Selam. Yeni Bilim Kurgum ile karşınızdayım. Gecenin Efendisinin yanı sıra bu kurguyu yazmak istedim. Bu kurgunun üzerinde uzun zamandır durdum. 2022'nin son ayı olan Aralık ayında bu kurguyu düşündüm ve kafamda şekillendirdim. Bir ocakta ilk bölümünü yazdım sonra diğer bölümleri ve kitabın bir kısmı bitti bir kısmı kaldı. Sildim geri yazdım. Bu döngü ilerledi. Sizlere güzel bir kurgu çıkartmak için bunu yaptım.
Umarım bu hikayemi diğer hikayelerim gibi beğenirsiniz.
Keyifli Okumalar✨
Şarkı: James Arthur/Train Wreck🎶
🗝️
Belki de bu Krallık; benim kaderimi belirleyecekti. Belki de bu Krallık; benim gücümü ortaya çıkaracaktı.
Her şeyin başlangıcı;
KÂBUS
Bir varmış bir yokmuş. Esrarengiz ormanın derinlerinde sırlarla dolu bir kapı varmış. Bu kapının ardında; bir saray ve bir bina varmış. Sarayın içinde; Kral, Kraliçe, Prens ve Melekler yaşarken, Binanın içinde; Kurt adamlar, Vampirler yaşarmış. İki ayrı bina bir krallığa aitmiş. Bu krallığı yöneten bir kral varmış. Gün gelmiş krallıkta bir kız çocuğu doğmuş. Herkes bu çocuktan bihabermiş. Kızın annesi kızı saklamak için kızı dünya adlı gezegene bırakmış. Yıllar geçmiş bundan kimsenin haberi olmamış. Ta ki o güne kadar...
Sis bulutunun çökmesi ile bambaşka diyara sürüklenmiştim. En son yatağımda yatıyordum ve gözlerimi açmam ile kendimi bambaşka bir yerde bulmuştum.
Bir ormana benziyordu. Çıplak ayağıma batan dallardan anlamıştım.
Bir karganın hemen başımın yanından geçmesi ile korkuyla çığlık attım ve eğildim. Ardından bir karga daha ve bir karga daha...
Kargalar çoğalmaya başlamıştı. Korku ile ayağa kalkıp, arkama baktım ve bana doğru gelen karga sürüsüne gözlerimi kocaman açarak baktım. Tamam, şu an kaçmam lazımdı.
Önüme dönüp, az önce başımın yanımdan geçip giden karganın gittiği yöne doğru koştum. Ayaklarıma dallar batıyordu ve bu canımı yakıyordu. Yine de durmadım. Canım yana yana koştum.
Ayağım bir dala takıldı ve kendimi yerde buldum. Başımın yere çarpması ile nefesimi tuttum. Ben nasıl bir şeyin içine düşmüştüm?
Ayağa tekrar kalktım ve koşmaya devam ettim. Koştum, daha hızlı koştum.
En son karşıma çıkan büyük demir kapı ile durdum ve karşımdaki büyük kapıya baktım. Bomboş arazide; bir demir kapı ve az ileride ışıkları yanmayan büyük bir bina vardı. Sis bulutları binayı gizliyordu.
Karga seslerini tekrar duyarken, hiç düşünmeden demir kapıyı iteledim ve açılan kapıdan içeriye girdim.
Birden değişen ortam ile afalladım. Az önceki sisli orman gitmiş, onun yerine yemyeşil bir alan karşılamıştı beni. Arkamda bir kapı ve onun yanlarında büyük iki ağaç vardı. Önümde ise; büyük bir okul tarzı bina ve onun az ilerisinde bir şato.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Krallık :Yokoo/Anahtar (SIR SERİSİ BİRİNCİ KİTAP)
FantasyBilinmeyen bir Krallık ve Krallığın içinde yaşayan efsanevi varlıklar. O kapıyı keşfeden genç bir kız. Ve o kapının arkasında yaşayan bir Prens. Lia, o kapıyı aralarken, aşkın kapısını da araladı. Karşısına çıkan aşk Lia'yı oradan oraya sürükledi...
