Özel bölüm 5

147 5 0
                                    

Tony minderi kulaklarına daha sıkı bastırmakla meşguldü. Küçük Stark'ın tiz ağlamaları bütün evi çınlatmaya yetiyordu. Mavi gözlerinin yanlarında küçük küçük damlalar duruyordu.
"Pepper dayanamıyorum!" Pepper Vanessa'yı sağa sola sallıyordu.
"Tanrım Tony! Elimden geleni yapıyorum ama susmuyor." Pepper en başta onun aç olabileceğini düşünmüştü ama Vanessa'nın biberonu sertçe Tony'nin kafasına fırlatmasıyla bu fikrinden vazgeçmişti. Tony kafasını yastığa nefes alamayacağı şekilde gömdü. Aklında mükemmel bir fikir vardı. Vanessa Adele Stark susana kadar evi terk etmek.
"İmdat!" Pepper Tony'nin yastığa kapattığı yüzünden gelen boğuk çığlık ile kıkırdadı. Küçük Stark'ı omzuna yasladı ve Tony'nin omzunu dürttü.
"Tony kaldır şu poponu." Tony oflayarak yüzünü minderden kaldırdı. Gerçekten çok uykusu vardı ve yarım saattir bu ağlama sesini çekiyordu. Vanessa 1 yaşındaydı ve gerçekten bu aralar fazlasıyla huysuzdu. Genel anlamda sahte ağlamalar ile istediği her şeyi elde ediyordu. Tony yatakta oturarak yüzünü buruşturdu. Pepper Vanessa'yı Tony'e uzattığında Tony geriye doğru kaçtı.
"Onu ağlaması durmadan asla tutmam!" Pepper Tony'i dinlemeden minik Stark'ı onun kollarına verdi. Tony Vanessa'yı sımsıkı tuttu ve elini kalçasının altına yerleştirdi. Sırtını sıvazlayarak susmasına yardımcı olmaya çalıştı ama hâlâ faydası olmuyordu. Vanessa Tony'nin kucağından yatağa inmeye çalışıyordu. Tony sakin ve yavaşça onu yatağın üzerine koydu. Küçük Stark emekleyerek yatağın yanında ki çerçevenin yanına gitti. Çerçevede Olivia ve Pepper'ın bir fotoğrafı vardı. Pepper ve Olivia çok iyi arkadaştılar. Çoğunlukla birlikte kızlar gecesi yaparlardı. Bu süreçte gerçekten fazlasıyla iyi ikili olup California'yı sallayabiliyorlardı. Fotoğrafta Olivia göz alıcı bir gülümseye sahipti. Sarı bukleleri sağ gözünün üstüne düşüyordu, mavi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Pepper ise dudağında ki kırmızı rujla birlikte dudaklarını bükmüştü. Bakır rengi saçları omzunda fönlü şekilde yer alıyordu. Bu fotoğrafı buraya koymak tabiki Pepper'ın fikriydi. Tony'de buna asla karşı çıkmamıştı. Vanessa minik tombul elini fotoğrafa uzattı ve çekip aldı. Ağlaması yavaş yavaş minik hıçkırıklara dönüştü, şimdi sadece iç çekiyordu. Ağlamaktan burnu ve gözleri feci şekilde kızarmıştı. Baş parmağını Pepper'ın önce fotoğrafta ki yüzüne koydu. Sonrada Parmağını fotoğraftan kaldırıp Pepper'ı işaret etti. Pepper kırgın bir gülümsemeyle fısıldadı.
"Evet...o benim." Vanessa tekrar fotoğrafa baktı ve bu sefer parmağını Olivia'nın üstüne koydu. Başını fotoğraftan kaldırdı ve etrafına baktı. Sonra ellerini iki yana açarak başını iki yana sallası. Kısaca "O burada değil." demek istiyordu. Tony yutkundu. Küçük kızının saatlerdir ağlamasının sebebi çerçevedeki Olivia'ydı. Kollarını kızına uzattı ve onu kucağına aldı. Vanessa hiç mızmızlanmadan Tony'nin kucağına gitti.
Tony Vanessa'nın başını göğsüne yasladı ve saçlarına bir öpücük kondurdu. Vanessa'nın tatlı kıkırtısı odayı doldurduğunda hem Tony hemde Pepper gülümsedi. Tony onun ıslak gözlerine baktı. Bu sefer Vanessa'nın göz kapaklarının üstünü birer öpücük bıraktı. Normal bir insan gerçekten bu kadar ağlasaydı gözleri önüne bile akabilirdi. Tony bazen Vanessa'nın hızlıca büyümesini istiyordu bazense hep bebek kalmasını.
💗🎀💗🎀💗💗🎀💗🎀💗🎀💗🎀💗🎀
Tony gün ışığı ile yavaşça gözlerini araladı. Her zaman erken saatlerde kalkan Tony bugün savaştan çıkmış gibi uyumuştu. Sağ tarafına baktığında Pepper'ın orada olmadığı gördü, işe gitmiş olmalıydı. Tony yataktan kalktı ve banyoya gitti. Soğuk bir duş alarak kendine geldi. Üstüne eşofmanlarını giyinerek odadan çıkı. Vanessa'nın odasına gittiğinde Vanessa yatakta oturuyordu. Tony onun ne zaman uyandığını gerçekten merak ediyordu. Vanessa uyandığı andan itibaren ağlaması ile bütün ev halkını yanına toplardı. Vanessa kapının açılış sesiyle Tony'i gördü. Kollarına ona uzattı ve güldü. Tony'de aynı şekilde gülerek küçük kızının yanına gitti. Onu koltuk altlarından tutarak yataktan çıkardı. Onu kalçasından destekleyerek kucağına yerleştirdi. Kısa kahverengi saçlarına yumuşak bir öpücük kondurdu.
"Günaydın junior Stark." Vanessa'da çıkardığı anlamsız sesler ile Tony'e karşılık verdi. Tony gülerek kızının pembe elbisesini düzeltti.
"Aç mısın?" Vanessa elleriyle Tony'nin yüzüne vurdu. Tony Vanessa'nın minik ellerini tutarak öptü.
"Bana vurma junior Stark." Tony Vanessa ile mutfağa gitti.
"Sana çizburger vermek isterdim ama biliyorsun Bayan Potts'un emrine göre bu yasak." Tony isyan ederek tekrar konuştu.
"Bu tattan mahrum kaldığın için utanmalısın bebeğim!" Tony'nin dedikleri Vanessa'nın pekte umrunda değildi. O şu anda elini inceliyor ve parmaklarını emiyordu. Tony göz devirdi ve yemek listesinin yanına gitti. Pepper Vanessa için düzenli bir liste hazırlamıştı. Tabii listede çizburger yoktu. Pepper en başta liste hazırlamamıştı doğal olarak. Tabii Tony'nin ondan habersiz Vanessa'ya kendi yaptığı çizburger püresini yedirmeye çalışmasından sonra gerçekleşmişti. Tony listeye göz attı ve parmağını bir sayının üstünde durdurdu. 1 Mayıs Pazartesi. Tony bir anda durakladı.
"Oww küçük kızım bugün 2 yaşına girecek."dedi. Evet bugün Vanessa'nın doğum günüydü. Tony'nin aklından bu tamamen çıkmıştı. Kesinlikle bugün bir parti düzenlemeliydi. Sonuçta basının ve magazincilerin bir kızı olduğundan haberi vardı. Tony gülümseyerek tekrar kızının yanına geldi.
"Doğum günü kızı, bugün ki menümüzde brokoli çorbası var. Pepper Potts gerçekten zevksiz bir insan öyle değil mi? Ona kız bana değil." Vanessa Tony'e baktı ve ona dil çıkardı. Tony şaşkın ve sahte bir kızgınlıkla konuştu.
"Sen tam bir Pepper hayranısın. Hain bir kızsın sen."
Vanessa ellerini birbirine vurarak güldü. Tony ise çorba yapımı için malzemeleri topluyordu. Bu konuda çok yetenekliydi (!)
Tony havuç ve patatesleri doğrarken Vanessa onu izliyordu. Tony yemek konusunda genelde dışardan söylemeyi tercih ediyordu ama evde bir bebek olunca birisi elbette yemek yapmak zorundaydı.
"Bir an önce kendi yemeğini yapmaya başlamalısın. Artık dayanamıyorum."
Tony küp küp doğradığı havuç ve patatesleri bir kaba koydu(!) daha doğrusu küp şeklinde doğramaya çalıştığı. En son havuçları, patatesleri ve brokolileri pişirmeye başladı. 2 bardak süt ekledi. Vanessa tezgahta bulduğu tahta kaşıkla oynuyordu. Bu kaşığı ilk defa görmemesine rağmen her zaman ilk defa görmüş gibi inceliyordu. Kaşık elinden yere düştüğünde mızmızlandı. Tony'e baktı.
"Baba" diye bağırdı. Tony olduğu yerde dona kaldı. Küçük kızı ona baba demişti, inanamıyordu. Bu onun ilk kelimesiydi. Olduğu yerden haraket edemiyordu. Yavaşça yemeğin başından ayrıldı ve Vanessa'nın karşısına geçti.
"Ne dedin sen?" Vanessa mızmızlanmaya başladığında Tony yerdeki kaşığı ona geri verdi. Bu küçük kız 1 yıldır hayatındaydı. Her şeyi öylesine değiştirmişti ki Tony kendini tanıyamıyordu. Bu küçük kıza birisinin zarar vermesine asla izin vermezdi. Onu kendinden bile daha çok seviyordu. Koskoca Anthony Edward Stark'ın bu küçük kız için yapamayacağı şey yoktu. Eğer o gün Olivia'nın hastaneye gitmesini engellemeseydi küçük kıza asla sahip olamayacaktı. Tony gerçekten en başta Olivia'nın bebeği aldırmasını istememişti ama sonra pişman olmuştu. Ya iyi bir baba olamazsa? Bu bebeğin hayatını mahvederdi. Olivia'da Tony'e ne kadar söylemesede aldırmak istiyordu. Hatta hamileliğinin ikinci ayında Tony'den habersiz bunun için hastaneye bile gitmişti. Son anda eve ağlayarak dönmüştü. Gün boyu yatağa uzanmış, karnını okşayarak kızından özürler dilemiş ve şarkılar söylemişti. Tony'nin asla bundan haberi olmamıştı. Eğer haberi olsaydı kesinlikle Olivia büyük bir azar yerdi. Hatta birde Tony bu ihtimali göz önü ederek Happy'i Olivia'nın başına gardiyan olarak dikerdi. Eğer o olmazsa kesinlikle kendisi 7/24 başında beklerdi. Şimdi ise bu fikrin ne kadar aptal olduğu anlamıştı. Ya onu aldırsalardı ve Tony küçük kızını asla göremeseydi? Bunu düşünmek bile istemiyordu. Şu anda onun için canını bile verebilirdi. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çabalıyordu. Tony Stark artık küçük kızı için daha fazla masal biliyordu. Örneğin rapunzel, Tony'nin tabiriyle kulede saç uzatan kız. Bu masalı Vanessa'nın uyuması için her okuduğunda aynı anda her sahne için göz devirmeyi ihmal etmiyordu.
"Baba dedin değil mi?" Vanessa elindeki kaşığı ağzına sokarak Tony'i izliyordu. Bir elini saçlarına daldırdı ve tekrar bağırdı.
