Hanji sonunda Minho'nun ailesi ve onun kedileriyle tanışabilmişti. Soonie, Doongie ve Dori ilk defa yeni tanıştıkları birisine karşı hırçın davranmamışlardı. Minho kedilerine gururlu bir baba ifadesiyle bakarken, Hanji Doongie'nin karnını okşuyor, Soonie ve Dori ise yerdeki oyuncaklarla oynuyordu.
Hanji, Minho'nun ailesine karşı yabancılık çekmemişti. Minho'nun ebeveynleri gayet açık görüşlü, eğlenceli ve samimilerdi, ayrıca Hanji'yi de çok sevmiş ve yeniden gelmesi için ona dakikalarca yalvarmışlardı.
Minsung çiftinin hafta sonları çok tatlı geçmiş olsa da Minho'nun morali birkaç gündür fazlasıyla bozuktu. Planladığı şeyi yapmadığı sürece de böyle kalacaktı.
...Minho siyah deri eldivenlerini giydikten sonra boynunu sıkan kravatını gevşetti. "On iki saat süren iğrenç bir eğitim programından çıktım. Şu anda psikolojimin nasıl bir durumda olduğunu tahmin edebiliyor musun?"
Tae başını olumsuz anlamda salladı. Minho ona yamuk bir gülümseme sunduktan sonra arkasındaki duvara yaslandı. "Düğün boyunca o devasa, cızırtılı hoparlörün altında oturduğunu ve sürekli detone olan birisinin şarkı söylediğini düşün."
Odadakiler, Minho'nun tarif ettiği şeyi hayal ettiklerinde yüzlerini buruşturdular. Minho odadaki arkadaşlarına kısaca göz gezdirdikten sonra yaslandığı duvardan uzaklaştı ve Tae'ye yaklaştı. "Asıl konumuza dönecek olursak..."
Minho, Tae'nin çenesinden kavradı ve kendi yüzünü genç çocuğun yüzüne yaklaştırdı. "Açıkçası... sevgilimi taciz etmen ve bu iğrenç davranışı gözlerimin önünde yapmış olman içimdeki şeytanı uyandırdı."
"Ö-özür dilerim." Minho, Tae'nin yüzünü biraz daha sert olacak şekilde sıktı. "Özür dilemen gereken kişi ben değilim. Gerçi, Hanji'den özür dilesen bile ona yaşattığın iğrenç duyguları telafi etmiş olmayacaksın."
"Ne yapmamı istiyorsun?" Minho, Tae'yi bıraktı ve odanın içinde minik adımlar atmaya başladı.
"İnsanlar deneyimlemedikleri durumları anlamakta zorlanır. O gün, Hanji'nin neler hissettiğini anlamanı sağlayacağım ki bir daha kimseyi rahatsız edemeyesin. Tabii ben, senin gibi pislik birisi değilim. Seni taciz etmeyecek ya da etmelerini emretmeyeceğim."
"Beni öldürecek misin?" Minho kahkaha attı "Sana can veren kişi ben değilim, bu yüzden canını almayacağım. Ama sana verilmiş canı büyük bir zevkle yakacağım, tıpkı senin Hanji'nin canını yaktığın gibi."
Minho işaret verdiğinde Hyunsuk odadan dışarıya çıktı. "Benim zavallı minik sincabım kötü şeyler yaşamış olsa da, onun sayesinde başka insanlar senin tarafından zarar görmekten kurtulacak. İyilik meleğim yaralansa da iyilik yapmaya devam ediyor işte."
"Madem ona bu kadar düşkündün neden o anda bana hiçbir şey yapmadın?" Minho bakışlarını Tae'ye çevirdi "İkimiz de Hanji'nin ailesinden yana şanslı olmadığının farkındayız. Onun sessiz olmak durumunda kalacağını gayet iyi biliyordun ve bunu hiç çekinmeden kullandın."
Yeniden Tae'nin önünde konumlandı ve eski tahta masanın uç kısmına oturdu. "Eğer orada sana karşı tek bir hamle yapsaydım işler fena halde karışırdı. Büyük ihtimalle Bay Seo ve büyükanne Seo beni oradan uzaklaştırıp seni koruma altına alırdı, Hanji'ye ise ev hapsi yaşatırlardı. Ben Hanji'yi onlardan çekip kurtarabilirdim ancak bu defa da Hanji, duygusal yönünü kontrol edemez ve vicdan yapardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker | Minsung
FanficHacker: Phantom Of The Code Upgrade | Minsung, bu Hacker'ın düzenlenmiş, çoğu yeri değiştirilmiş ve yeni (detaylı) sahneler eklenmiş olan versiyonudur. • Başlamadan önce Hacker'ın 'uzun soluklu' bir kurgu olduğunun bilincinde olun. Yorumlarda veya o...