Selaaamm nasılsınız?Uzun süredir bölüm atmadığımın farkındayım. Biraz durulma dönemiydi. Çalışıyorum ve yoğunluktan yazmaya pek vaktim olmuyor. Aslında bu sahneler de 6. Bölümün içinde olacaktı ama daha fazla geciktirmemek adına yarıda kestim.
Keyifli okumalar ☀️
•••••••••
7 | “AVCI VE PRENSES”
“Hayatımın belki de en imkansızı olarak gördüğüm Umut Ilgaz, bana aşıktı.”
Asırlar önce çok uzak diyarlarda bir prenses yaşarmış. Bu prensesin annesi çok küçükken ölmüş, babası ile bir başına kalmış. Babası ülkenin kralı, başıymış. Aynı zamanda çok sert bir insanmış. Kızını çok severmiş lakin bunu her zaman göstermez. Bir gün padişah kızını evlendirmeye karar verir. Kızına der ki, "Evlenme çağın gelmiştir, yedi cihan beyi ile evleneceksin." Kızı şaşkınca ve bir o kadar da öfkeyle babasına karşı çıkar.
"Sevmediğim bir adamla nasıl evlenirim?" dermiş sürekli. Padişah ona karşı gelinmesine çok kızmış tabi. Hiç yapmayacağı bir şey yapıp, kraliçenin emanet ettiği kızına, tek varisine vurmuştu. Prenses babasına ağlayarak daha çok nefret kusar. Daha sonra da koşarak saraydan çıkar.
Ormanın derinliklerine girdiğinde kendini huzurun kollarına bırakmış. Bırakmış prensesliği bir kenara ve ıslak toprağa uzanmış.
Bir süre geçmiş ki, ormanda tak tak sesler yükseldi. Kuşlar uçuştu, hayvanlar korkuyla kaçıştı. Prenses yerinde doğrulup ne olduğuna bakmak için biraz ilerledi. Ardından dere kenarında sapsarı saçları olan bir avcı gördü. Avladığı hayvanları pişirecekti anlaşılan.
Prenses bir süre ses çıkarmasa da içinden gelen dürtüyle avcının yanına gider. Avcı tanır tanımaz ayaklanır ve ellerini önünde birleştirir. Prenses onun bu hallerine gülümseyip rahatlamasını söyler. Şu an prenses olmadığını, halktan biri olduğunu da söylemeyi ihmal etmedi. Sanki yıllardır dert ortağıymış gibi avcıyla dertleşti bizim prenses.
Saraya geri döndüğünde ise, yedi cihan beyi gelmiş odasının önünde onu bekliyordu. Yeniden sinirlenmişti prenses. Yedi Cihan beyine onunla evlenmek istemediğini dile getirse de nafileydi. Yedi Cihan beyi kendisini istemeyen prensese oldukça sinirlenmişti.
Prenses ve yedi cihan beyi arasında geçen konuşmanın üzerinden haftalar geçmişti. Düğünleri yaklaşıyordu artık. Yedi gün yedi gece sürecek olan düğünleri. Prenses haftalar boyu ormana gidip avcıyla sohbet edermiş. Zamanla avcıya olan hayranlığı büyük bir aşka dönüşmüştü. İçi içine sığmıyordu adeta. Her ne kadar evlenecek olsa da gönlü başkasına düşmüştü işte.
Bir gün prenses yine avcıyla görüşmeye gidecekmiş ama ne olduysa gidememiş. Avcı beklemiş beklemiş prenses gelmemiş. En sonunda saraya gitmek için yola koyulur. Sevdiceğine bir şey mi olmuştu? Yoksa onu asla habersiz bırakmazdı.
Avcı saraya yaklaşırken içinde büyüyen korkuya dur demekte zorlanıyordu. Ya yine canını yakmışlarsa? Ya onu bir kez daha koruyamadıysa? Saraya gelip prensesin odasının önüne geldi gizlice. Kimse görmemişti onu neyse ki. Kapıya geldiğinde duyduğu bağışmalar üzerine durur ve dinler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut'la Parlayan Güneş
Teen Fiction"Eskiden bana yalan söylemezdin. Yapma dediğim şeyi yapmazdın." dedim ağlayarak. Umut direksiyonu tuttuğu ellerini gevşetti. Ve gözlerini bana çevirdi. "Değişti işte her şey, eskisi gibi olamıyor." "Ben hâlâ aynı benim. Yalan söylemedim, söylemek is...