Dans stüdyolarında yapılan arama, tahmin ettiklerinden daha başarısız geçiyordu.
Her gün Seokjin işini bitirdikten sonra dışarı çıkıp dans stüdyosunda hiç Jung Hoseok adında birinin çalışıp çalışmadığını soruyorlardı.
Cevap her zaman olumsuz oluyordu ve daha sonra Seokjin beceriksizce şu anda turuncu saçlı bir dansçı olup olmadığını soruyordu.
Hoseok, Seokjin'in bu soruları sormaktan nefret ettiğini biliyordu,Jin aldığı yargılayıcı bakışlardan nefret ediyordu, bu kadar tuhaf ve güvensiz görünmekten nefret ediyordu.
Yine de her seferinde derin bir nefes alır, omurgasını dikleştirir ve sorması gerekenleri sorardı.
Hoseok'un, Seokjin'in daha az ilgili, daha az düşünceli olmasını dilediği zamanlar olmuştu. Seokjin'in, hayal kırıklığı içinde iç çekmesini ve Hoseok'a bugün dışarı çıkmayacaklarını, artık yeter demesini dilediği zamanlar vardı.
Seokjin biraz daha bencil, biraz daha kaba, biraz daha sert davranabilseydi, o zaman Hoseok kendini bu kadar çabuk aşık olurken bulmazdı ve belki de kendini toparlama şansı olabilirdi.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Seokjin'in telefonu çaldığında, akşamın geç saatleriydi, güneş battıktan ve mavi gökyüzü karardıktan çok sonraydı.
Hoseok ani yüksek sesle sıçradığında Seokjin'in dudakları çarpık bir gülümsemeyle kıvrıldı.
"Tanıdığım en ürkek hayaletsin," derken sesinde bir alay vardı. Tüm notlarını içinde tuttuğu defterin üzerinde duran telefona ulaşmak için kanepede öne doğru eğildi.
"Tanıştığın tek hayalet benim," diye söylendi Hoseok, kendini toparlamaya çalışarak. Sonra Seokjin'in gösterdiği dans stüdyoları listesine bakmak için sehpanın üzerindeki dizüstü bilgisayara döndü.
Seokjin gülerken telefona uzanmaya çalışıyordu. Defteri masadan düşürmüştü ama telefonunu almayı başardı ve cevaplamak için başparmağını kaydırdı.
"Alo ? Ah, merhaba!" Telefona gülümsedi, defteri almak için ayağa kalktı ve dizüstü bilgisayarın yanındaki sehpaya geri fırlattı.
"Yoongi'den haber aldın mı?" Diye sordu, kanepeden uzaklaşıp yan odaya geçerken.
Hoseok bakışlarıyla Jin'i takip ettikten sonra kafasını sallayıp sehpaya bakmak için geri döndü. Bilgisayar monitöründen gelen parıltıyla iç çekti ve gözlerini başka yöne çevirerek Seokjin'in fırlattığı not defterine indirdi.
İlk sayfaya baktığında Hoseok'un, Seokjin'e panik içinde yazmasını söylediği bilgiler vardı.Hoseok gülümsedi ve okumak için yaklaştı.
Jung Hoseok.
Veletler tarafından öldürüldü.
Şirin veletler??? Yazıyordu.
Hoseok gülümseyerek başını eline yasladı.
20'li yaşların ortasında.
Son derece heyecanlı.
Hoseok kaşlarını çatmak istemişti ama yazdıkları yanlışta sayılmazdı. Aşağı satırlarda ki mürekkebin değişmesi, muhtemelen Seokjin'in daha sonra farklı bir kalemle bir şeyler eklemesinden kaynaklanıyordu.
Neşeli.
İyimser.
Hoseok gerçekten ilham verici birisi...
YOU ARE READING
TANIDIK HAYALET ⟬ 2SEOK ⟭
Fanfiction"Sadece küçük bir yudum? En kötü ne olabilir ki ?" "Uh, gıda zehirlenmesi, alerjik reaksiyon, boğulma. Ölüm, Ölüm,Ölüm,Ölüm," diye yanıtladı Hoseok,üstüne üstüne gelen Taehyung'dan uzaklaşmaya çalışarak. Taehyung gülümserken şişeyi Hoseok'un yüzüne...