"Ba-ba!" Vanessa'nın mutlu ve neşeli çığlığı mutfakta yankılandı. Tony kahkaha attı ve onu kucağına aldı. Kollarını sıkıca minik kızına doladı . Vanessa'da Tony'nin tişörtünü sıkıca kavradı ve başını göğsüne yasladı, bir yandan da garip sesler çıkarıyordu. Tony başını kızının minik omzuna gömdü ve kokusunu içine çekti. Küçük Stark'ın vanilya, bebek pudrası ve çilek kokusu ile huzur buluyordu.
"Pekala babacık yemek yapmaya geri dönmek zorunda." Tony tekrar ocağın başına geldi. Çorbayı küçük bir tabağa boşalttı. Kokusu fazlasıyla mide bulandırıyordu. Tony minik kızı sandalyeye oturttu ve çorbayı içirmeye başladı. Vanessa çorbayı içmemek için mızmızlanıyordu. Bu çorba iğrençti! Pepper bunun sağlıklı olduğu söylüyordu. Vanessa ağlamaya başladığında Tony yüzünü buruşturdu. Yine ve yine ağlıyordu. Elinde ki tabağı bir kenara bıraktı ve masada ki peçeteyle Vanessa'nın ağzını sildi.
"İğrenç olduğunu biliyorum ama lütfen ağlama. Katlanamıyorum!" Tony onu kucağına aldı koltuğa oturdu. Televizyondan küçük kızının en sevdiği filmi açtı. Karlar ülkesi. Vanessa bu filmi altıdan fazla kez izlemişti ama asla bıkmıyordu. Tony filmin repliklerini ezbere sayabilirdi. Özellikle Elsa'nın şarkısı ağzına dolanmıştı. Artık şarkıyı her duyduğunda kulaklarını kapatıyordu ama bu sese küçük kızı için dayanıyordu. Küçük kızının kucağında şarkıya eşlik etmesini izledi, gerçekten tatlı duruyordu. Tony onun tombul yanağını sıktı. Küçük kızı büyüyordu...
🍭🍉🍭🍉🍭🍉🍭🍉🍭🍉🍭🍉🍭🍉🍭🍉
Tony küçük kızı için büyük bir doğum günü partisi hazırlamıştı. Pepper buna itiraz etmişti ama parti neredeyse Tony oradaydı. Pepper yinede sonradan sadece Rodhey, Tony, Happy ve kendisinin olacağı sade bir şey istemişti çünkü Vanessa sesten nefret ederdi. Tony bunu kabul etmişti. En azından partiyi yinede veriyordu. Tony partide içmemeye özen gösteriyordu. Bu partiyi berbat etmek istemiyordu ama yinede 1 bardak buzlu viski almıştı. Yavaşça viskisini yudumlama başladı. Bir yandan da etraftaki insanlara göz gezdiriyordu. Gözleri bir noktada takılı kaldığında nefesi kesildi. Pepper üzerindeki sırtı açık, mavi elbisesi ile büyüleyici görünüyordu. Gülerek çevresindeki kadınlar ile bir şeyler konuşuyordu. Tony yavaş ve ağır adınlarla onun yanına geldi.
"Kusura bakmazsanız asistanımı alabilir miyim?" Pepper herhangi bir cevap veremeden Tony onun kolunu kavradı ve nazikçe piste doğru çekti.
"Bugün büyüleyici görünüyorsun." Pepper baştan aşağı adamı süzdü.
"Sizde öyle bay Stark."
"Bebeğim ben her zaman büyüleyiciyim." Pepper kaşlarını çattı ve hafifçe Tony'nin omzuna vurdu.
"Pislik yapma Stark." Tony güldü ve onun elini tuttu ve diğer eliylede Pepper'ın belini kavradı. Hafifçe sallanmaya başladı. Pepper iç çekti.
"Bu çok tuhaf."
"Ne çok tuhaf ?"
"Patronumla dans ediyor olmam. Değişik durmuyor mu?"
"Benimle dans ettiğin için sevinmen gerek." Pepper güldü ve başını eğdi.
"Çok hızlı büyüyor."
"Öyle..." Tony iç çekti. Karşı tarafa baktığında Happy'nin kucağında oturan ve etrafta ki insanlara göz gezdiren Vanessa'yı gördü. Pekte neşeli görünmüyordu. Yanına yaklaşan insanların saçını çekiyor ya da minik ayaklarıyla yüzlerine tekmeler savuruyordu
"Büyümesini istemiyorum Pep."
"Yapacak bir şey yok Tony. Büyüyecek ve iyi bir hayatı olacak." Tony alt dudağını dişledi.
"Ya olmazsa?"
"Neden olmasın?" Pepper,Tony'nin bu karamsarlığı üzerine iyi bir konuşma yapması gerektiği hissetmişti.
"Köyü şeyler hissediyorum Pep." Pepper kaşlarını çattı. Tony'nin asla böyle bir şey diyeceğini beklemiyordu.
"Tony, baba olmak zor anlıyorum ama ona bir baksana. Gerçekten seni seviyor. Sakin olmayı dene. Ona hayatını en iyi koşullara yaşatmaya özen gösteriyorsun. Büyüdüğünde her türlü duyguyu doruğunda yaşayacak. Üzülecek ama yalnız olmadığını bilecek." Pepper haklıydı. Duygular engellenemez şeylerdi.
"Pekala ama ya ileride ona bakamazsam ya da kötü bir baba olduğumu söylerse?" Pepper göz devirdi.
"Tony kötü bir baba değilsin. İyi bir baba olmaya çabalıyorsun ve bence bunu iyi yapıyorsun. Adele bir Stark. Kesinlikle aynı sana benziyor. Büyüdüğünde işim fazlasıyla zor olacak. İki Stark...düşüncesi bile kötü." Tony güldü. Baş parmağıyla Pepper'ın elini okşadı.
"Kısmen iki dahiyle aynı yerde yaşıyor olacaksın. Dünyanın eş şanslı insanısınız Bayan Potts." Pepper gözlerini devirdi. Kesinlikle Vanessa'da babası gibi zeki birisi olacaktı. Aynı zamanda fazlasıyla sinir bozucu...
" Onu koruyabilirim değil mi?"
"Kesinlikle korursun Tony." Müziğin son bulmasıyla Tony Pepper'in eline bir öpücük bıraktı ve geri çekilip bar bölümüne gitti. İkinci bardak viskisini yudumlama başladığında yanına yaklaşan kişiyle tekrar göz devirdi. Christine Everhart. Tony'nin bir numaralı kâbusu. İnsanın psikolojisini yerle bir eden o yaratık. Tony en başta kaçmayı istedi ama çoktan yakalanmıştı.
"Merhaba Bay Stark." Tony sahte bir gülümsemeyle kadına cevap verdi.
"Merhaba Bayan Everhart." Christine ufak bir cihazı Tony'e doğru uzattı.
"Bir kaç sorum olacaktı."
"Elbette." Christine boğazını temizledi.
"Bu partinin asıl amacı nedir?" Tony göz devirdi.
"Yukarıda asılı olan iyi ki doğdun balonlarını gören herkes bu partinin amacını net şekilde anlayabiliyor. Yani en azından siz hariç herkes." Christine kıpkırmızı kesilirken altta kalmamak için çabalıyordu.
"Yani bütün bu hazırlıklar küçük bir kız için öyle mi Bay Stark?"
"Elbette! Kimin için olmalısını bekliyordunuz? Sizin için mi? Kesinlikle hayır. Bu mükemmel derecede harika parti, Stark endüstrilerinin gelecek vârisi için. Kendi vârisimi seçme hakkına sahibim öyle değil mi?" Christine alt dudağını dişledi. Bu tartışmayı sonuna kadar sürdürebilirdi.
"Stark endüstrilerinin yeni bir tanıtımı olacak mı?" Tony gülümsedi. Konuyu değiştirmeye çalışıyordu ve tabi ki ona ayak uyduracaktı.
"Yakında İtalya'ya silah tanımı yapılacak. Stark endüstrilerinin bu konuda harika planları var. Yeni üretime başlanan silahlar eyaletlere fazlasıyla yardımcı olacak."
Christine yeni bir soru soracakken Tony ona cevap vermeden viskisini aldı ve oradan uzaklaştı.
Bu kadın her geçen gün daha saçma sorular soruyordu. Vanessa'nın olduğu yöne tekrar baktı. Happy onu zor tutuyor gibi görünüyordu. Her an ağlayacak gibi duruyordu. Tony yavaş ve sakin adımlarla onlara doğru ilerledi. Pepper, Vanessa'yı güldürmeye çalışıyor, Happy ise onu kucağından kaçmasın diye sımsıkı tutuyordu. Rhodey ise kesinlikle Tony'i çağırmalarını söyleyip duruyordu. Tony hepsinin görüş alanına girdiğinde Rhodey göz devirdi.
"İşte sorumsuz baba geldi." Tony ufak bir sırıtış ile kızını kucağına aldı. Vanessa mızmızlanarak başını Tony'nin göğsüne koydu. Sanki kulaklarını bu sesleri duymamak için kapatmaya çalışıyordu. Tony Vanessa'nın sırtını okşayarak Rhodey'e baktı.
"Sana da merhaba dostum." Vanessa başını babasının göğsünden kaldırdı ve Rhodey'i işaret etti. Sonra tekrar kafasını Tony'e çevirerek anlamsız şeyler söyledi. Tony ise ciddiyetle onu dinliyordu.
"Beni sana şikayet mi ediyor o?" Diye bağırdı Rhodey. Tony gülümsedi.
"Kesinlikle bende katılıyorum Rhodey amca çok sıkıcı." Rhodey göz devirdi. Kesinlikle Vanessa'nın dediklerini anlamamıştı.
"Ne dediğini anlamış gibi yapma Tony." Tony kaşlarını çattı ve gözlerini kıstı.
"Ben onun dediği anlıyorum dostum. O senden sıkılmış ve mükemmel babasını istiyormuş." Tony tekrar gülümseyerek kızına baktığında Vanessa gülerek başını babasının göğsüne gömdü.
"Bak, gördün mü? Beni onaylıyor." Kesinlikle onaylıyordu. Vanessa kafasında ki bandanayı çıkardı ve Happy'e fırlattı. Tony kahkaha atarken, Happy söylenmekle meşguldü. Küçük Stark gerçekten ona çok çektirmişti.
☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡
Parti sonunda bitmişti. Tabii herkes fazlasıyla yorgundu ama Vanessa hâlâ enerjikti.
"Şimdi rahat bir kutlama yapalım." Pepper'ın yorgun ama istekli sesiyle Happy göz devirdi.
"Daha nasıl bir kutlama yapabiliriz ki?" Pepper kaşlarını çattı ve buzdolabını açtı. Üstünde iyi ki doğdun yazan sade bir pastayı çıkardı. Kutlama pastası 5 katlıyken bu pasta sadece tek katlıydı. Tony buna karşı dudaklarını büzdü.
"Bu pasta fazla sade değil mi Pepper?"
Pepper Tony'i dinlemeden pastanın üstüne iki küçük mum dikti. Rhodey ise bu konuda Tony'e gülümsedi.
"Küçük kızın sadeliği seviyor dostum." Tony gözlerini Vanessa'ya çevirdiğinde heyecanla Pepper'ın elindeki pastayı izlediğini gördü. Pepper gülümseyerek üst kata çıktı.
"Hey nereye?" Pepper bir şey demeden Vanessa'nın odasına gitti. Komidinin üstünde ki kutuyu eline aldı. Sıkı şekilde bağlanan kutu Vanessa'nın milyonuncu doğum günü hediyesiydi. İlk hediyesi neredeyse bütün basına yayılan bir hediyeydi. Kızı için oyuncak mağazasını satın alan koca yürekli Tony Stark'ın hediyesi. Pepper elinde ufak paketle birlikte aşağı indi.
"Sade kutlamaya sade bir hediye." Diyerek paketi masaya koydu
"Umarım o kutunun içinden sade hediye diye büyük bir elmas çıkmaz." Diye fısıldadı Rhodey. Pepper pastada ki mumları yakarak yere oturdu. Vanessa'yı kendi kucağına aldı.
"İyi doğdun Adele." Vanessa ellerini birbirine vurdu. Pastaya doğru tüm gücüyle üfledi. Mumların sadece biri söndüğünde ise mızmızlanmaya başladı. Tony onun bu haline göz devirdi ve pastaya doğru eğildi. Son kalan muma doğru üfleyerek onu söndürdü. Pepper gülerek Vanessa'nın yüzüne baktı. Küçük kız son kalan mumunda sönmesiyle tekrar gülmeye başlamıştı. Pepper tam pastayı önünden çekecekken Vanessa hızlı davrandı ve pastaya elini daldırdı.
"Tanrım!" Vanessa Pepper'ın çığlığını umursamadan pastayı mıncıklamaya devam etti. Pastaya bulanmış ellerini ağzına götürdü.
Pepper Vanessa'yı Tony'nin kucağına koydu. Tony küçük kızı kucağına aldı ve yüzünü buruşturdu. Onu koltuk altlarından tutarak kendinden uzaklaştırdı. Yoksa Vanessa pastaya bulanan ellerini Tony'nin yüzüne atabilirdi. Pepper elindeki ıslak mendille geri geldi. Vanessa'nın ellerini temizledi. Tony ellerini temizlenen kızını tekrar kendine yaklaştırdı.Happy ise Tony'nin bu haline güldü.
"Küçük Stark yine iş başında." Diyerek başını iki yana salladı. Tony gülümseyerek Vanessa'yı koltuğa oturttu. Pepper masanın üstüne koyduğu paketi aldı ve onun karşısında diz çöktü. Paketi yavaşça Vanessa'nın minik bacaklarının arasına koydu. Uğur böcekli paketin kapağını yavaşça açtı. Vanessa dikkatle Pepper'ı izliyordu. Pepper orta büyüklükteki paketin içinden siyah bir albüm çıkardı. Albümün üstünde büyük Harflerle Vanessa Adele Stark of memories yazıyordu. Tony şaşkınlıkla hediyeye bakarken Vanessa albümün kapağını okşuyordu. Pepper albümü eline alarak ilk sayfayı açtı. Olivia'nın bir fotoğrafı vardı. Gençliğinden bir fotoğraftı bu. Fotoğrafta yaklaşık 17-18 yaşlarındaydı. Saçları omzunun üstündeydi, üzerinde lacivert bir elbise vardı. Bu fotoğrafta henüz Tony ile tanışmamıştı. Pepper derin bir nefes alarak ikinci sayfayı. Bu sayfada Pepper ve Olivia vardı. Olivia burada 20 yaşındaydı. Elinde tuttuğu kitap ve defterlerle kameraya gülümsüyordu. Pepper ise bakır rengi saçlarını yukarıdan dağınık bir topuz yapmış Olivia'nın tam yanında yer alıyordu. Tony hiçbir şey demeden albümün fotoğraflarına bakıyordu ama artık konuşması gerektiğini düşündü.
"Bu fotoğrafları nereden buldun?" Pepper dikkatle fotoğraflara bakan Vanessa'ya baktı. Sonrada Happy ve Rhodey'e, en son Tony'e.
"Olivia'nın kendine ait bir fotoğraf makinesi vardı. Biliyorsun ki-"
"Onu kaybetmişti." Tony aniden Pepper'ın lafını devam ettirdi.
"Aynen. Onu benim evimde kaybetmişti. Fazlasıyla üzülmüştü. Onun için evin her yerini aradım ama asla bulamadım. Çektiği her fotoğrafı çıkarıyor ve bir kutunun içinde biriktiyordu. Kendine yeni bir makine aldığında fotoğraflara devam etti ama daha önceden çektiği fotoğraflar eski fotoğraf makinesiyle birlikte ortadan kaybolmuştu. Bende 2 hafta önce yeni bir eve taşındım. Taşınırken eski fotoğraf makinesini buldum. Meğersem kullanmadığım eşyalarımın arasına karışmış. İçindeki bütün fotoğrafları çıkarttırdım. Aynı zamanda diğerinde olanlarıda. Hepsini bunun içinde düzenledim. Gün ay ve yıl olarak, hepsini yazdım."
Pepper albümün diğer sayfasını açtı. İşte bu fotoğrafta Olivia tam 22 yaşındaydı. Tony ile ilk tanıştığı zamandan bir fotoğraf. Burada sadece arkadaştılar. Tony ile birlikte kahve içiyorlardı. Yılbaşı yaklaştığı için ikisininde kafasında noel şapkaları vardı. Tony buruk bir şekilde fotoğrafa baktı. Burada ailesini kaybedeli 1 yıl olmuştu. Tony bu fotoğrafta gülümsemiyordu ama Olivia'yı izliyordu. Olivia ailesini kaybettiği ilk anda onunla tanışmıştı. Uzun bir süre sadece arkadaş olarak kalmışlardı. Pepper diğer fotoğrafı açtı. Burada Tony 25 Olivia 24 yaşındaydı. Bu fotoğrafta Olivia ve Tony ikiside bir davetteydi. Birlikte dans ederlerken gizlice çekilmiş bir fotoğraftı, ikiside fazlasıyla neşeliydi. Bu uzaktan bile anlaşılıyordu. Pepper bir diğer fotoğrafı açtığında bu Tony'nin gizlice çekilmiş bir fotoğrafıydı, şirket işleriyle ilgilenirken kendi masasında çekilmiş bir fotoğraf. Bir diğer fotoğrafta Tony 30 Olivia 29 yaşındaydı. İşte bu ilişkilerinin ilk günüydü. Fotoğrafta Tony Olivia'ya sarılmıştı. Olivia ise gülerek kameraya bakıyordu. Albümün bitmesine son beş resim kalmıştı. Bir değerinde Tony'nin Olivia'ya hediye ettiği yüzük vardı. Tony yavaşça gözlerini Vanessa'nın bileğine kaydırdı. Bu o yüzüktü. Diğer fotoğrafta bir düğün fotoğrafı vardı. Tony Olivia'yı alnından öpüyordu. Diğer resimde ise Olivia hamileydi. Üzerinde beyaz uzun bir elbise vardı. Tony ise Olivia'ya arkadan sarılmış ellerini karnına koymuştu. Bir yandan kameraya dil çıkarıyordu. Diğer bir resimde ise artık Olivia'nın resimleri son buluyordu. Diğer bir resimde Anna ve Vanessa vardı. Son resimde ise Tony, Vanessa'ya sarılmış uyuya kalmıştı. Pepper albümü kapattı ve Tony'e baktı. Tony ise gülümseyerek albümü eline aldı.
"Mükemmel..."  Vanessa gülerek ellerini çırptı. Tony Kollarını Pepper'a sardı. Pepper'da karşılık olarak gülümsedi ve kollarını adama sardı.
"Teşekkürler Pep."
"Sorun değil. Bu albümde artık onunda her anının olmasını isterim."
Selamlarrrr. Evet bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence güzel oldu uzun ama güzel yani. Neyse fikirlerini yorumlarda belirtirseniz sevinirim. Artık hikayeye dönebiliriz öyle değil mi? 🖤🖤

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Doğanın Efendisi Vanessa StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin