Hoseok, çalar saatin yüksek sesiyle uyanmıştı. Gözlerini sımsıkı kapattı ve erteleme düğmesine basmak için elini uzattı. Sinir bozucu yüksek ses devam derken sinirle öfleyip, aptal saati bulmak için parmaklarını zorladı.
Bulanık görüşünü netleştirmek için gözlerini kırpıştırarak açtı.İç çekti ve gözlerini ovmak için ellerini kaldırdı. Jimin ve Taehyung'un önceki gece söylediklerini hatırlayınca kaşlarını çattı.
Kendini havada süzülüyormuş gibi hissediyordu. Biraz havadar. Hafif, ağırlıksız, sanki yükselip tavana dokunabilecekmiş gibi.
Gerçekten çok yakın olan tavana. Gerçekten çok yakın...
Hoseok aniden tamamen uyanmıştı ve çığlık atmaya başladı çünkü havalanmıştı. Aslında havada süzülüyordu,ve tavandaydı.
Aşağıya baktığında yatağında, karmakarışık çarşafların arasında cansız bir şekilde yatan bedenini gördü.
Tamam, bu iyi değildi. Bu iyinin tam tersiydi. Bu gerçekten çok kötüydü, ölmüştü, ölmüştü.
Her şeyi bir araya getirmeye çalışırken zihni hızla çalışıyordu,paniği damarlarında ki kanda akıyordu. Artık kanı var mıydı ki ? Hayalet kanı diye bir şey var mıydı ?
Daha çok, daha yüksek sesle bağırdı,sanki biri onu duyabilecekmiş gibi. Kollarını savurdu ve umutsuzca vücuduna geri girmeye çalıştı. Bu şekilde olması gerekiyordu değil mi ? Vücuduna geri dönebilirdi.
Işığa doğru gitmeyecek, her türlü ışıktan uzak duracak ve bedenine geri dönecekti.
Belki de hepsi bir kabustu. Evet doğru, bu daha mantıklı geliyordu. Bir rüya.Ancak alarmı,asla ama asla uyumadığı odasının küçük alanından sinir bozucu çığlıklar atmaya devam ediyordu.
Cansız bedenine baktı ve uzun bir inilti çıkardı. Onu,aptal bir sihirli iksir içmeye ikna eden aptal arkadaşları olduğu için ölmüştü.Jimin ve Taehyung'u öldürecekti.
Tekrar savrulduğunda kollarının hareketi onu oda boyunca hafifçe döndürünce tekrar çığlık attı.
"Hayır hayır, nasıl duracağım? Durmak istiyorum," diye hıçkırdı, yüzü buruşmuştu,gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
"Bundan hoşlanmadım,durmak istiyorum."
"Hyung, alarmın çalıyor."
Hoseok tekrar çığlık atmış ve bir an bunun gerçekten bir rüya olduğuna inanmıştı ama değildi.
Gözlerini ovuşturarak odaya göz gezdiren Taehyung'a baktı.
"Hyung, alarmın," dedi Taehyung.
İç çekip tökezleyerek odaya girdi ve Hoseok'un yatağının kenarına oturmak için sendeledi.
Alarmı kapattığında Hoseok katiline sadece birazcık minnettardı. Taehyung, Hoseok'un vücudunu sarsmak için elini uzattı.
"Hyung, uyan."
"Taehyung seni öldüreceğim," diye bağırdı Hoseok, aşağı inmek için kollarını çırparak.Tavana doğru daha da yükseğe süzülüyordu. Çığlık attı ve kollarını göğsüne bastırdı.
Görünüşe göre Taehyung, Hoseok'un öldüğünü fark etmişti çünkü hızla ayağa kalkıp odadan çıktı.
Dakikalar sonra geri dönüp uykulu bir Jimin'i önündeki odaya ittiğinde Hoseok kendi kendine somurttu. Katil olamayacak kadar sevimliydiler,bu çok üzücüydü.
Jimin, Taehyung'un elinden kurtularak, "Aşırı tepki veriyorsun," diye sızlandı.
Taehyung, Hoseok'un cansız bedenini işaret ederek, "Uyanmıyor," dediğinde Jimin'in yüzünde sıkıntı ve küçümseme karışımı bir ifade vardı.
YOU ARE READING
TANIDIK HAYALET ⟬ 2SEOK ⟭
Fanfiction"Sadece küçük bir yudum? En kötü ne olabilir ki ?" "Uh, gıda zehirlenmesi, alerjik reaksiyon, boğulma. Ölüm, Ölüm,Ölüm,Ölüm," diye yanıtladı Hoseok,üstüne üstüne gelen Taehyung'dan uzaklaşmaya çalışarak. Taehyung gülümserken şişeyi Hoseok'un yüzüne...