2.bölüm

262 26 6
                                    

Satır arası yorum yapmayı unutmayınız!

Kafam dönüyordu,insanlar bulanıktı. Biliyordum yarın bir süre bu anı unutacaktım çünkü ne zaman içsem ondan sonrası bir anlığına yok olurdu.

Hayır unutamayacaksın,darbe izinin uyandığın an hissedeceksin çünkü acısını. Dost acı söylerdi,benim tek dostum yine benim içimdekiydi.

Derin bir nefes alıp yutkundum. Yanındaki kadın çok güzeldi,acaba ben mi yoksa o kadın mı daha güzeldi? Aleda böyleydi işte kendine değer vermezdi,birileriyle kendini kıyaslayacak kadar değer vermezdi.

Dişlerimi sıktığım sırada gözlerimi kadından çekip tekrar Bozkurt'a sabitledim. O sırada belimde hissettiğim el Diren'e aitti. Destek amaçlı yaptığı bu hareket o an için umurumda olmamıştı. Gözlerim bir çift yeşil gözlerdeydi,hasretini gidermek istiyordu.

"Arkaya geçelim Aleda." Alaycıl bir şekilde dudaklarım sola kıvrıldığı an her şey yerine gelmiş gibi duran tüm insanlar harekete geçti. Sevgi teyze koşarak Bozkurda sarıldığında içim gider gibi olmuş derin bir iç çekmiştim. Kokusu,gerçekti. 2 yıl sonra onun kokusunu solumuştum ben.

O an nefes bile almak istememiştim ama çoktan almıştım bile. Almadan nasıl yaşayacaktım? Ölürdüm bence.
"İyi misin?" Diren beni yoklar gibi konuştuğunda gülümsedim. "Hıhı iyiyim. Sence o kadın mı güzel ben mi?" Diren yine saçmaladığımı anlamış gibi "Kendine gel sırası değil." Diye fısıldadı. O sırada İmge ile göz göze gelince vicdan azabı çeker gibi hissettim anında kendimi o bulanık aklımla toparlama kararı aldığım sırada içeri giren Mithata kaydı gözlerim. Benle eş zamanlı Bozkurtunda ona baktığını gördüğümde ikisi selamlaştı. Bu görüntüyü içim giderek izlemiştim. Mithat ile aramızda bir duvar vardı ama duvar yeri geldiğinde çiçeklere dönüşürdü.

Olmayan abim gibiydi benim için,yokluğu çoğu şeye şifaydı. İmgenin özel gününü mahvedemezdim,kendime hiç güvenemezdim çünkü sarhoş olmuştum. Hazır aklımın çeyreği çalışıyorken Mithat ile göz göze gelir gelmez elime gelmesini işaret etmiştim. Beni kısaca süzüp göz devirdikten sonra yanıma doğru yaklaşmaya başlamasıyla Diren'in kolunu sıvazladım.

"Ben eve geçicem iyi değilim. İmgeden özür dile kendimi affettiricem sen halledersin Diren." Diren memnuniyetsiz bir şekilde dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra başını salladı. Başımda dikilen Mithata döner dönmez koluna yapışmıştım.

"Beni eve atar mısın asker." Elimi alnıma emir almış gibi koyarken Mithat derin bir nefes alıp gülmemek için zor durdu. "Sen mi emir alıyorsun ben mi? Herkese emirler yağdıran ben sana gelince emir alıyorum nedense." Başımı salladım hızlıca.

"Hemen eve!" Diye hiddetle söylendiğimde gülümsedi. İlerlemeye başladığımız sırada gözlerim Bozkurda kaydı. Onunda bana olan bakışlarını görünce kaşlarımı çatıp yanındaki kızı işaret ettim sanki ona bakması gerektiğini söyler gibi. Gibi değil aslında öyleydi,şimdi kafam ayık olmadığından umursamıyordum belki ama ayılınca neler olacağını kimse bilemezdi.

~~

"Ben bir şeyler bekliyordum,en azından bir çığlık falan atmasını bekliyordum eminsin di mi iyi olduğuna?"

"Eminim. Mithat eve bıraktı bilmiyor musun Aledayı içmişti yine. şuanda uyanınca hatırlamaz büyük ihtimalle." Elim başımı sıvazlarken derin bir iç çekip yatakta doğruldum. İçeriden Diren'in sesini duyuyordum.

"İyi tamam ben de şimdi çıktım evden,geliyorum oraya." Telefonun kapanma sesi yayılırken başımı sıvazladım. Başım ağrıyordu yine,üzerimdeki battaniyeyi kenara fırlatıp hızla çıktım yataktan. Dengemi kaybedecek gibi olduğumda tekrar yatağa düşmüştüm.

Sahavet MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin