Chapter 9 : Satranç

22 8 29
                                    

Hanedanlıkta kulaktan kulağa yayılıyordu fısıltılar.
İki haftadır gelen şikayetlerin ardı arkası kesilmiyordu.İnsanlar bu kan dondurucu olayın kimin yaptığını öğrenmek için adeta birbirlerini suçluyordu olay büyüdükçe büyümüş insanlar sokağa çıkmaya korkar olmuşlardı.

Monsieur Archambeau tahtında oturuyor ve yanında duran genç oğlanlarla birlikte halkın istek ve şikayetlerini dinliyordu ve insanların hepsinin tek bir korkusu vardı. İnsanları vahşete uğratan bu olayın sorumlusu kimdi?

🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂

- Biliyor musun Cheval?

Tahtında oturmuş, elindeki vezir ile bakışan genç kızdandı ucu açık bu soru.

-Neyi mon'paradis?

-Hayatın nasıl bir şey olduğunu?

Kafası karışan genç adam, genç kıza sorgulayıcı gözlerle baktı. Genç kız ise bu tepkiye karşılık sadece gülümsedi.

-İnsanlar hayatı anlamaya çalışmak yerine ona suç bulurlar ama yaptıklarının, başlarına gelenlerin sebebi olabileceği gerçeğini fark etmezler. Hayat satranca benzer Cheval yanlış bir adım atarsan kaybedersin.

Elindeki veziri şah'ı yemek için karşısına koyduğunda genç kız Cheval hayretle bakıyordu çünkü 4 hamlede mat olmuştu.

-Şah Cheval.

Genç adam gülerek genç kıza baktı ileride bu günleri hatırladığında hayatımda aldığım en büyük dersti diyecekti.

- Şavaşa girsen alacak zeka ve taktiğe sahipsin bu hamleden kaçarım olduğunu sanmıyorum. Mat oldum L'enfer.

Genç kız bu yoruma karşılık sırıttı.

-Çoban matı.

♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️

Preruet derin düşüncelere dalmış genç oğlanın omzuna elini koydu.

-Ne düşünüyorsunuz efendim?

Genç oğlan bu soru ile düşüncelerinden sıyrılıp can dostu şövalyesine baktı.

-Biri bizimle büyük oynuyormuş düşüncesine kendimi kaptırmaktan, kendimi alıkoyamıyorum Preruet. Huzur içinde olan Krallığımızın birden bire üstelik böyle bir olayla sarsılması aklımı kurcalayıp duruyor.

Preruet anlarcasına kafasını salladı.

-Sizce bunu yapan kişinin bu krallıkla bir bağlantısı mı var yoksa bize düşmanlık besleyen bir Krallığın mı yaptığını düşünüyorsunuz?

Genç adam kafasını sağa sola salladı.

-Bilmiyorum Preruet ama böyle bir şeyi normal bir insan yapamaz. Yapsa bile bu kadar zekice ortadan kaybolamaz.

Preruet kaşlarını çattı gerçekten bir tuhaflık vardı.

- Ya ortadan kaybolmadıysa öyle olduğuna inanmamızı istiyorsa efendim?

Genç oğlanda bu soru ile kaşlarını çatmıştı.

-Ne demek istiyorsun Preruet?

Derin bir nefes verdi şövalye.

-Bence bahsedilen yeri birde bizim görmemiz gerek Lucian.

Kafasını olumlu anlamda salladı genç oğlan.

-Haklı olabilirsin Preruet. Söyle atımı hazırlasınlar birde biz görelim şu yeri bakalım.

🐎🐎🐎🐎🐎🐎🐎🐎🐎🐎🐎🐎🐎🐎

Madame Beaufort sarayda huzurla yaşadığını sanıyordu ama genç kız saraydan ayrıldığından beri tereddüt içinde yaşıyordu, her an kendisine bir şeyler yapılabileceğinin paronoyası içindeydi. Bu öyle bir paronayaydı ki çıt sesinden korkar haldeydi. Genç kızı bile evde alıkoymuştu dışarı çıkmasına hatta arkadaşları ile vakit geçirmesine bile izin verilmiyordu.

-Anne L'enfer gitti huzura kavuşman gereken yerde hayatı bize cehennem ediyorsun.

Madame Beaufort sinirle genç kıza döndü.

-Sen ne dediğinin farkında mısın Ange?

Genç kız kollarını birbirine bağlayarak.

-Gayet farkındayım anne, artık cennet gibi bir hayat sürmek yerine hâlâ cehennemle yaşıyormuşuz gibi davranıyorsun.

Madame Beaufort kaşlarını çattı, genç kız ise şaşırdı çünkü annesini kendisine karşı ilk defa böyle görüyordu.

-Belkide gitmesi o kadar iyi bir şey değildir en azından o evdeyken bana böyle davranmıyordun.

Madame Beaufort sinirle nefes verdi.

- Ah benim salak kızım, asıl akıllı oymuş kıymet bilemedim derdirtme bana! Sen düşmanını daha yakın tutmak nedir bilir misin? Evdeyken cenneti yaşıyorduk çünkü her adımını her hamlesini biliyorduk. Şimdi ise cehennemi yaşıyoruz çünkü, Cehennem asıl dışardayken tehlikedir!

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥

-Lucian nerede Andre?

Monsieur Archambeau sorgulayıcı bir biçimde genç oğlana baktı.

-Şövalyesi ile çıktılar baba, sanırım halkın anlattığı yere gidiyorlar.

Monsieur Archambeau kaşlarını çattı.

"Ne yapmaya çalışıyorsun Lucian?"

♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️

-Bu...

Genç oğlan atından inip gördüğü manzara karşısında şoka uğramış dili tutulmuştu. Genç şövalyede ondan farksızdı kıpırdayamaz haldelerdi. Genç oğlan kendine gelmek için derin bir nefes aldı. O sırada gözüne takılan şey ile kaşlarının çatılması bir oldu.

- Preruet sende benim gördüğümü görüyor musun?

Genç adam şövalyesine bakmak için arkasına baktığında ise onu orada bulamadı tekrar önüne döndüğünde ise artık olduğu yerde değildi.





Le Diable Peut PleurerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin