Hoseok, Seokjinnie'nin kararlılığına hayran kalmıştı.Hoseok'u görmezden gelmek çok fazla konsantrasyon ve sıkı bir irade kontrolü gerektiriyordu.
Neredeyse göz ardı edilemezdi.En azından görsel olarak.Çünkü Seokjin son dört saattir Hoseok'un varlığını kabul edecek hiçbir şey yapmamıştı.
"Şimdi ne yapıyorsun? Pasta mı? Kek mi? Turta yapmalısın, turtaları çok severim," dedi Hoseok, Seokjin'in iş yaptığı tezgahın etrafında gezinerek.
"Tart yapabilir misin?"
Seokjin boğazını temizleyip mixeri izleyemeye başladı, dikkatli bir şekilde azar azar un eklerken Hoseok'un bakışlarından kaçınıyordu.
"Hey. Hey Seokjin. Kaç yaşındasın? Ne kadar süredir fırıncısın?"
Hoseok omzunun üzerinden kapıda ki küçük yuvarlak pencereye gözlerini kısarak baktı.
"Çok meşgul görünmüyorsunuz, ne yaptığını bildiğinden emin misin?"
Doğrudan Seokjin'in kulağına konuşmak için döndü.
"Hey, Seokjin. Seokjinnie. Jin-ah."
Seokjin, bileğinin keskin bir hareketiyle mikseri kapattı.Dudaklarını sert bir çizgi halinde birbirine bastırdı ve odanın diğer ucuna yürüdü.
Hoseok, Seokjin'in neyle uğraştığını anlamak için başını eğdiğinde aniden mutfak,yüksek sesli pop müzikle yankılanmaya başlamıştı ve Seokjin biraz kendini beğenmiş biraz da kendisiyle gurur duyuyor gibi görünüyordu.
Hoseok güldü ve kollarını kavuşturdu, müziği kesmek için sesini yükseltti.
"Senden daha iyi adamlar bunu denedi ve hiçbiri başaramadı."
Seokjin sakince tezgahına geri dönüp melodiyi mırıldanarak mikseri tekrar açtığında Hoseok dudaklarını büzüp nesneleri Jin'e fırlatabilmeyi diledi.
"Beni sonsuza kadar görmezden gelemezsin," diye bağırdı.
Seokjin korkuyla sıçradığında Hoseok'un dudakları tatmin olmuş bir sırıtışla kıvrılmıştı.
"Ha! Bak, bak, sadece beni dinlesen daha iyi olur. Hey. Hey Jin-ah. Hey."
Seokjin gözlerini sımsıkı yumarken "Bunlar yaşanmıyor," diye mırıldandı. "Bunlar yaşanmıyor. Dün gece yeterince uyumadın Seokjinnie, hepsi bu."
Hoseok gözlerini devirdi ve kapıya dönüp fırının koşuşturmacasını izlemek için tezgaha yaslandı.
Seokjin derin bir nefes aldı ve yavaşça bıraktı,sakinleşmek için aynı işlemi birkaç kez daha tekrarladı.
"Tamam," dedi kendi kendine, sesinde umut vardı.
"Tamam," dedi tekrar daha kararlı bir şekilde. Gözlerini açıp dikkatlice sağına baktı.Hoseok gülümseyip el sallamak için elini kaldırdı.
"Hala buradayım."
Seokjin'in ifadesi umutsuzluğa kapılırken başını mikserin tepesine yasladı.
"Lütfen bana musallat olmayı bırak," diye mızmızlandığında garip bir rahatlama çabasıyla miksere sarılmak için ellerini kaldırdı.
Hoseok kaşlarını çatıp gözlerini kırpıştırdı, vicdan azabı omurgasına kadar tırmanıyordu.
"Hey," dedi yumuşak bir sesle. "Özür dilerim, seni korkutmak istememiştim. Gerçekten."
Seokjin hâlâ miksere yaslanmış haldeyken Hoseok'a dikkatle bakmak için başını eğdi.Kaşları kafasında ki düşüncelerle çatılmıştı.
YOU ARE READING
TANIDIK HAYALET ⟬ 2SEOK ⟭
Fanfiction"Sadece küçük bir yudum? En kötü ne olabilir ki ?" "Uh, gıda zehirlenmesi, alerjik reaksiyon, boğulma. Ölüm, Ölüm,Ölüm,Ölüm," diye yanıtladı Hoseok,üstüne üstüne gelen Taehyung'dan uzaklaşmaya çalışarak. Taehyung gülümserken şişeyi Hoseok'un yüzüne...