🦄DRİLLCİ ARDA'NIN KARARGAHI🦄
Arda: Gerizekalı! Bir işi de düzgün becer, ben sana ne dedim?
Ege: Patron...
Taha: (Koltuğa yayılarak oturur.) Ben sana beceremez demiştim.
Arda: (Eliyle yüzünü sıvazlar ve Ege'nin etrafında volta atmaya başlar.) Ben sana ne dedim!?
Ege: (Kafasını eğer.) Ortalığı karıştır.
Arda: (Güler.) Peki sen ne yaptın?
Ege: (Mahçup bir şekilde) Kızın müzik defterini çaldım.
Arda: (Ege'nin kafasına vurur.) Senin ortalığı karıştırma anlayışın bu mu it? Birde üstüne o şerefsizden dayak yiyip yüzünü dağıttırmışsın.
Ege: Özür dilerim patron.
Arda: Siktir git, gözüme bir daha gözükme.
(Ege gider. Arda sinirle Taha'nın karşısına oturur.)
Arda: Bir işi beceremedi angut. Tek yapması gereken ortalığı karıştırıp kızla Ömer'in arasını bozmaktı.
Taha: (Bilmişçe omuzlarını silker.) Sana daha iyi adamlar var demiştim.
Arda: (Sinirle gözlerini kapatıp açar.) Defter çalmak ne demek ya Allah'ın velediyle iş tutarsam böyle olur.
Taha: Boşver be abi, gel hadi bizim mekana gidelim.
Arda: Sen git, ben daha sonra geleceğim.
🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄
(Öyküm aşağı iner ve arabaya biner.)
Ömer: (Öyküm'e doğru eğilir ve yanağından öper.) Hoşgeldin yavrum.
Öyküm: (Utanarak gülümser.) Hoşbuldum. Nereye gidiyoruz?
Ömer: (Arabayı çalıştırır.) Sürpriz.
(Öyküm önüne döner ve araba durana kadar hiç konuşmazlar.)
Öyküm: (Araba durur.) İneyim mi?
Ömer: Bekle. (Arabadan iner ve Öyküm'ün kapısının açar.) Şimdi in.
Öyküm: (Saçlarını kulağının arkasına itip gülümser.) Teşekkür ederim.
Ömer: (Öyküm'ün çenesini tutar ve yaklaşır.) Sana teşekkür etmemen hakkında ne söylemiştim?
Öyküm: (Gözlerini kaçırır.) Teşekkür etmememi.
Ömer: Aferin sana.
(Ömer geri çekilip Öyküm'ün beline elini sarıp yürümeye başlarlar.)
Öyküm: (Etrafına bakar.) Burası neresi?
Ömer: Dağ evi.
Öyküm: Peki neden buradayız?
Ömer (Öyküm'e üstten bakar ve gülümser.) Hani filmlerde ilk yakınlaşma dağ evlerinde oluyor ya o yüzden.
Öyküm: (Gözlerini büyütüp Ömer'i iter.) Ben gidiyorum!
Ömer: (Gülerek Öyküm'ün kolunu tutar.) Şaka yaptım, gel hadi.
Öyküm: (Kafasını eğer.) Niye geldik o zaman.
Ömer: (Omuz silkip kapıyı açar.) Öylesinr yani. Girmeyecek misin?
Öyküm: Ha. Yok, gireyim.
(İçeri girerler ve kapıyı kapatırlar.)
🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄
Taha: Neredesin sen? Sen gelene kadar sahneye kaç tane karı çıktı haberin var mı?
Arda: Bunun için mi aradın?
Taha: Evet. Neredesin?
Arda: Cehennemin dibindeyim. Karıları izlemeye devam et hatta bir elbise ve peruk giy sen çık sahneye. Sen iyi kıvırtırsın, bilirim.
Taha: Ha ha ha kapatıyorum.
Arda: Kapatma yavrum, üzülürüm sonra.
Taha: kapattım.
(Telefonu kapatır ve Arda Öyküm'ün evine camdan girer.)
🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄
İsra: Bilal yetet artık sızlanmaktan vazgeç.
Bilal: Araba çarptı bana, altında kalıyordum. Ne demek sızlanmaktan vazgeç ölüyordum ben.
İsra: Bu seferde kurtulamadık senden.
Bilal: (Yüzünü düşürür.) Abin hakkında düzgün konuş.
İsra: Neyse ne ben gidiyorum.
Bilal: Nereye?!
İsra: Sanane be?
Bilal: (Odadan çıkan İsra'nın peşinden bağırır.) Buraya gel isra.
(İsra evden çıkar ve parktaki bir banka oturur.)
Emirhan: İsra?
İsra: Miyavla?
Emirhan: Ne?
İsra: Miyavla?
Emirhan: Ben miyavlamayan kediyim.
İsra: (Omuz silker.) Bana miyavlayanı lazım.
Emirhan: Hadi ama bebeğim başka bir şey söyle. (İsra'nın yüzüne yaklaşır.) Salıncakta sallıyım mı seni?
İsra: (Ayağa kalkar ve salıncağa biner.) Abimden kaçtım.
Emirhan: (İsra'yı sallar.) Yazık Bilal'im üzülmüştür.
İsra: Bilal'in?
Emirhan: (Omuz silkip güler.) Üzgünüm bu ilişkide 3 kişiyiz.
İsra: Ha ha ha çok komik.
Emirhan: Ne güzel gülüyorsun sen öyle kurban olduğum.
İsra: Emirhan?
Emirhan: Efendim canım?
İsra: Bir öpücük versene.
Emirhan: Vereyim.
(Emirhan salıncağı durdurur ve İsra'nın önüne geçer. İsra'nın saçlarını kenara çekip hafifçe eğilir.)
Bilal: İsra?!
Ömer: Emirhan?!
🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄🦄
(Ömer Öyküm'ü eve bıraktığında)
Öyküm: Ya Tuana ne alaka sadece film izledik ve beni eve bıraktı.
Tuana: (Telefonda) Öyküm dağ evi diyorsun ve hiç öpüşmedik diyorsun.
Öyküm: (Sıkılmış bir vaziyette ışığı açmadan koltuğa oturur.) Evet.
Tuana: (Telefonda) Siz hâlâ sevgili olmadınız mı? İnanamıyorum bütün gün dip dibesiniz bir sevizmediğiniz kaldı.
Öyküm: Yani bilmiyorum daha konuşmadık, ortada bir şey yok.
Tuana: (Telefonda) Okey ben kapatıyorum benim bir süre bunu sindirmem gerek.
Öyküm: Tamam canım bay bay öptüm.
(Öyküm telefonu masaya bırakır ve kafasını koltuğun arkasına yaslar.)
Arda: Beni de öper misin? Ama canlı olması tercihim.
Öyküm: (Ayağa kalkar ve karanlıkta parlayan bir çift gözle bakışır.) Sen nasıl? (Cama bakar) Yine mi? (Oflayarak kalktığı koltuğa oturur.) Ne oldu?
Arda: (Öyküm'ün karşısındaki koltuktan kalkıp karşısına gelir ve elini uzatır.) Bir anlaşma yapalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELAYNAK
Randomşaka amaçlı yazılmıştır. Bize değil karakterlere sövün teşekkürler. 04.01.2023 Ben öyküm. M ile. Yeni bir koleje başlamıştım ve çok mutluydum. Çünkü henüz beni neyin karşılayacağını bilmiyordum.