♩ Nota 1 | Mutluluk

300 18 65
                                    

Yazım tarihi: 03/02/23

♪ ❀♫

-22 Haziran 2020-

Bekliyorum.

Dışarıda yaz esintisi yüzümü okşarken binanın duvarına yaslanmış duruyordum. Bir elimde telefonumu, diğer elimde bir nefes bile çekmediğim ve gittikçe izmarite dönmeye başlayan sigaramı tutuyordum. Başparmağımla bir kez daha onun numarasına tıkladım. Telefon çaldı ve çalmaya devam etti. Son çağrı sesinden sonra sesli mesaja gönderildim ve diğer aramalarımda olduğu gibi çağrı hattan düştü.

Telefonu pantalonumun cebine soktum. Sigaranın külünü akıttım ve dudaklarımın arasına yerleştirdim. Derin bir nefes çekerken gözlerim rastgele bir boşluğa saplı kalmıştı ve düşüncelerim o boşlukta canlanıyordu.

Adrien'ın doğum günü partisi için bir aradaydık fakat parti çok sürmemişti ki Paris yeni bir akumatize saldırısını daha karşılamıştı. Telefondan haberleri takip edemeyecek kadar endişeliydim çünkü o an Marinette'i kaybetmiştim. Aslında... Kaybetmemiştim. O öncesinde zaten gitmişti ve geri dönmemişti. Ona ulaşamamaksa beni yoruyordu.

Diğerlerine ona ulaşamadığımı söylememiştim. Ondan haberdar olduğumu sanıyorlardı. Bu yüzden hepsinin partiden ayrılırken içleri rahattı. Bense aklımı kurcalayan sorunlarla beraber neredeyse bir saat önce yanımdan ayrıldığı yerde onu bekliyordum. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve o hâlâ yoktu.

"Luka!" Kulaklarıma dolan ses sigarayı bir kez daha dudaklarıma götürürken beni durdurdu. Başımı kaldırdığım gibi onu gördüm. Hızlı adımlarla bana doğru gelirken küçük çantasını boynundan geçiriyordu.

Yaslandığım yerden doğruldum ve sigarayı hemen yanımda duran çöp kutusunda söndürüp kovanın içine attım. Marinette yanıma geldiği gibi kollarını belime sardı. "Sen iyi misin? Ben akuma alarmı yüzünden girdiğim markette mahsur kaldım. Marketteydim çünkü sen çok bunaldığını söylemiştin. Bu yüzden sana soğuk kahve alacaktım ama dışarı çıkmamıza izin vermediler ve ben-"

"Marinette," Daha fazla konuşmaması için seslendim ona. Başını yasladığı göğsümden çekti ve yüzünü bana kaldırdı. Sol elimi yüzünün bir tarafına koydum. "İyi olduğuna sevindim."

"B-ben de... Seni merak ettim."

"Telefonuna ulaşamadım." dedim ve yutkundum. "Bu yüzden beni endişelendirdin."

"Özür dilerim," Geri çekildi ve çantasından telefonunu çıkardı. Kontrol etti. "Sessizde kalmış." Başını yeniden kaldırdığında gözleri ufaktan etrafta gezindi. "Diğerleri yok mu?"

"Gittiler."

"Ah," Mahcup bir ifade takındı. "Erken ayrılmış olduk. Bu gece iyi eğleneceğimizi sanmıştım."

"Ben de," dedim buruk bir tebessüm ederken. Gözleri ifademe takıldı. Yüzümü çevirdim ve kolumu gideceğimiz yola çevirdim. "Yürüyelim mi?"

"Motosikletin?"

"Otoparkta," Yeniden ona baktım. "Yürümek istemiyorsan-"

"İstiyorum tabii ki!" Koluma girdi. "Gece yürüyüşlerini seviyorum. Hadi gidelim."

Birlikte yürümeye başladığımızda aramızda bir sessizlik doğdu. Adım seslerimiz duyuluyordu adımladığımız sokakta. Sokak lambalarının ışığı bir örtü gibi üzerimize seriliydi ve gölgelerimiz bu ışığın altında hareket halindeydi.

NEFRETİ SEVMEK | lukanetteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin