel hele torunum elimi öp" dedi babam da arkamdan eliyle yol göstererek gitmem için işaret etti. Güven vermek için de başını sallayıp tebessümde bulundu.

El mecbur yanına gidip elini öptüm "vay vay allhına kurban he" deyip o da yanaklarımdan öptü.

"DAVULLAR VURULSUN KURBANLAR KESİLSİN BU GÜN BENİM TORUNUM GELDİİ BU GÜN BİZİM DÜĞÜNÜMÜZDÜR VUR DAVULCU VURR" dedikten sonra bir yandan davulara vuruldu  bir yandan zılgıtlar çalındı bir yandan sol tarafta olan on adet koçlar kesildi tabi ben o tarafa bakmadım kan tutar dı beni .

Bir anda art arda ateş edilmeye başlandı ne olduğunu anlayamadım can havlu ile içeriye
Kaçtım.

                               🌾🌾

KESTİK...

Bu bölüm diğerlerine oranan biraz uzun oldu gittikçe uzayan bölümler başlıyacak..

Hatalarım oluyo hep kusura bakmayın.

Destek olup oy veren herkese teşekkür ederim..

SARE (Köylü ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin