Başı ağrıyordu. Dürüst olmak gerekirse,aslında her yeri ağrıyordu – bacaklarında ki keskin ağrı, ayak parmaklarındaki karıncalanma, midesindeki sıkışma...
Ama en kötüsü başında ki ağrıydı. Ritmik dalgalar halinde zonklayan acı dalgaları, asla hafiflemiyordu, sadece bir an geri çekildikten sonra tekrar ağrımaya devam ediyordu. Kafası yarılmış gibi hissediyordu.
Pekala, diye düşündü, acıya karşı gözlerini sımsıkı yumarak, en azından artık ölü değilim. Bu tuhaf düşünce karşısında kaşları çatıldı, Bu düşüncenin geldiği yeri anlayamamıştı.
Yeterince denerse bunu kavrayabileceğini hissediyordu, ulaşamayacağı bir yerde yüzen belirsiz ve solmakta olan anıları yakalayabilirdi, ama gözlerinin arkasına başka bir acı dalgası vurduğunda sızlandı.
Kımıldamaya çalıştı ama kasları bu harekete karşı çıkmıştı, kesik kesik bir inleme kurumuş boğazını yırttı.
"Uyandı!" dedi heyecanlı kısık bir ses. Hoseok gürültüye karşı yüzünü buruşturdu ve başka bir acıklı ses çıkardı, dudakları somurttu.
"Doktoru getireceğim!" dedi başka bir ses, birkaç desibel daha yüksekti ve Hoseok'un artık konuklarının Jimin ve Taehyung olduğundan şüphesi yoktu.
Gözlerini sildi ve gözlerini ovmak için elini kaldırmayı başardı.
"Hyung, beni duyabiliyor musun?"
Hoseok, Jimin'in sesini tanımıştı, yumuşak ve endişeliydi. Gözlerini kırpıştırarak açtı ve Jimin'in yatağının üzerinde duran bulanık görüntüsüne ve arkasında parlayan ışığa gözlerini kıstı.
İhtiyatlı bir şekilde elini başına götürdü ve şakağını ovuşturdu.
"İyi misin?" diye sordu Jimin, neyse ki ışığın önüne geçmişti. Hoseok'un alnına düşen saçları taramak için nazikçe ellerini getirdi.
"Komadan yeni uyandı Jimin. İyi olduğunu sanmıyorum."
Hoseok gözlerini temkinli bir şekilde açtı ve odaya göz gezdirerek Yoongi'ye baktı. Odada en azından aklı başında bir kişi olduğu için anında bir rahatlama hissetti.
"Nerede-" diye söze başladı, itiraz edercesine boğazı düğümlendiğinde yüzünü buruşturdu.
"Ah, su, su!" Jimin, Hoseok'un dudaklarına bir bardak su tutmadan önce komodinin yanında telaşlanarak söylendi.
"Yavaş yavaş iç."
Hoseok, Jimin'e kendisinin daha büyük olduğunu ve dırdır etmeyi bırakması gerektiğini hatırlatmak istemişti ama dilinin üzerinde ki serinlik cennet gibiydi ve birdenbire suyu yutmak dışında başka hiçbir şey umurunda değildi.
"Doktoru getirdim!" diye haykırdı Taehyung, kapıyı çarparak açtı ve içeri koşturdu, arkasından doktor önlüğü giymiş telaşlı ve çileden çıkmış bir kadını çekiştiriyordu.
"Bu hyungun doktoru mu?" Jimin kaşlarını çatarak sordu.
"Değil," dedi Yoongi kayıtsız bir omuz silkmeyle.
Hoseok gözlerini sımsıkı kapattı ve derin bir iç çekti. Ellerini arkasına koydu ve gösterdiği çabadan biraz homurdanarak oturma pozisyonuna geçti.
"Lütfen biri bana nerede olduğumu, neden burada olduğumu ve kaslarımın neden jöle gibi olduğunu açıklayabilir mi?"
Jimin tekrar ayaklarını sürüdü ve Hoseok'un elini iki elinin arasına alıp teselli edercesine okşadı. Öne doğru eğildi ve yumuşak bir sesle,
YOU ARE READING
TANIDIK HAYALET ⟬ 2SEOK ⟭
Fanfiction"Sadece küçük bir yudum? En kötü ne olabilir ki ?" "Uh, gıda zehirlenmesi, alerjik reaksiyon, boğulma. Ölüm, Ölüm,Ölüm,Ölüm," diye yanıtladı Hoseok,üstüne üstüne gelen Taehyung'dan uzaklaşmaya çalışarak. Taehyung gülümserken şişeyi Hoseok'un yüzüne...