Chapter 6:Hayal Kırıklıkları...

24 12 44
                                    

Genç kız gözlerini gökyüzüne dikmişti. Balonun üstünden bir hafta geçmişti ama etkileri hâlâ devam ediyordu...

İçten içe kayıptı genç kız, kendini arıyordu buna karşılık onu çıkmaza sokan yine kendi kanıydı. İhtiyacı vardı birilerine tutunacak bir dala ama o kendine duvarlar örmüştü çünkü biliyordu bir daha güvenemezdi insanlara özelliklede ondan sonra...

İsminin seslenilmesi ile düşüncelerinden sıyrıldı genç kız.

-L'enfer...

arkasına dönmeye cesareti yoktu genç kızın bu imkansızdı

Yine sesler duyuyorum...

gözlerini kapattı genç kız ve tekrar etti kendi kendine bu sözcükleri olamazdı geri dönmüş olması imkansızdı...

-L'enfer,ben geldim özlemedin mi beni?

gözleri doldu genç kızın ama bu içi boş bir gözyaşı değildi onun için yıllardır birikmiş öfke ve hayal kırıklığıydı... Yüzünü döndü ona karşı, kaşları çatık ama dolu gözlerle bakıyordu karşısındaki hayal kırıklığına...

♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️

-Rööö

acı içinde yerde kıvranan geyiğe dikti gözlerini genç oğlan. Balodan sonra kimse ondan haber alamamıştı. Geyiği biraz daha izledikten sonra tebessüm etti genç oğlan. Doğruca yanına gidip yarasını tedavi etmeye başladı.

-Zalimliği en güzel haliyle tatmış iki farklı türdük biz ben sana elimi uzatıyorum, sen bana yüreğini uzat...

Geyiğin tedavisini bitirmişti bu sözlerle genç oğlan ve oradan uzaklaştı...

Gözlerini kapattı ve havayı içine çekti genç oğlan, tüm bunların yanı sırada aniden gözlerini açması bir olmuştu yine oradaydı, tam bulmuşken onu kaybedemezdi...

-Seni bulacağım

sesindeki kararlılığın aksine bu sözcükler sadece bir fısıltıydı.

♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️♟️

Genç kız kendini saraydan nasıl dışarıya attığını bilmiyordu arkasından seslenen şövalyesini ve hayal kırıklığını umursamadan, sadece durmadan koşuyordu tüm saçmalıklardan kaçmak istiyordu çözüm olacakmışcasına ,yarın yokmuşçasına koşuyordu...

En sonunda ayakları dayanamamış kendini yere bırakmıştı genç kızın...

Saçları dağılmış önünü göremez haldeydi, dizlerinin üstüne çökmüş nefesini düzene sokmaya çalışıyordu genç kız. Kendine geldiğinde ise nerede olduğunu anlamak için etrafına bakmaya başladı...

Ayaklarının onu getirdiği yer karşısında şaşkına dönmüştü genç kız

-Burası...

Gizli yeriydi, küçükken herkesten kaçmak için kullandığı. Çokça kez aramış ama bir daha bulamamıştı dibinde söğüt ağacı olan bu şelaleyi... Yüzünde belli belirsiz bir tebessüm oluşmuştu genç kızın, elini şelaleye daldırdı soğuk suyu iliklerine kadar hissedebiliyordu yüzünü yıkadı genç kız kendine gelmek için...

-Sen

Genç kız duyduğu sesle irkildi ve arkasını döndü.

-Sen

En az ,az önceki duyduğu sesteki şaşkınlık kadar şaşkın çıkmıştı genç kızın sesi.

-Ne arıyorsunuz burada Mademoiselle?

Genç kızın kaşları çatıldı

-Pardon, Monsieur şelalenin tapulu malınız olduğunu bilmiyordum.

Genç oğlan bu cevaba güldü.

-Şaşkınlığımı mazur görün küçük hanım öyle demek istememiştim.

Tek kaşını kaldırdı genç kız, o az önce kendisine küçük hanım mı demişti?

Ellerini pantolonunun cebine koyarak genç oğlanın yanına doğru ilerdi genç kız.

-Küçük hanım mı? Benimle aynı yaşta olduğunuza göre size küçük bey demem gerekiyor sanırım?

Adımlarını tam önünde sonlandırmıştı genç oğlanın, genç kız. Genç oğlan sırıttı ve genç kıza doğru eğildi.

-Ukala mıyız biraz?

Genç kız ,genç oğlanın gözlerinin içine bakarak.

-Adamına göre muamele yapıyoruz biraz.

Genç oğlan içten içe gülüyordu genç kızın bu hallerine.

-Demek bende böyle tatlıyım.

Genç kızın gözleri şaşkınlıkla irileşirken, genç oğlan göz kırpmakla yetinmişti genç kıza.

-Dengesizsin biraz galiba?

Aradaki yakınlığı azaltmak için bir adım geriledi genç kız.

-Ne o korktun mu küçük hanım?

Genç kız sırıttı.

-Hayırdır sana yakın olmam hoşuna mı gidiyor küçük bey?

şaşkınlıktan gözleri büyüyen genç oğlandı bu sefer, genç kız bir adım daha yaklaşıp söze başladı.

-Ne o dilinizi mi yuttunuz küçük bey?

gülerek kafasını sağa sola salladı genç oğlan, genç kızı belinden kavrayıp kendine yaklaştırdı.

-Belki de.

Genç kızın kaşları çatıldı.

Sapık mıydı, neydi bu adam?

-Seni temin ederim sapık değilim, ama sana yakın olmak hoşuma gitmiyor dersem yalan söylemiş olurum.

Genç kız, genç oğlanın elini belinden çekerek

-Ne zamandan beri insanların aklını okuyorsun ayrıca sapık değilsen ellerini üstümden çekebilirsin.

Arkasını dönüp şelaleye doğru yürümeye başlamıştı bile genç kız bu sözlerden sonra.

-Küçük hanım adınız?

Arkasından seslenmişti genç oğlan.

Genç kız şelalenin tam kıyısına gelip genç oğlana doğru döndü.

Genç oğlan gülümsedi, bundan sonra genç kızı aramasına gerek kalmadığını biliyordu çünkü bu bir tesadüf değildi, kaderdi...






Le Diable Peut PleurerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin