İş yerinde güçlerime hakim olamıyorum

288 32 70
                                    


Lütfen beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayalım arkadaşlar kitabı okuyan herkesin yorumunu özellikle bekliyorum. Düşünceleriniz benim için çok önemli fikirleriniz de benim için çok önemli. Lütfen beğenelim ve yorum yapalım beğeniler ve yorumlar siz değerli okuyucularımızdan bize gelen en güzel destek ve sevinçtir.

BÖLÜM BIR

iş yerinde güçlerime hakim
olamıyorum

Bakın, böyle bir hayatım olsun diye
Ölüp bayılmadım.

Siz şimdi bana: "Baban tanrı, daha ne istiyorsun?." diyebilirsiniz ama size şunu söyleyebilirim, babanızın kıymetini bilin.

Dışarıdan bakıldığında benim hayatım size heyecan verici gelebilir ama ne yazık ki öyle değil.

Şimdi sakın bana "bu hayatın heyecanı meycanı yok." demeyin.

Sizin alışık olmadınız şeyler. Ben de başta bunların hiç birine inanmadım ama gördüğüm ve savaştığım şeyler bana bunarın gerçek oldunu kanıtladı.

Sonra anladım "benim hayatım bu." dedim.

Size "babalarınız ne iş yapıyor diye sorsam?."

Bazılarınız: "benim,babam,mimar der bazıları babam,avukat,hakim,doktor kasap,tır,şoförü,taksici,kendi işinin patronu,veya emekli." diyecektir.

Ama benim babam, bir tanrı. Ben de isterdim gercek babamla
Bowling'e gitmek, birlikte film izlemek. Evet, gerçek babam dedim, çünkü babam sandım adamın gerçek babam olmadığını öğrendim. Bu konuyu hikayemizin ilerleyen bölümlerin de size açıklarım.

Benim adım Axel Brown, on yedi yaşındayım amerika birleşik' devletleri'nde washington'da yaşıyorum. Washington'da lanet olasıca bir kafede çalışıyorum sabahtan akşama kadar suratsız insanlara kahve yapıp duruyorum!.

Her sabah olduğu gibi saatim yine 07.30'da çaldı hazırlanıp işe gitmem gerekiyordu. Yatağımdan kalktım,odamda bulunan banyoda,yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, elbiselerimi giydim, saçımı şekillendirdim. Ve on beş dakika sonra hazırdım odamdan çıktım ve ayakkabılarımı giyerken annem, seslendi.

"Hey! işe yaramaz axel brown, İşten sonra faturaları ödemeyi unutma. Eğer bu sefer unutursan, kendini kapının önünde bulursun!." dedi

"Peki,anne unutmam. Teşekkürler sana da iyi günler."

Evet, maalesef bu benim annemdi bana neden böyle davrandığını anlamıyorum?. Annem: esmer bir kadındı, orta boylu, siyah saçlı, kahverengi gözü ve 30'lu yaşlarındaydı.

Sanki onun oğlu değil de sokaktan geçen bir yabancıymışım gibi davranıyor bana?."

kapıyı açtım ve merdivenlerden inmeye başladım. Evimiz: washington'un, fakir bir caddesin de bulunan bir apartmanın 3.katında yer alıyor evimiz o kadar lüks ve konforlu değil maalesef. Ama ben, yine de evimi seviyorum hangi insan evini sevmez ki?.

On yedi yaşındayım ama okulu çalışmak için bıraktım çünkü babamı,
bir yıl evvel bir trafik kazasında kaybettik!. O ölünce evi geçindirmek bana kaldı.

kapısından çıkıp otobüs durağına yürüdüm. Otobüs durağına geldim ve otobüsü beklemeye başladım tam olarak yirmi dakika otobüs gelmedi.

"Umarım işe geç kalmam"

işe geç kalırsam patronum, bana kızar!
O adamla tartışmak istemiyorum. Çünkü evin ihtiyaçları için ondan baya borç almıştım. Sonunda otobüs gelmişti.

Tanrılar Okulu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin