4.bölüm

111 12 4
                                    

"Uzak dur yeter." Hafifçe gülümsedim. Dudaklarım yana acıyla kıvrılsa bile ona sanki alayla kıvrılmış gibi hissettirdim.

"Bozkurt" dedim onun o yeşil gözlerinin hedefi olduğumda "Hı" dedi mayışmış gibi. Gibisi fazla mayışmıştı.

"Farkında mısın? Tam 5 saattir uyanığız ama yataktan kalkmıyoruz." Gülümsedi. Gözleri kapalıydı ama uyumuyordu,anlamak zor değildi. Kolları belimi sarmış,başı çıplak göğsümde derin derin nefesler alıyordu.

"Kokun" dedi gülümseyerek. "Senin teninin kokusu beni mayıştırıyor Aleda." Dediğinde bende gülümsedim.

"Bozkurt bunca yanlışın içinde en doğrusu sensin." Dediğimde kaçacakmışım gibi belimi sardı.
"Bazen.." dedi derin bir iç çekerek.
"Hatta çoğunlukla güzel anlarımızın içinde birden karamsar bir edebiyat yapıyorsun ve ben..." dedi yavaşca doğrulup. Gözlerimiz şimdi birbirine değiyordu ve kalp atışlarım son bir kaç yıldır ona aşık olduğumu anladığım andan beri küt küt canımı acıtıcak kadar hızlı atıyordu.

"Sen gidecekmişsin gibi," beni gösterdi ve ardından kendini gösterdi. Şuan o dağılmış saçlarıyla yemyeşil şişmiş gözleriyle ne kadar tatlı olduğunun farkında mıydı?

"Benden gideceksin gibi hissediyorum." Derin bir iç çekip hala saçlarında olan ellerimle saçlarını karıştırdım.

"Senin şu benimleyken tatlış hallerine bayılıyorum."

"Konuyu kapatma" demesine kalmadan onun dudaklarına kapandığımda ilk başta karşılık vermeyecek sanmıştım fakat elleri belimden kalçama yol aldığında çoktan yoğun hislerle sevişmeye başlamıştık bile...

Anlar ve anılar. Anılar gülümseyerek hatırlanır geçen günler ardından herhangi bir anda. Hafif bir tebessüm yerleşince yüzüme "Kokum yine mayıştırdı seni." Dedim.

Gözleri yorgunlukla kapanacak gibiyken duyduklarıyla toparlandı. "Saçmalama." Dedi geri çekilecekken onu durdurmamla ne var dercesine baktı.

"Bozkurt." Dedim ona iyice yaklaşıp. Nefesim yüzüne doğru vurmaya başlasın diye aramızdaki mesafeyi yavaşca kapattım.

"Ben şimdi şurada senden özür dilesem sen yine benimle benim getirim olan hasretle beni affetmeyecek misin?" Gözlerini kaçırdı.
İşte bu evet demek oluyordu.
Biliyordum.

Hala seviyordu Aledayı.

"Sana karşı acizliğimi senden kaçarken yenemedim diye geri döndüm zaten. Sana en büyük cezam olacak gözünün içine bakarak seni unutmak."
Yutkundum. Gülümseyerek dolan gözlerimi kaçırdım.

"Benim canımı nasıl acıtacağını anlamışsın,biraz geç olsada." Başını salladı. Bir elinin yumruk olduğunu ona bakmayan gözlerim gördü.

Bana karşı koyamamak onun en büyük acizliğiydi.

Derin bir nefes aldı ve arkasını döndü. Gidecekti. Bu sefer Bozkurt gidiyordu.

"Ama bir şeyi unutuyorsun Bozkurt." Dedim. İlerleyen 2 adımı sonrası durdu.

Dinledi.

"Sen ne kadar bana karşı acizliğin bitti zannetsende ben istersem yine benimsin."

Küçük bir kıkırtı duydum ondan,Bozkurttan yapmacık bir kıkırtı.
Gereksiz ve sen öyle zannet der gibi bir kıkırtı.

"Senden çok var." Dedi. Ben öylece kaldım. O öylece gitti.


~~~

"Bir an vefat ettin zannettik." Dediğinde gülümsedim Tolgaya. Tolga benim patronum oluyordu,en başından çizimlerimle kabul edilmiştim bu şirkete. Normalde çalışmaya gidip gelmem gerekirken Tolgaya ev hariç hiçbir yerden çalışamayacağımı söylemiştim. Çizimlerim hatrına beni kabul etmişti.

Sahavet MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin