Bölüm 7🍒

1.1K 31 12
                                    

İyi okumalar, yorum yapıp düşüncelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.🍓

~

Ben yerde ağlamaya devam ederken Dereck ayağa kalktı ve odadan çıktı. Hiçbir şey yapacak durumda değildim ve onu beklemeye koyuldum. Yaklaşık bir dakika sonra elinde büyük bir poşetle geldi.

"Hazel, ben şu işi hallederken sen de çabuk bavulunu al ve aşağı in. Arabada beni bekle, hemen." dedi Dereck, Elizabeth'in cesedini poşete yerleştirirken.

Zar zor da olsa ayağa kalktım ve bavulu aldım. Bacaklarım tutmuyordu adeta. İki elimde tuttuğum bavulu ses çıkartmamaya çalışarak aşağı indirmeye koyuldum. Dışarı çıkıp arabaya binmeden önce büyük malikaneye son bir kez baktım, gözlerimdeki acıyı hissettim. Elizabeth'in kanından yüzüme de biraz bulaşmıştı.

Arabaya bindim ve beklemeye koyuldum. Gözlerimi kapadım ve o an ölmeyi diledim.

~

Gözlerimi açtığımda havanın daha yeni aydınlandığını ve arabanın hareket ettiğini gördüm. Yarı açık camdan serin hava süzülüyor, güneşin ışığı gözümü alıyordu. Burnuma çok güzel çiçek kokuları gelmekteydi. Yoksa dileğim kabul olmuş muydu? Ölmüş ve cennete mi gelmiştim?

Dereck bana dikiz aynasından baktı ve gülümsedi. Üzerimde Elizabeth'in kanıyla kaplı olan elbisem yoktu. Ellerim ve yüzüm de temizdi.

"Demek uyandın uykucu." dedi Dereck. Yüzünde dünyanın en sıcak gülümsemesi vardı. "Aç olmalısın. Neredeyse geldik."

"Evet, biraz." dedim sessizce. Hala neyin gerçek neyin rüya olduğunu kavramakla meşguldüm.

"Arkada uyuyorsun diye rahatsız etmek istemedim, öne gelmek ister misin?"

"Olur." dedim ve arabanın ön kısmına doğru bacaklarımı attım, ardından oturdum. Dikiz aynasına daha yakından baktığımda boynumdaki iki el şeklindeki morarıklığı gördüm. Korkunç görünüyordu. Bazı yerleri yeşilleşmiş, bazı yerleri kırmızıydı.

"Boynun acıyor mu sevgilim?" diye sordu Dereck yüzünü yoldan ayırmadan. Morarıklığın olduğu yere dokunduğumda canım çok yanmıştı.

"Biraz." dedim.

"Merak etme, yemekten sonra krem alırız, yakında geçer."

Hiçbir şey olmamış gibi davranmasına anlam veremiyordum. Dün birini öldürmüş, katil olmuştum. Polis bizi her an bulabilirdi ve ben çok korkuyordum.

"Dereck... Bayan Williams Elizabeth'i görmeyince ne olacak? Onun cesedini gömüp etrafı temizlesen bile torununun yokluğunu fark etmeyecek mi?"

"Fark edemez." dedi Dereck donuk bir ses tonuyla.

"Nasıl yani?"

"Mary öldü, Hazel. Onu öldürdüm. Biz kaçana kadar ikisinin öldüğünü kimse fark etmeyecektir. Güvendeyiz tamam mı? Benim yanımdayken sonsuza kadar güvendesin." dedi Dereck, hala bana bakmıyordu.

Şaşkınlıktan birkaç saniye ne diyeceğimi bilememiştim. Bildiğim tek şey yüreğimin nasıl sızladığıydı.

"Şimdi bunlardan daha fazla bahsetmek yok, tamam mı? Çünkü bugün yeni hayatımızın ilk günü. Senden istediğim tek şey güçlü olman ve bu olanlardan hiç kimseye bahsetmemen." dedi gözlerimin içine bakarken.

"Peki." diyebildim sadece.

"Geldik." dedi, yüzünde tekrar bir gülümseme oluşmuştu. Arabadan çıktıktan sonra benim kapımı da açtı. "Yürüyebilecek misin?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 14, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sundress~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin