Seokjin'in dairesi, diğer iki apartman kompleksinin arasında yer alan dar bir binanın ikinci katındaydı.
Küçük ama temizdi, her şey düzenli ve basit bir düzende yerleştirilmişti.Seokjin kanepeyi işaret etti.
"Sen otur, ben sana çay yapayım."Hoseok oturma odasına doğru ilerledi.
"Hatırlatmaktan nefret ediyorum ama ben bir hayaletim. Hiçbir şey içemem." Kaşlarını çatıp koltuğa oturdu. "Ya da herhangi bir şeyi tutamam."
Seokjin oturma odasına geldiğinde Hoseok'la yüzleşmek için kanepenin karşısına oturdu. Mahcup bir şekilde gülümsüyordu.
"Özür dilerim,pek düşünmemiştim."Hoseok gülümsedi ve elini salladı.
"İkimiz de bu hayalet işinde yeniyiz o yüzden sorun değil."
Seokjin başını sallarken kucağında kenetlediği ellerine baktı. Dudaklarını büzdü ve Hoseok'a döndü.
"Bir ışık falan olması gerekmez mi? Hani oraya doğru gitmen gereken ?"
Hoseok parmaklarını şaklatmış yüzü parlarken Seokjin'i işaret etti.
"Değil mi? Ben de aynısını düşündüm! Sana söyleyeyim, ışık yok. Kılavuz yok. Hiçbir şey yok."
"Tamam. O halde belki de temel bilgilerle başlamalıyız? Muhtemelen çözülmemiş bir işin falan olduğu için dünyada oyalanıyorsun?"
Hoseok doğrulup heyecanla, "Öldürüldüm!" dediğinde sözlerini vurgulamak için ellerini göğsüne vurdu.
"En yakın arkadaşlarım tarafından ihanete uğradım."Seokjin'in yüzü aydınlandı.
"Bu harika! Yani, öldürülmüş olman harika değil ama üzerinde çalışacak bir şeyimiz var."
Sehpanın üzerinden bir defter çekip ilk boş sayfayı açtı ve kenarından bir kalem çıkardı.
"Seni kim öldürdü?" diye sordu, kağıdın üzerinde duran kalemle.
"Sevimli kardeşlerim."
"Adları neydi?" diye sordu Seokjin.Hoseok cevap vermek için ağzını açmıştı ama kelimeleri bulamadı.Yüzü düşerken kanepeye geri döndü.
"İsimleri. İsimleri." Gözleri büyüdü ve ağzı açık kaldı. "Hatırlamıyorum!"Hızla ayağa kalkarken odada volta atmaya başladı.
"Hatırlamıyorum, bu korkunç, unutulmaya yüz tutuyorum."
Elini saçlarının arasından geçirip buklelerini dağınık bir şekilde karıştırdı.
"Annemin adını bile hatırlamıyorum." Nefesi kesildi.
"Ben kimim?"Seokjin'e bakmak için döndü ve bağırdı.
"Jung Hoseok! Adımı biliyorum! Jung Hoseok."Seokjin kocaman açılmış gözlerle ona bakarken Hoseok çılgınca kağıdı işaret ediyordu
"Yaz yaz, unutursak diye yaz. Jung. Hoseok." Seokjin hala ona bakmaya devam ettiği için sinirle bir çığlık attı.
"Bir yere yaz, şimdi, şimdi."
"Tamam,tamam sakin ol." dedi Seokjin.
"Bütün hayatımı unuttum, sakin falan olamam," diye yanıtladı Hoseok, yarı yolda durduğunda ellerini yüzünden aşağı çekerek ve dudaklarını ısırarak.
"O veletleri öldüreceğim."
"Hangi veletler?"
"Beni öldüren veletler!" Seokjin sandalyesinde doğruldu.
YOU ARE READING
TANIDIK HAYALET ⟬ 2SEOK ⟭
Fanfiction"Sadece küçük bir yudum? En kötü ne olabilir ki ?" "Uh, gıda zehirlenmesi, alerjik reaksiyon, boğulma. Ölüm, Ölüm,Ölüm,Ölüm," diye yanıtladı Hoseok,üstüne üstüne gelen Taehyung'dan uzaklaşmaya çalışarak. Taehyung gülümserken şişeyi Hoseok'un yüzüne...