15. Bölüm

0 1 0
                                    

Saatler yarışa girmişti sanki. Hiç geçmiyor sanıyordum fakat zaman o kadar hızlı geçiyordu ki. Aylar olmuştu onları görmeyeli. Bir kere  böyle  bir ayrılık yaşamıştık ama acım hala aynıydı. Azı çoğu yoktu işte canım yanıyordu.
 
"- Gülüm nereye gidiyorsun ?"
Okan'a bakıp  göz devirdim.
"- Sana ne zamandan beri hesap verir oldum ben ya ?"
Bana tatlı bir bakış attı. Burnunu sıktım. "- Bir de bana gülüm deme yoksa dikeni batar sana ona göre ."
 
Çantamı koluma taktım. Parfümümden bol bol sıktım. Onlar yokken her şeyim değişmişti. "-Gülü seven dikenine katlanacak demek ki ."
 
Ona bakmadan çıkıp gittim. Yine her ay olduğu gibi Efsun ablanın mezarını ziyaret etmeye gidiyordum. Yolda gördüğüm bir çiçekçiden çiçek alıp mezarlığa gittim.
 
"- Ben geldim."  Elimde ki çiçekleri toprağa ektim. "- Abla sana bir haberim var..."
Yüzümde huzur dolu bir gülümseme peyda oldu. Günlerdir ve aylardır bunun için beklemiştim.
 
"- İntikamımızı aldım. Artık rahat uyuyabilirsin. " Bunu söylerken gözümden bir damla yaş aktı ve toprağa düştü. "- Abla , biz eskisi gibi değiliz artık özür dileriz... Avcılar dağıldı ve bu benim yüzümden oldu."
 
Göz yaşım yağmur misali akıp duruyordu. "- Nazlı." Duyduğum o ses , nefesimin kesilmesine , kalbimin teklemesine sebep olmuştu. Başımı tutum. O burada değildi yine bir hayal görüyor olmalıydım.
 
Akan gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Arkama döndüm. Sezgi buradaydı kanlı canlı karşımda durmuş bana bakıyordu. Bakışları  çok şey anlatıyordu bana.
 
Hesap soran o gözlerine bakmak istemedim. Onu tam burada terk etmiştim aylar önce. Şimdiyse yeniden burada olmak beklediğim bir şey değildi ne diyeceğimi bilemiyordum.
 
"- Sezgi." Bana doğru yaklaştı. "- Sana bir şey sormam gerek ama burada olmaz , dışarı çıkalım." Beraber bir deniz kenarına gidip oturduk.
 
"- Sana tek kelimelik ve basit bir soru soracağım. " Pamuk şekerimden ısırıp onu dinlemeye devam ettim bana pamuk şeker almıştı. Çocukluğumdan beri bana hep pamuk şeker alırdı bu beni mutlu eden tek şeydi.
 
"- Efsun ablayı öldüren kişiler birer birer öldürülüyor. Kimin yaptığı da tespit edilemedi. Bunun seninle bir ilgisi var mı ?"  Ona gülümseyerek döndüm.
 
"- Kim yaptıysa ellerine sağlık. Hak ettiklerini bulmuşlar. "
Tek kaşını kaldırdı. Bu gergin ve sinirli olduğunun bir belirtisiydi.  Ellerini de kilitledi ve işte şimdi bittiğinin göstergesiydi , kendini kontrol etmeye çalıştığında hep böyle yapardı.
 
"- Onları sen mi öldürdün Nazlı ? Bunu yapmış olamazsın." Bazı şeylerden o kadar emin olmamak gerekirdi. "- kim bilir "
 
Saçlarını elleriyle ittirip ayağa kalktı. "- Nazlı sen başını nasıl bir belaya soktuğunun farkında mısın ? Herkesi kendine düşman ettin her yerde seni arıyorlar."
 
Sesinin yüksek çıkması ayağa kalkmama sebep oldu. Bana böyle sesini yükseltemezdi her ne olursa olsun. Birkaç ay
"- Şu zamana kadar ölmediysen , bundan sonra da basımın çaresine bakabilirim Sezgi."
 
Aylar sonra ilk kez onu görmüştüm , bana sesini yükseltmesi sinirimi bozmuştu. Çantamı alıp gidecektim. "- Bu mu. Yapa yalnızsın. Kimsen yok senin. Herkesi silip attın. Bir ton da düşmanın oldu. Böyle mi teselli ediyorsun kendini. Parfümünü , hayatını değiştirerek mi ? "
 
Ona sinirle baktım. "- Evet bundan sonra böyle tamam mı ? Hayat bana bu yaşamı sundu ve sonucu da bu oldu bunun sorumlusu ben değilim. Bana ne hakla hesap soruyorsun sen. Ben uyumadım günlerce. Başımı yastığa bile koymadım. Ayıldım ,bayıldım ,ölüm tehlikesi de atlattım ama pes etmedim. Sonunda da Efsun ablanın intikamını aldım. O artık rahat uyuyacak tamam mı ?"
 
Kollarımdan tuttu ona karşı koymadım. Bana sıkıca sarıldı. İşte şimdi en huzurlu olduğu yerdeydim. "- Seni korumam için yanıma gelmen gerek. " Bir şey söylemedim.
 
Beraber evime doğru ilerledik. Kapının anahtarını ona verdim açabilecek durumda bile değildim.
"- Nazlı bu adam kim ? " Okan evdeydi. Telaşla Sezgi 'ye döndüm. Sakin bir şekilde Okan’ın yanına ilerledi. Omuzundan tuttu ve onu sürükleyerek kapı dışarı attı. Bense sadece bunu izlemiştim.
 
Onun koynunda uyumak o kadar huzur vericiydi ki. Aylardır böyle güzel uymamış ve böyle huzurlu hissetmemiştim. Sabah uyandığımızda bir eve gittik. Sezgi beni neredeyse sürükleyerek o eve getirmişti.
 
Avcılar aylar sonra burada toplanıyordu. İlk önce Mert geldi. Onu  o kadar çok özlemiştim ki. Sonra Kubilay ve Yeşim geldi onlara sıkı sıkı sarıldım. Mert'in dediğine göre Tolga Abi’de gelecekti.
 
Yeşim'le birlikte mutfağa gittik. Hasret giderdikten sonra bir durum değerlendirmesi yapacaktık. Bana aylardır Tolga abiyi görmediğini ama sık sık aradığını söylemişti. Dertli bir nefes çektiğinde ona döndüm.
 
"- Nazlı ,Tolga abi aylardır kendinde değil , kendine bir şey yapmasından korkuyorum. Kubilay sık sık onun yanına gidiyor ama Tolga abi bu konu hakkında konuşmak istemiyormuş..."
 
Başımı öne ve geriye salladım. "- Biz ablamızı kaybettik. Ama o her şeyini sevdiğini kadını ve bebeğini kaybetti. Onu anlayabiliyorum. "
 
Kapı çaldı hepimiz aşağıya inmeye başladık. Kapıyı açtığımızda yine hayal gördüğümü düşünmüştüm ama bu gerçekti. Efsun abla kanlı canlı karşımdaydı. Titreyen ellerimi Sezgi sıkı sıkı tuttu.
 
"- Çocuklar , gerçekten size her şeyi anlatacağız lütfen şimdi oturun. " Olayın şokunu atlatmamız o kadar kolay olmamıştı tabi ki.  Efsun abla konuşuyordu fakat benim gözüm hafif şişkin duran karnında ve onu aşkla izleyen
Tolga abideydi.
 
Karnı oldukça şişmişti. Bebeğin doğumuna çok az kalmış olmalıydı buna emindim. Efsun ablanın açıklaması şuydu onun öldü bilinmesi gerekiyordu ve öyle olacaktı. Yoksa hem onu öldürürler hem de avcıları dağıtırlardı.
 
Eski dostu ona öyle bir düşman olmuştu ölene kadar ,hatta belki mezarda bile onun peşini bırakmayacaktı. Sıkıntılı bir nefes verip arkama yaslandım. Sezgi ' ye yaslandım. Saçlarımı kokladığını hissetmiştim.
 
"-Yapma." Bana gülümseyerek baktığını gördüm. "-Dikkatimi dağıtıyorsun. Kontrolümü kaybediyorum senin yanında." Alnını alnıma dayadın. "- Seni tanıdığım günden beri aklım başımda değil benim ..."
 
Bana gülümseyerek baktı. "-Seni ilk gördüğüm gün dedim ki işte Sezgi belanı buldun. " Ona gülümseyerek baktım. "- Belaya koşarak atladın yani öyle mi ?"
 
Başını öne ve geriye salladı.
Bir anda aldığımız darbeyle sarsıldık. "-Aile var aile ." Kubilay bize yastık fırlatmıştı. Sezgi ona sinirle baktı. Yastığı ona tekrar geriye fırlattı.
 
"- Ben anladım ki bir olunca onları alt etmemiz daha zor olacak. O yüzden başka bir strateji ile ilerleyeceğiz.
Ayrı olduğumuzu sanacaklar. Bizde onların etrafını sarıp sıkıştıracağız. "
 
Plan çok mantıklıydı. Saatlerce daha bu konu hakkında konuştuk ve odalarımıza dağıldık. Telefonu elime aldım. Bir bildirim sesi gelmişti. Görüldüğüm şey beni şok etmişti. Efsun abla hakkında yalan haber çıkarmışlardı. Bunu Sezgi'ye gösterdim.
 
"- Bu konuda bana karışmayacaksın dersini onlara ben vereceğim."
Baş parmağımı uzattım oda baş parmağını uzattı.
 
Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Üzerime siyah tişört ve siyah bir pantolon giydim. Saçlarımı atkuyruğu yaptım. Yeni aldığım motorla bunu yapan kişinin evine gittim.
 
Bana karşı çıkan birkaç kişi olmuştu ama sonunda adama ulaşmayı başarabilmiştim.
"- Efsun ablanın hakkında yazdığın o haberleri sil. "
 
Bana baktı ayağa kalkıp bana doğru yaklaştı. "-Silmezsem ?"
Bana meydan okuyan bakışlarını asla umursamadan onunla alay etmeye devam ediyordum.
 
İşim bittiğinde eve geri döndüm. Herkes haberleri açmış televizyona bakıyordu. Bu kadar önemli ne olabilirdi.
"-Efsun ablanın haberini yapan adam katledilmiş her yerde birinci sayfada yayınlandı. "
 
Gülümseyerek haberleri izledim. Spikerin söylediklerini dinledim.
"- Üzerinde söyle bir yazı bulunuldu. Biz kötü sanmaya devam edin. Sadece hak edene hakkını vermek bizim görevimiz. Bu olay herkese ibret olsun."
 
Kubilay gelip elini omzuma attı. "- Nazlı sen gerçekten değişmişsin. " Ona gülümseyerek baktım. O an Efsun abla büyük bir çığlık attığında hepimiz ona baktık.
"-Bebek geliyor."
 
Telaşla hepimiz  birbirimize bakmaya başladık. Ne yapacağımız hakkında en ufak bir fikrimiz yoktu.

Oyuncak Maskeler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin