Ali'mmm Ali'mmm

5.4K 291 26
                                    

Akif'in Ağzından

Ali'nin evinde yaşadığımız şeyden sonra sık sık rüyalarıma girer oldu. Her gün kalkmış bir aletle uyanmak ızdırap haline gelmişti, kendimi tatmin etmek zorunda kalmak utanç vericiydi.

Duş alıp dükkanı açmaya giderken Özkan'ı gördüğümde cumartesi için müsait olup olmadığımı sordu. Ali'yi görme ihtimalime karşı hemen müsait olduğumu söyledim, umarım başka bir planı yoktur diye düşünerek normaldekinden çok daha erken bir saatte depoyu açtım.

Çayı koyup demlenmesini beklerken bir gün sonrasıyla ilgili hayaller kurmaya başladım. Gençler birer birer gelip işlerin başına geçerken arada bana bakıp fısıldaşmaları artık sinirimi bozuyordu. Sait beni iyice incelerken yanıma çağırmamla gözlerini kaçırsa da koşarak geldi.

"Hayırdır kardeşim, bir problem mi var geldiğinden beri bakıp duruyorsun? Konuşmak istediğin bir şey varsa dinlerim biliyorsun." Sakin konuşmaya çalışsam da sinirim belli oluyordu maalesef.

"Abi cumartesi sende toplanılıyormuş ya, biz Ali de gelir mi diye konuşuyorduk. İnşallah gelir yani."

Ali'den bahsederken kıvrılan dudakları ve gülümseyen yüzü sinirimi bozmuştu. Ters konuşmamak için çabalasam bile elimde değildi yani.

"Oğlum gelirse gelir, iş saati tek derdimiz Ali mi oldu? Malzemeler yüklenecek hadi Sait, hadi abicim."

Benim sinirimi bildiği için koşarak işinin başına döndü, malzemeleri yüklerken bir kaç kaçamak bakış yakalasam bile işten kafalarını kaldırıp konuşmalarına fırsat bile vermedim.

Öğle yemeği saati geldiğinde herkesin canı çıkmıştı, ödemeler için bankaya gitmem gerekiyordu. Çalışanlara yemeklerini ısmarlayıp depodan çıkmadan önce en büyükleri olan Rıza'ya geri kalan işleri söyledim.

Ben depodan çıkıp şahsi aracıma yürürken çıt çıkmıyordu, kendimden küçük bir erkek beni bu kadar etkisi altına almamalıydı. Elimde olsa ondan uzaklaşırdım ama ya rüyalarım... Orada yine onu görmeyecek miydim?

Direksiyonda oturup bir süre gamzeli yüzünü ve kaslı vücudunu düşündüm. Pes etmiştim artık, aramızdaki çekim barizdi. Bana bakarken dalıp dalıp gitmesi ve ilk hamleyi yapıp beni öyle öpmesinden onunda benden etkilendiğinin farkındaydım.

Arabayı çalıştırıp bankaya sürdüm, işlerimi halledip eve döndüğümde cumartesi için evi temizlemeye karar verdim. Her yer tertemiz olduğunda bende ter içinde kalmıştım, sobayı harlayıp duşa girdim.

Evimin içi yine gençlerle doluydu, her çalan kapıda kalbim durup kapıya koşsam da henüz Ali gelmemişti. Yine kapı çaldı ve bu sefer yanında Özkan ile Ali gelmişti, gözlerimiz birbirine kenetlendi. Paldır küldür içeri giren Özkan sağolsun kendimize gelip bizde peşinden girdik.

Sofrada yine yan yanaydık ve yeni duş almış olduğu için temiz kokusu içime işlemişti. Hatta bir iki kez bilerek onu koklamıştım, onunda ben her yaklaştığımda derin nefesler aldığı dikkatimi çekmişti. Sait'in konuşmasıyla gerilen sinirim bana bakan yüzünü görmemle dağıldı.

Sait resmen Ali'yi kendine istediğini belli ediyordu, kızlara olan ilgisine rağmen Ali'yi çekici bulması ilk başta kafamı karıştırmıştı. Son günlerde ağzından çıkan iki kelimenin biri Ali'ydi. Sinir velet, ilk kez birisinden hoşlanıyordum ama bu çocuk ona yiyecek gibi bakıyordu.

Ali'nin sıcak parmaklarının çerez tabağında parmaklarımı kavramasıyla bir an donup kaldım, sonra yüzündeki ifadeyi görüp gülmemi tutamadım. Benim gülüşüm onu da tetiklemişti, olayı farketmeyen gençler bize tuhaf tuhaf baksalar da kendimizi zor durdurmuştuk.

Gece bitip herkes bir yerde sızdığında Ali'yi kendi yatağıma götürdüm, kendimi tutmak istemiyordum artık. Ona Ali'mmm diye seslendikçe parlayan gözleri sarhoşluğun etkisiyle mi emin olamasam bile her anı ayrı kıymetliydi yaşadıklarımızın. Her anı hafızama kazınmıştı.

"Beni yine o geceki gibi öper misin Ali'm." Söylediklerimi anladığı an dudaklarıma yapıştı, bu hissin ömür boyu sürmesini istiyordum. Dudaklarının sıcaklığı, dilinin ıslaklığı kendimi bulutların üstünde hissettiriyordu.

Tenini hafızama işlemek ister gibi bütün hayranı olduğum kaslarını okşuyor, arada inleyip kendimi ona yaklaştırıyordum. Bir anda üstüme çıkıp beni deliler gibi öpmeye başladığı zaman istemsizce inledim, kendimi ona itip sürtünüyordum. Elimi eşofmanına atıp çıkartmak istediğimde beni durdurdu.

"Dur, Akif. Yapma zaten sabredemiyorum." Sesi öyle tahrik ediciydi ki, kendimi iyice kaptırmıştım.

"Çamaşırın batacak, benim burada sana olacak kıyafetim yok Ali'm. Üstüme gelebilirsin, ben değiştiririm." Söylediklerimi uyduruyordum, tek amacım onu hissetmekti. Bana hak vermiş olacak ki izin verdi ve ben mutlulukla onu soymaya kaldığım yerden devam ettim.

Yavaş okşayışlarla belden aşağısını da keşfe çıktım, aletini kavrayıp okşadığım zaman elimde seğirmesi bile beni fena yapmıştı.

"Utanma, rahatla hadi. Bende gelmek üzereyim, çok güzelsin Ali'm." Dudaklarına yapışıp onun aksine daha sakince öptüm ve tadını iyice çıkartmak için usul usul dudaklarını emdim.

Titreyerek üstüme ve elime akıttığı sıvıları kendi aletime yayıp iki elimle kendimi çekmeye başladım. Hala öpüşüyorduk, bende rahatladığımda onu üstümden kenarıya çekip batan üstümü temizlemek için banyoya yöneldim. Lavabodan çıkan Sait üstüme baktığında kaşları çatılsa da derin nefes alıp salondaki yatağına geri döndü.

Kendimi temizleyip temiz kıyafetler giyindikten sonra Ali'nin çoktan mayıştığı yatağıma döndüm. Kolları vücudumu sarıp uyku beni karanlığına çekerken aklımdaki tek şey Sait'in gördüklerini kendine saklayıp saklamayacağıydı.

Kimsesiz AliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin