"Hıçkıra hıçkıra ağlıyorsun Gerçek," diyerek ellerimi büyük avuçlarının içine aldı, "ve bunu yaparken yaşadığın komik bir ânı anlatıyorsun."
Gözlerimden yaşlar boşalırken tüm dişlerimi göstererek gülümsemem onu duraksattı. "Bilmem ki," diye fısılda...
Uzunca bir bölümle geldim. Oy verip yorumlayarak beni yazmak için motive ederseniz çok mutlu olurum. Yarın, yani 21 Ocak Cumartesi günü ADANA TÜYAP fuarındaki imzama kitabı olan olmayan herkesi bekliyorum. Saat 13:00'da orada olacağım. 💙
Özellikle bol bol yorumlarınızı bekliyorum, yorumlarınızı okumaktan çok keyif alıyorum ve aşırı eğleniyorum. Keyifli Okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
10. SEANS "BEYAZ TİLKİ"
Bölüm Şarkıları: Doğan Duru, Diken Labrinth, Kill For Your Love Doğan Duru, Kafesine Uçan Kuş
Gazel Eldem'in Seansı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Küçük bir çocukken, onun sesini benim gibi herkesin duyduğunu düşünürdüm. Şeytanın.
Sara ile birlikte uyuduğumuz bir odamız vardı. Onun yatağı cam kenarında, benimki ise duvar kenarındaydı. Onun başını verdiği duvar yeşile boyalıydı, benim duvarım uçuk pembe rengine boyalıydı. Onun karyolası demir, benimkisiyse ahşaptandı. Yüzlerimiz birbirine çok benziyordu ama hoşlandığımız şeyler çok farklıydı. Yine de bazı geceler şeytanın sesini duyup gözlerimi açtığımda bir yanım Sara'nın da onun sesini duyduğuna inanıyordu.
Oysa onun sesini duyan yalnızca bendim.
Sara ile odalarımız ayrılmadan öncesiydi, bir gece şeytanın sesi yankılı geliyordu ve elinde bir mikrofonla odamızda dolaştığını düşünüp paniklemiştim; sesiyle herkesi uyandırabileceğini düşünmüş, endişelenmiştim çünkü babam uykusunun bölünmesinden pek hoşlanmazdı.
Olur da uykusu bölünürse, bana ya da Sara'ya çok bağırırdı ama genelde bağırdığı kişi Sara olurdu çünkü Sara, babam bana ne zaman sesini yükseltse, kendini önüme siper ederek babamla çenesini havaya dikerek konuşurdu. Sanırım babamın öfkesini kendi üzerine çekmek için babama meydan okurdu ve bu meydan okumalar her zaman babamın beni bir kenara itip ona bağırmaya başlamasıyla son bulurdu.
