Bölüm 3🍒

1.3K 26 2
                                    

Keyifli okumalar.~

Kolları arasında sımsıcak hissediyordum, yıllar sonra ilk defa güvende hissetmiştim. Beni üzen tek şey bu anın sabah olunca bitecek olmasıydı. Keşke sonsuza kadar böyle kalabilseydim. Dereck hem babalık hem de aşk ihtiyacımı karşılıyordu, düşününce çok iğrenç geliyordu bu kulağa ama öyleydi. Kendimden ve hislerimden daha ne kadar kaçabilirdim bilmiyordum.

"Seni seviyorum Dereck!" diye bağırabilmeyi istemiştim o an ama yapamazdım... çok yanlıştı bu. Ayrıca Dereck bir çocuğu olmadığı için bana böyle davranıyor olabilirdi, beni öz kızı olarak görüyordu belki de. Kafam çok karışıktı.

"Hazel..." dedi Dereck. Yüzümü ona doğru kaldırdığımda ciddi bir ifadeye bürünmüş olduğunu fark ettim. "Yakında gidecek misin?"

Şaşkınlıkla ona baktım, tamamen unutmuştum. Annemin işi sebebiyle Fransa'da uzun süre kalamazdık.

"B-ben bilmiyorum. Sanırım."

Oturur pozisyona geldi ve gözlerimin içine bakmaya devam etti. "Gitmek istiyor musun?"

"Hayır." dedim yüzümü yere doğru eğerken. Bir eliyle yüzümü kaldırırken beni gözlerinin içine bakmaya zorladı.

"Annenden ayrılabilir misin? Eğer bunu yapabilirsen belki onu ikna edebilirim. Burada kalırsın. Ama bunu gerçekten istiyor musun?"

Annem İngiltere'de tek başına çalışırken oldukça yoruluyordu ve ona yük oluyormuşum gibi hissediyordum. O her ne kadar bir yük olmadığımı aksine bana dayanarak yaşadığını söylese de olan buydu. Yine de onu bırakıp başka bir ülkede yaşamak çok zor bir şeydi benim için.

"Bilemiyorum Dereck... Annemin bana ihtiyacı var."

"Annene para göndeririz, daha iyi bir iş bulmasını sağlarız. Onu ikna etmeyi ben hallederim. Senin yapman gereken tek şey bana evet demek."

"Çok kötü hissediyorum." dedim gözlerimden birkaç damla yaş akarken. Ağladığımı fark eden Dereck hemen kollarını etrafıma sardı.

"Şşhh... Geçti."

Söylediği en ufak bir kelime bile kalbimi paramparça ediyordu. Daha önce kimse beni ağlarken sakinleştirmemişti. Kimse bana bu kadar sıkıca sarılmamıştı.

"Evet." dedim buruk bir ses tonuyla.

Beni kucağına alıp odama kadar indirdi. Yatağıma bıraktıktan sonra üzerimi örttü ve alnıma bir öpücük kondurdu. İçimden gitmemesini söylemek gelse de yapmadım.

"İyi geceler prensesim."

Sabah olduğunda saat neredeyse 10'u gösteriyordu. Niye bu kadar geç saate kadar uyumuştum anlayamamıştım. Hemen aşağı indim. Annem mutfakta oturmuş bir şeylerle uğraşıyordu.

"Günaydın anne."

"Aa, günaydın uykucu. Aç mısın?"

"Pek değil." dedim sessiz bir tonda.

"Hadi giyin, seninle bir şey konuşmamız gerekli."

"Peki." dedikten sonra yukarı çıktım ve giyindim. Her zamanki gibi çiçekli bir elbise ve üzerine bir hırka, bu ev sabahları çok soğuk oluyordu. Annemin benimle ne konuşacağını merak etmiştim. Hızlıca aşağı indim.

"Evet anne, ne oldu?"

"Otur lütfen." dediği üzere oturdum. "Biliyorsun, benim işim çok uzun saatler sürüyor ve seninle ilgilenemiyorum. Üstelik çok da iyi olmayan bir devlet okuluna gidiyorsun, eğitimin benim için çok önemli."

Sundress~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin