Şaman hanımın dükkânı Seul'ün eski bir yerindeydi, binalar yıkık döküktü, gri betonda görünür çatlaklar , yanlarda ise su hasarı izleri vardı.
Söz konusu bina Hoseok'un görebildiği kadarıyla birçok küçük dükkan, bir market, bir restoran ve bir terzi barındırıyordu. İşyerlerinin birinci katının üzerinde apartmanlar, kuruyan giysilerle dolu balkonlar ve onu şüpheli gözlerle izleyen birkaç kedi vardı.
"Aşağıda," dedi Jimin, bir iş yerinin girişinden çok tehlikeli bir kestirme yol gibi görünen pis bir ara sokağı işaret ederek.
"Ben oraya gitmiyorum," dedi Hoseok, geriye doğru yürümek için topuklarının üzerinde dönerek. Taehyung ona sırıttı ve onu geriye döndürerek öne doğru itti.
"Hiçte korkunç değil hyung. Geri ödememizi alıp gideceğiz, sorun çıkmayacak."
Hoseok kaşlarını çatmıştı ama temkinli bir şekilde dükkanın kapısına bakarak ileri atıldı.
Boşluğun ortasında asılı duran el falı reklamlarını gösterirken yanıp sönen neon tabelaya zıt bir şekilde eğrelti otları ve sarmaşıklarla kaplı büyük bir pencere vardı.
Jimin zil sesiyle kapıyı açtı ve içeri girdiğinde Hoseok isteksizce onu takip etti. Dükkan küçük ve darmadağınıktı, şifalı bitkiler ve kristaller eski ahşap masaların üzerine gelişigüzel bir şekilde yerleştirilmişti.
Hoseok'un sağında mumlarla dolu bir bölüm, solunda ise şans tılsımları sergileniyordu. Duvarlar, şüpheli görünen sıvılarla dolu çeşitli şekil ve boyutlarda küçük şişelerin olduğu raflarla kaplıydı. Hoseok ürperdi ve bakışlarını hızla raflardan kaçırdı.
"Hoş geldiniz" diye seslendi derin bir ses. Hoseok sesin geldiği yöne baktığında kendi yaşlarında bir adamın elinde açık bir kitapla masanın yanında oturduğunu gördü.
Adam genişçe ve dostça gülümsedi, bu gülümseme yüzünün iki yanında iki gamze oluşturdu.
"Bugün size nasıl yardımcı olabilirim beyler?" diye sordu adam, sayfasını düzeltti ve kitabını masanın üzerine koydu. Üçlü tereddütle birbirlerine baktılar.
"Bir şaman hanımefendi olduğunu söylediğinizi sanıyordum," dedi Hoseok, kısık bir sesle.
"Öyleydi!" diye sertçe fısıldadı Jimin. Tereddütle Taehyung'a baktı..
"Değil mi?" Taehyung kaşlarını çattı ve omuz silkti.
"Bir şaman hanım olduğundan oldukça eminim, ama yanılmışım sanırım."
Hoseok tavana baktı ve Tanrıya, o veletlerle bir daha asla konuşmaması için tüm nedenlerini sıralamaya başladı. Hoseok göklere sonsuza dek yemin edemeden Taehyung ileri atıldı.
"Geri ödeme için buradayız!" dedi şamana gereğinden fazla kabadayılıkla. Adam onlara gözlerini kırpıştırdı, şaşkınlığı gülümsemesini gölgeliyordu.
Jimin, Taehyung'un arkasına geldi ve çenesini Taehyung'un omzuna yasladı.
"Birkaç hafta önce buraya geldik ve bir aşk iksiri aldık." Adamın gözleri korkuyla açıldı.
"Aşk iksiri mi? Emin misiniz?"
"Chimchim, bu bir bulma iksiriydi."
"Oh, evet, tamam, bir aşk iksiri değil, bir bulma iksiri."
"Aşkı bulmak için."
"Bir şaman hanımdan."
"Evet, evet," Taehyung, şiddetle başını sallayarak kabul etti.
YOU ARE READING
TANIDIK HAYALET ⟬ 2SEOK ⟭
Fanfic"Sadece küçük bir yudum? En kötü ne olabilir ki ?" "Uh, gıda zehirlenmesi, alerjik reaksiyon, boğulma. Ölüm, Ölüm,Ölüm,Ölüm," diye yanıtladı Hoseok,üstüne üstüne gelen Taehyung'dan uzaklaşmaya çalışarak. Taehyung gülümserken şişeyi Hoseok'un yüzüne...