Zaman donmuştu sanki...
Kendimi çok değişik hissediyordum. Gözlerimi araladığımda olduğumuz durumu düşündüm ve hemen geri çekildim.
Poyraza bakmamaya çalışarak ondan uzaklaşmaya çalıştım. Ama Poyrazın sırtımdaki eli buna izin vermiyordu.
"Poyraz bıraksana!"diye bağırdım.
Bana sırıtarak bakmaya devam ederken bir ses duydum. Bir telefon sesiydi.
Poyraz beni bırakıp elini cebine götürdü ve telefonunu çıkardı. Telefonu açıp kulağına götürdü ve "Ne oldu?"dedi telefondakine
"..............."
"Evet iptal ettim"dedi bana arkasını dönerken.
"................"
"Boşver iptal ettim işte"dedi.
".................."
"Uzatma Bartu!"demesiyle konuştuğu kişinin Bartu olduğunu anladım.
Telefonu kapatıp bana döndü ve "Gidelim"diye diretti.
Şaşkınlıkla "Nereye?"diye sordum.
"Karakola gitmeliyiz. İfade vermen gerekiyor."dedi.
Bir anda her şey kafama dank etmişti. Her şey gözümün önünden geçip gitti. O adam , silah sesi , melek ablanın vuruluşu , annesiyle konuşması ve gözlerini kapatışı...
"Hayal!" Poyrazın beni sarsmasıyla kendime geldim ve Poyraza döndüm.
Gözlerimin dolduğunu hissederken Poyraza "O öldü"dedim.
Gözümden yaşlar akarken Poyraz beni kendine çekip sarıldı.
Göz yaşlarım onun üstünü ıslatırken o "tamam. Sakın ol!"dedi beni sakinleştirmeye çalışarak.
Ben ise kendimi tutamıyor ağlıyordum.
Poyraz bir anda beni omuzlarımdan tutup kendisine bakmamı sağladı ve " Böyle ağlayarak hiç bir şey yapamazsın. Karakola gidelim ve polislere yardımcı olup o adamın bulunmasını sağlayalım."dediğinde sakinleştim.
Haklıydı. O adam bulunmalıydı. Melek ablanın kanı yerde kalmamalıydı.
Kendimi toparlarken Poyraz bana bir bardak su getirdi.
Suyu içtikten sonra iyice sakinleştim.
Bardağı tezgaha bırakırken Poyraz bana döndü ve "Ben hemen geliyorum"diyip yukarı çıktı.
Mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum ve bekledim.
Bir kaç dakika sonra Poyraz elinde bir kazakla aşağı gelirken üstünü değiştirdiğini fark ettim.
Doğru ya! Üstümüz un olmuştu.
Poyraz yanıma gelip elindeki kazağı bana uzattı ve "üstünü değiştirde gidelim" dediğinde uzattığı kazağa baktım.
Kimin kazağıydı acaba? Onun muydu yoksa?
"Merak etme benim değil Sıla'nın."dediğinde ona şaşkınlıkla baktım.
Hiç bir şey demeden elindeki kazağı alıp lavaboya doğru ilerledim.
Lavaboya girip kazağı giydim.
Saçlarım da un olmuştu. Saçlarımı da temizledikten sonra unlu kazağımı alıp lavabodan çıktım.
Koridorun başında duran Poyrazın yanına giderken aklıma çantam geldi.
Çantam neredeydi?
Yoksa eczanedemi kalmıştı?
"Poyraz şey... Çantam nerede?"diye sordum Poyraza.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karışık Aşk
RomanceHer şey bir telefon karışıklığıyla başlıyor..... Peki sonrasında.....