İlkler her zaman iyi midir? İlk korku, ilk aşk, ilk sarılma, ilk hayal kırıklığı... İlkler kişiye göre iyi veya kötü yorumlanırken bense iyisiyle kötüsüyle tecrübe sayıyordum kendime.Ya hep ya hiç yöntemimle ilke ya koşuyor ya da duruyordum. Ortam yoktu. Ne fazla ne az yap yöntemleri bana işlemezdi. Ve şimdi hep diyerek sonuca yürümüyor koşuyordum...
Okula gitmek için ayarladığım alarm kafamın dibinde çalarken ben hala uyumak için direniyordum. Fakat tek alarmı duymamazlıktan gelmeye çalışsam da iki dakika sonra kapımı çalmaya başlamışlardı.
"Simge uyan artık! Bugün okulun ilk gününden geç kalma istersen!" Ayşen'in sesi ile yatağımdan doğruldum. Görev de olsa bu kadına anne demiyecektim.
Kalkıp önce elimi yüzümü yıkadım sonra da dişlerimi fırçaladım. aynanın karşısına geçip Bir dakikalık hayat sorgulaması seansımı tamamlayınca okul formalarımı üzerime geçirdim. Aynada kendime baktıkça tuhaf hissediyordum. Bir görev için yaşımı küçültüp lise son sınıf öğrencisi olmuştum. Buradan şu sonuç çıkarılıyor: Bu lise sıradan bir özel okul değildi ve bunu düşündükçe çağlar kolejine olan ilgimi arttıyordu.
Odamdan geldiğimizden beri ilk adımımı atmıştım. Ayşen ve Rıza ise kahvaltıyı hazırlayıp masadaki yerlerini almışlardı çoktan.
"Günaydın."
"Günaydın güzel kızım." Rıza'nın dediği kelimeler zerre tesir etmemişti bana. Çünkü baba kavramı da anne kavramı da yoktu bende. Bu yüzden onlara gerekmedikce baba ve anne demiyecektim.
İki üç lokma bişeyler ağzıma atıp kalktığımda Rıza da benimle beraber ayaklandı. Çantamı alıp ayakkabılarımı giydiğimde o da arabanın anahtarını almıştı. Sonrasında ceketini elinde kapıyı geçmem için açtığında bende telefonumu ayakkabılığın üstünden alarak geçmem için açılan kapıdan dışarıya çıktım.
Arabaya bindikten sonra okulda beni nelerle karşılaşacağımı ve neler yapmam gerektiğini olasılık olasılık kafamda çarpıp bölüyordum. Rıza abinin açtığı müzikle ikimiz de yola bakıyorduk. Müzik bütün ruhumu okşarken bi yandan da düşünüyordum.
Aramızdaki mutlak sessizliği Rıza abi bozmuştu" bugün ilk görevin için ilk gün. heyecanlı mısın?"
"Sayılır."
"Dikkatli olman gerek şüphelendiğin olaylar olursa çantanda bulunan ses kayıt cihazına kaydetmeni istiyorum. Günün sonunda ya da sen kanıt topladıkça oturup bütün herşeyi konuşacağız. Bize haber vermeden asla bir delilik yapmaya kalkma."
"Gereğini düşündüğüm şeyleri yapmam delilik olarak nitelendirmeniz saçma. Ben bişi yapıyorsam o an onu gerektiği için yapıyorumdur. Deşifre olmamak için ise elimden geleni fazlası ile yapacağımdan emin olabilirsiniz."
"Göreceğiz..."
Okulun önüne durduğunda son kez yüzüme gururla baktı.
"İyi dersler küçük hanım." Söylediği cümledeki ince imayı kavrayıp gülümsedim.
" Derslerim hep iyi olacak . Teşekkür ederim."
Arabadan indiğimde tam da okulun önündeydim. Çağlar koleji yazısına uzun uzun bakıyordum. Sanki beynime kazıyordum burayı. Yazıdan gözlerimi çekip ilerleyeceğim an tabirica etse deve benzeyen bir çocukla çarpıştım. Çarpışmamızı hatta big bang patlaması olarak da sayılabilirdi.
Elindeki kahve dökülmemesi için ikimizden uzaklaştırırken ben, ise çarpışmadan dolayı dengemi kaybetmiş olacağım ki belimde bir el hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AJANIN DEŞİFRESİ
RandomUfak bir ajanlık hikayesi... Asena ve Yiğit'in arasındaki geçen büyük aşk...