Yemek için paket yaptırıp eve döndüğümüzde ikimizde olacak olan şeyin heyecanıyla kıpır kıpırdık. Kaçamak bakışlarla yemeğimizi yerken gözlerimiz birbirini buluyordu durmadan.
İkimizin heyecanı da bariz belliydi, Akif doyduğunu belli ederek tabağını alıp kalktığında bende doymasam bile onunla birlikte kalktım. Kalbim göğsümü yarıp dışarı çıkacakmış gibiydi.
Banyoda yan yana her akşam yemeğinden sonra yaptığımız gibi dişlerimizi fırçaladık ve Akif beni dışarı yolladı lavaboyu kullanmak için. Bulaşıkları yıkadım bende hemen elimde, zaten iki tabak iki bardak vardı. Makinede beklemesine gerek yoktu.
Akif kızaran yanaklarla banyodan çıktığında yüzüme bakamıyordu, kollarını sabah yaptığı gibi belime doladı. Elimi mutfak havlusuna kurulayıp, ona doğru dönüp çenesini tutarak gözlerimizi birleştirdim.
Dudaklarına eğilirken kalbim ağzıma geliyordu, ilkim olacaktı. Rüyalarımı saymazsak tabi..
Öpücüğümüz gittikçe alevlenirken ellerimi kalçalarına attım, işareti almış gibi bacağının birisini havaya kaldırıp belime doğru sarınca kucakladım hemen mavi gözlümü.
Birbirine sürtünen aletlerimizin yarattığı kıvılcım etkisiyle ikimizde inlemiştik. Kolları boynuma sarılı, ellerim kalçalarını yoğurarak ne kadar öpüştük orada bilmiyorum. Dudaklarından ayrılıp boynuna doğru ilerlerken bir kaç adımda bizi yatak odasına ulaştırdım.
Onu bebek gibi yatağa yatırıp üstümdeki tişörtü çıkartıp rasgele bir yere fırlattım. Akif'im de hafif doğrulup soyunurken pantolonunu çıkartmasına izin vermeyip onu durdurdum. Kendi ellerimle soymak istiyordum onu.
Güzel vücudunu öpüp emerek soymak ve keyfini çıkarmak istiyordum. Ona nasıl bakıyorsam artık iyice kızarıp ellerini havaya kaldırdı teslim olur gibi. Eğilip boynunu öptüm kokusunu içime çekerek.
"Akif'im, aşığım her bir zerrene." Sesim öylesine boğuktu ki beni anlamasa normal karşılardım.
"Ali'mmm" diyerek inledi sadece.
Tüm vücudunu dudaklarım ve dilimle keşfederken hiç acele etmiyordum. Yavaşça, çıldırtırcasına en zevk aldığı yerlere özen göstererek öpüyordum her karışını.
Dudaklarımı göğüs ucuna dayayıp emip yalıyor, öpücüklere boğuyordum. İnlemesi bile beni sona taşıyabilirdi şuan, ama kendimi tutarak ona daha çok zevk vermeye odaklandım. Hala göğsünü emerken eşofmanının lastiğine parmaklarımı geçirdim.
İç çamaşırı da eşofmanla birlikte sıyrıldığında kendimi onu dikkatle izlemekten alamamıştım. İyice kızaran yanaklarıyla ellerini yüzüne kapattı.
Ellerine öpücükler kondurdum art arda, bu ellerini çekmesini sağlarken dudaklarına kapandım. Kollarını boynuma sarıp öpüşümüzü derinleştirirken utangaçlığını geriye atmış gibi görünüyordu. Vücuduma sürtünmek için bacağını belime attığında dudağıma daha sert asıldı.
Elimi alıp yönlendirdiğinde gittiği rota heyecanımı tavan yaptırmıştı, elimi kendi eliyle deliğine götürdüğünde derin bir nefes aldım. Parmağımın altında iyice büzülen delik nefesimi kesiyordu. Parmağımı iyice yalayıp ıslattığımda yavaşça içine ittim, ağzından çıkan inlemeyle tekrar dudaklarına yapışırken parmağımı içeri dışarı oynatıyordum.
"Ali'mm ikinciyi de sok, hadi." Kulağıma gelen fısıltılarıyla ikinci parmağımı da ekleyip hareketlerimi hızlandırdım. Dayanma eşiğimi çoktan geçmiştim, komodindeki jele uzanıp hem kendime hemde deliğine sıktım.
Yüzüne baktığımda gördüğüm baygın bakışlarla ona bir kez daha aşık olmuştum, kendimi içine milim milim iterken ağzı beni daha da zorlamak ister gibi iyice aralandı. Şu an öyle bir görüntüsü vardı ki, içine girdiğim sıcak deliğinden daha beter hale getiriyordu beni.
Sonuna kadar yavaş yavaş girdiğimde hissettiğim sıkılıkla başımı geriye attım. Omzumdan kayan koluyla elini elime saran Akif, güç almak ister gibi elimi sıktı. Hareketlendiğimde biraz yüzü buruşsada sonra öyle bir ses çıkarttı ki kontrolümü sağlayan tüm iplikler bir bir koptu.
Hareketlerimi tamamen içgüdüsel olarak yapıyordum ve kulağımda çınlayan inlemeler gayet doğru yolda olduğumu söylüyordu. Kendimi aldığım hazza bırakıp hareketlerimi belli bir ritme soktum, Akif tırnaklarını bir omzuma geçirirken diğer elimi sımsıkı tutuyordu.
Gelmek üzere olduğumu anladığımda ellerimizi ayırdım ve Akif'in aletine sarıp çekmeye başladım. Başını hızla iki yana sallarken gözlerinden yaşlar boşalıyordu, elime ve kendi karnına gelirken aletimi sıkan kaslarıyla bende içine geldim.
İçinden çıkmadan önce alnına sevgi dolu bir öpücük kondurup kendimi yavaşça yanına attım. Olduğu haliyle yatıyordu, gözleri kapalı, dudakları aralık ve nefesi düzensizdi. Yavaş yavaş nefesi düzene girerken yüzünü bana çevirdi.
"Seni seviyorum Ali'mm. Çok seviyorum." Boğazıma oturan yumruyla zorlukla yutkundum, öyle içten, öyle sevgi dolu söylemişti ki boğazım düğümlenmişti.
"Akif'im, sen benim nefesimsin."
Yüzünde oluşan utangaç tebessümü onu küçük bir çocuğa dönüştürürken dudağına ufak bir öpücük bıraktım.
"En sevdiğimsin." Bir öpücük daha bıraktım.
"Tek sevdiğimsin." Bir öpücük daha.
"Kalbimsin." Bir öpücük daha.
"Ruhumsun." Bir tane daha.
Böyle o yüzünde gülümsemesiyle uykuya dalana kadar devam ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesiz Ali
Fiksi UmumÜcra bir mahallede harabe bir eve yerleşen azimli bir genç Mahallelinin ailesine saygısından yönelimine karışmadığı eşcinsel bir genç