Chapter 10: Saklambaç

19 7 9
                                    

Kulağına gelen topuk sesleri ile gözlerini araladı genç oğlan. Başı ağrıdan patlayacak gibiydi. Elini başına koyup ovdu. Kendine tamamen geldiğini anladığı an ise gözleri şaşkınlıktan açıldı. Yattığı koltukta doğruldu. Etrafında tanıdık bir şeyler arıyordu.

"Neredeyim ben?"

Kafası karışmıştı genç oğlanın en son olay yerindeydi ve şimdi ise daha önce hiç görmediği bir sarayda.

-Günaydın uyuyan yakışıklı.

Kaşları çatıldı genç oğlanın ve sesin geldiği yere çevirdi kafasını ama kimseyi göremedi.

-Ne bu saklambaç mı oynuyoruz?

Bu söze karşılık aldığı tek cevap ise kahkaha olmuştu ve gözlerini aralamasına sebep olan topuk seslerinin ona doğru yaklaştığını duymasıda çok geçmemişti.

-Bakıyorumda beni görmek için sabırsızlanıyorsun uyuyan yakışıklı.

Bu sefer tek kaşı kalkmıştı genç oğlanın.

-öyle bir şey y...

Kendini oturur pozisyona getirirken yüzünü çevireceği sırada cümlesini bitirmesine engel olan şey ise burun buruna geldiği o yüzdü yutkundu genç oğlan.

-Ne o küçük dilini mi yuttun?

Gülümsedi genç kız. İç çekti genç oğlan.

-Buldum seni.

-Pardon?

Kolundan tutup kucağına oturttu genç kızı. Şaşkınlıkla genç oğlana baktı genç kız.

-Ne yaptığını sanıyorsun?

-Kaçmana engel oluyorum.

Kaşları çatılan bu sefer genç kız olmuştu.

-Saçmalık.

Kalkmaya çalışacağı sırada belinden tutup sabitledi genç kızı ve gülümsedi.

-Bırak beni!

Kıkırdadı genç oğlan ondan güçlüydü ve bırakmazsa gidemeyeceğini biliyordu.

-Bu kadar gitmek istiyorsan neden kendin gitmiyorsun?

Genç kız gözlerini devirdi bu kadar oyun yeterli idi, sırıttı. Genç oğlanın bu sırıtışa karşılık şaşkınlıkla suratı düştü. Eli ile çenesini kavradı genç oğlanın.

-Sen nasıl bir hastasın, şuan neredeyim ben, buraya nasıl geldim diye yaygarayı koparman gerekliydi. Onun yerine karşına çıkan ilk kadını kucağına oturtup flört mü ediyorsun?

Gözlerini gözlerine sabitledi genç oğlan ve çenesini tutan elini kavrayıp genç kızın arkasına sabitledi.

-Nerede olduğumuda, önümdeki kadının kim olduğunuda biliyorum.

Başını yana yatırdı genç kız.

-Öyle mi neredesin ve kimim ben?

-Sen cadısın ve burasıda senin sarayın.

Genç kız genç oğlanın boşluğundan yararlanarak tek hamlede kendini kurtardı genç oğlandan ve oradan uzaklaşmaya başladı.

-Bir prense göre fazla kuvvetli bir hayal gücün var senin kafanın böyle fantastik şeyler yerine krallığın işleri ile dolu olması gerekmez mi?

Güldü genç oğlan ve koltuktan kalkarak genç kızın peşine takıldı.

-Bunu bana diyen senin şuan sarayda krallığın işleri ile uğraşmak yerine yaptığı ne prens avı mı?

Genç kız durdu, sinirle döndü ve dibine kadar gitti genç oğlanın.

-Ağzını toplasan iyi edersin.

Genç oğlan eğilerek yüzlerini aynı hizada eşitledi ve gözlerinin içine baktı genç kızın.

-Emredersiniz majesteleri.

Bastırarak söylediği bu sözcüklerin ardından sırıttı. Sinirle derin bir nefes vererek gideceği yöne döndü ve yürümeye devam etti genç kız. Genç oğlan ise adımlarına yetişmiş yan yana yürüyorlardı.

-Ne arıyordun orada?

Güldü genç oğlan. Genç kızın aklına gelen şeyi söylemesi hoşuna gidiyordu.

-Neden merak ediyorsun?

Gözlerini devirdi genç kız.

-Soruma soru ile karşılık verme.

Sırıttı genç oğlan ve genç kızı bileğinden kavrayıp kendine çevireceği sırada sol taraftan boynuna tutulan kılıcı görmesi ile geri adım attı.

-Uzak durmanı öneririm.

Genç oğlan kafasını sesin sahibine döndürüp baktı. Kılıcın sahibi genç kızın önüne geçmiş ve ona siper olmuştu.

-Cheval!?

Gözlerini biran olsun genç oğlandan ayırmadan cevap verdi.

-İyi misin mon'paradis?

Genç kız onun bu haline kıkırdadı ve kolunu tutup kılıcını indirdi.

-İyiyim Cheval merak edilecek bir şey yok.

Bu konuşmaları kaşları çatık bir şekilde dinleyen genç oğlan rahatsızca kendini fark ettirmek istercesine boğazını temizledi.

-Katili arıyordum.

Genç kız ve şövalyesi aynanda dönüp genç oğlana baktılar.

-Buraya nasıl geldim?

Genç kız tek kaşını kaldırdı.

-Beyin fonksiyonları daha yeni kendine geliyor anlaşılan.

Bu söze kıkırdamıştı şövalyesi.

-Sorumun cevabı bu değildi majesteleri. Beni tanıyorsun bende seni balodan önce tanıştık ama beni tanımıyormuş gibi yaptın çünkü sakladığın bir şeyler var.

Genç kız sırıtmıştı bu cevaba karşılık.

-Haklısın ama sakladığım şeyler konusunda değil seni tanımıyormuş gibi yaptığım konusunda tıpkı senin beni unutmuşçasına davrandığın gibi.

Genç oğlan gülümsedi çünkü sobelenmişti ya da sobelemiş miydi?



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Le Diable Peut PleurerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin