8.BÖLÜM

14 10 0
                                    

Ders bitmiş öğle molasına  girmiştik. Okulun arkasında bize ait olduğunu düşündüğümüz yere toplanmıştık. "-Demek ondan karım dedi..." Mert hala çok şaşkındı olayın şokunu atlatamıyordu.
 
"-Gençler ..." Hep beraber bize doğru gelmekte olan Efsun ablaya baktık. Gülümseyerek baktı her birimize. "- Evet. Size acil söylemem gereken şeyler var. Birincisi bir sürelik yani katil bulunana kadar eski hayatlarınıza geri dönmeniz gerek. Yani tedbir olarak."
 
İtiraz kabul etmeyen bakışları bize söz hakkı tanımıyordu.
El mahkum bunu kabul ettik.
Benim o eve gitmem için tek neden kardeşimdi. Eğer bir gün gidersem onun için giderdim.
 
"-İkinci en önemli şey. Müdürün odasında ki dosyaları çekip bize göndermeniz gerek
bunu yapacağınızdan şüphem yok. Şuan yemek yiyor tam zamanı bence."
 
Görev dağılımı yapıp yerlerimizi aldık. Kubilay ve Yeşim müdür gelirse onu oyalayacak. Mert kamera görüntülerini silecek. Sezgi ve ben odadaki dosyaları Efsun ablaya gönderecektik.
 
"-Tamam temiz girebilirsiniz." Kubilay’ın komutuyla odaya girdik. Hızla dosyaları çekiyordum. Sezgi kapıyı gözetliyordu. "- Geliyor."
Telaşla son dosyayı da çektim.
Dosyayı dolaba bırakıp delilleri yok ettim.
 
Sezgi tam kapı açıldığında belimden tutup beni öptü.
"-Noluyo burada ." İkimizde hızla ayrıldık. Başımız önümüzde özür diledik. Hemende affetmişti.
 
Okulun arkasına geçtik. "- Halledebildiniz mi ?" Fotoğrafları Efsun ablaya gönderdim. Yeşim'in canı sıkkın gibiydi. "- Yeşim noldu ?" Eğilip ona sarıldım. Kubilay'a ters ters bakıyordu.
 
"- Bu öküz bana baktı diye çocuğun birine yumruk attı. Tüm plan mahvoluyordu."
Kubilay sabır dilercesine ensesini okşadı. "-Kızım sana nasıl baktı görmedin mi ? Bak benim olana kimse göz dikemez. Dikende gözünden olur. " Yeşim ayağa kalktı. Kolundan tutup engellemeye çalışsam da boşa bir çabaydı.
"- Sakın bana bir eşya gibi davranma." Omuzuna vurdu. "- Yoksa silerim seni anladın mı ?"
 
Her şey berbat olmadan Yeşim'in susması gerekiyordu.
Onu çekiştirmeye çalışsam da asla gelmiyordu. "- Allah silersen sil Yeşim. Eğer istediğin buysa sil her şeyi."
 
Sesi titriyordu. Kubilay daha fazla beklemeden okuldan çıkıp gitmişti. Yeşim o gidince bir daha hiç konuşmamıştı. Okul çıkışında kol kola kapıya giderken Merve koşa koşa bana sarıldı.
 
"- Abla ..." Saçlarından öptüm. Onu o kadar çok özlemiştim ki. "- Artık bizimle mi kalacaksın ? Okula geri dönmüşsün çok sevindim."
Ona sıkı sıkı sarıldım. Yeşim bizi durgun durgun izliyordu.
 
"- Daha belli değil." Yüzü asıldı. Beraber Yeşim’lerine evinde vakit geçirdik. Birazda olsa moralimiz yerine gelmişti. Yoğun ısrarı üzerine eve gittim.
 
Tam odama girecektim ki arkamdan bir ses geldi. "-Nazlı buraya gel !"
Babam bana sesleniyordu.
Gitmesem olmazdı. Yanına gidip karşısına oturdum.
 
"- Hala aynı tas aynı hamam değil mi ?" Sessiz olup onu dinlemeye devam ettim.
"- Bizi öyle utandırdın ki evden çıkamaz olduk be. Annen bakkala gidemez oldu. Biz bunu hak ettik mi ?"
 
Bana bunu yapamazdı. Geldiğim ilk dakikadan beni çilden çıkartmıştı. "- Ben bana yaşattıklarını hak ettim mi ?
O çocuk bunları hak etti mi baba ? Minicik bir çocuğun canını alırken de şimdi ki gibi utandın mı ?"
 
Art art belki nefes almadan konuşmuştum. Annem ve Merve telaşla kapıda bizi izliyordu. "-Terbiyesiz "
Elini kaldırıp bana tokat atacağında ona engel oldum.
 
"- Celal." Annem kapıda durmuş , her zaman ki gibi sadece seyrediyordu. "- Bana el kaldırırsan ,babam demem ,beni büyüttün demeden. Evini başına yıkarım baba anladın mı ?"
 
Elini sertçe ittirdim. "- Sana o sokaklar seni bozar dedim. Kolejlerde ,en iyi üniversitelerde okutacağım dedim istemedin." Sinirle kahkaha attım.
 
"- Senin paran da vereceğin imkanlarda iyi bir baba olamana sebep değil. Babalık parayla yapılmaz. Bu güne kadar bir kez saçımı okşamadın. Senin yapmadığın iyiliği, bana sokaklar yaptı. O karanlık sokaklar senden daha iyi geliyor bana anladın mı ?"
 
Odadan çıkıp kendimi odama kilitledim. Her zaman ki kavgamızı yapmıştık işte.
Sezgi'yi aradım. Ellerim titriyordu, nefesim hala tam olarak düzelmemişti. "-Sezgi ." Bir sorun olduğunu anlamıştı. "- Yine mi ?" Sessizliğim ona bir cevap olmuştu. "- on  dakikaya yanındayım hazırlan alayım seni."
 
Telefonu kapattım. Tamda söylediği gibi on dakikada gelmişti. Motorla canım sıkıldığında gittiğimiz o yere gittik. Koskoca duvar boydan boya bizim resimlerimizle kaplıydı.
 
Bundan daha öncelerde ne zaman canımız sıkılsa buraya gelip içimizi resimle duvara dökerdik. Yine aynını yaptık.
Kubilay ve Yeşim'de buraya gelmişti. Bana hatırlamak istemediğim anıları hatırlatmıştı yine.
 
Yeşim'in gönlünü almıştı her zaman ki gibi. Onu kollarının arasına alıp saçlarından öptü.
Kubilay Yeşim'i canından çok seviyordu. Ama Yeşim ona karşı öyle hissetmiyordu.
 
Saatlerce orda kaldık. Eve gidip birkaç saat daha uyudum. Okul vakti gelince de eşyalarımı da alıp okula yerleştim. Benim kalabileceğim tek yer burasıydı.
 
"- Hadi Kubilay..." Sezgi futbol maçı turnuvasına Tolga abinin zoruyla katılmıştı.
Takımları oldukça gerideydi.
Ama Kubilay fazla iyiydi. Zaten önceden bu konuda madalyalar almıştı.
 
"-Helal be " Hepimiz aynı anda coşkuyla takımın ilk golünü atan Kubilay'ı alkışlamıdık.Kubilay Yeşim'e doğru koşmuş fakat Yeşim tepki vermemişti. Yanda son ses Kubilay'a kur yapan kız iyice sinirimizi bozuyordu. Birkaç kez Yeşim'in ona baktığını görmüştüm. Kız Yeşim'e inat yapıyordu bunu.
 
Maç bitti. Kubilay üst üste attığı gollerle takımına galibiyet kazandırmıştı.
Onu tebrik etmek için aşağı inerken beklenmeyen bir şey oldu. Yeşim'i sinir etmek için tezahürat yaptığı yetmemiş ,tebrik etmek bahanesiyle koşup ona sarılmıştı. Canına susuyordu,söyliyim ortalık karışacaktı.
 
Maç bitmiş herkes sınıflarına dağılmıştı. Ama Yeşim bir süredir ortalıkta yoktu. "-Yaren Yeşim'i gördün mü ?" Başını yaptığı resimden kaldırıp bana baktı. Hayır anlamında başını iki yana salladı. "-Sen iyi misin ?"
 
Yine kendini resime vermişti. Bir şeye morali bozulmuş gibiydi. Ben onun derdini de dermanını da biliyordum. Sevgi onun istediği sevilmekti. Kubilay ona bunu fazlasıyla veriyordu. Fakat yetmiyordu. Başka biriyle sevgili olmaya çalışa Kubilay buna engel oluyordu.
 
"- Kuzum bak inanıyorum, sende bir gün deli divane aşık olacaksın. Ve o şanslı kişi seni kendine deli gibi isteyecek."
Sıkıntıyla nefes verdi. Ayağa kalkıp gidecekken bir yakışıklıyla çarpıştı.
 
Ve evet tezim tutmuştu. Bunlar olurdu. Ne yapıp edip bunları birbirine aşık etmeliydim. Okul çıkışında herkes okuldan çıkmış ,bense bir yerlerde enselenmemeye çalışıyordum.
 
Sonun da herkes çıkmış gitmişti. Canım ne kadar sıkılsa da telefonumdan bir film açmış idare etmeye çalışıyordum. Bir anda çığlık sesi geldi. İlk başta filmden geldiğini düşünsem de hayır bu ses dışarıdan geliyordu.
 
Telefonu bir kenara bıraktım. Çıkmak mı doğruydu yoksa çıkmamak mı ? O filmde ki kız odadan çıkmış ve canından olmuştu. Ama biz bir film veya kitapta değildik.
 
Kalbimin atışı kat ve kat artmıştı. Katilin burada bu odada beni öldürmesini istemiyordum. Kaçacak yerde yoktu. Kapıyı olabildiğince sessizce açtım. Sessizce adım attığımda. Ayağım bir cisime takılmış boylu boyunca yeri boylamıştım. Etraf zifiri karanlıktı. Ellerime gelen bu sıvı da neydi. Ellerim titrerken zar zor ayağa kalktım. Yerde yatan o kara süliyete uzun uzun baktım. O an arkamdan bir ses geldi.
 
Arkama dahi bakmadan kaçtım. Okuldan kaçıp bir harabe evde konakladım o gece. Ellerimde ki kanın geçmesi için defalarca yıkamıştım. Sakin kalıp ne yapmam gerektiğini planlamamı,  deli gibi çarpan yüreğim bunu zorlaştırıyordu.

Oyuncak Maskeler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin