Hacker | Minsung

74》kepler havaya donlar aşağıya

Bir hafta sonra...

Kravatındaki yamukluğu düzelttikten sonra aynadaki görünüşüne son bir kez daha baktı. Geriye yatırdığı kumral saçları, nude tonlardaki göz makyajı ve siyah takım elbisesiyle birlikte nefes kesici görünüyordu.

Yine de bir başka görüşe ihtiyaç duyarak arkadaşına doğru döndü ''Nasıl görünüyorum?'' Felix, Hanji'nin alnına düşmek üzere olan bir tutam saçı diğerlerinin arasına sıkıştırırken yanıtladı ''Her zamanki gibi, harikasın.''

Hanji, Felix'in belini kavrayıp onu kendisine doğru çekti, ardından da arkadaşının yanağına sert bir öpücük kondurduktan sonra konuştu ''Senin sayende!''

Felix, Hanji'nin kollarının arasından kıkırdayarak ayrıldı ''Hayır, ben yalnızca ufak dokunuşlar yaptım. Geri kalan senin kendi güzelliğin.'' Hanji göz devirdi ''Beni övmeyi kes de dönüp kendine bir bak.''

Parmaklarını Felix'in lila saçlarının arasına soktu ''Çok hoş görünüyorsun, taze bir çiçek gibisin Lixie.'' Felix bir gözünü kırparak yanıtladı ''Eh, yanına yakışabilmek için çok uğraştığımı inkar edemem.''

Hanji işaret parmaklarını birbirine bastırıp bacaklarını çaprazladı, sesini de inceltti ''Şey... Aslında bu gece için yanım çoktan rezerve edildi.'' Felix, utangaç anime kızı pozu veren arkadaşına gülmeden edemedi.

Ardından yüz ifadesini elinden geldiğince ciddi bir hale getirdi ''Tüh! Bu akşamı seninle birlikte geçirmek istiyordum. Neyse, ben de Changbin hyung'un yanına giderim.''

Hanji duruşunu düzelterek sordu ''Bu arada sen ne yapacaksın?'' Felix kaşlarını havalandırdı ''Neyi?'' Hanji gözlerini kaçırarak yanıtladı ''Chan hyung... O da partide olacak.'' Felix başını salladı ''Biliyorum.''

''İyi olacak mısın peki?'' sorusunun yanıtının olumsuz olma ihtimali ona iç huzursuzluk veriyordu. Felix yüzüne sıcacık bir gülümseme takınarak onun bu huzursuzluğunu anında def etti.

''Ben oraya yalnızca sizin mezuniyetinizi kutlamak ve eğlenebilmek amacıyla geliyorum. Eminim o da benim gibi yapacaktır.' Yani herhangi bir sorun olmayacak.'' Hanji aldığı yanıttan memnun kaldı.

Konuyu dağıtmak amacıyla saatine baktı''Minho aramadı henüz, umarım beni unutmamıştır.'' Felix kıkırdadı ''Biliyorsun, bu imkansıza yakın bir şey.'' Hanji bir gözünü kısarak Felix'e baktı.

''Nedense bir şeyler biliyormuşsun da benden saklıyormuşsun gibi hissettim.'' Felix ellerini havaya kaldırdı ''Bu defa hiçbir şey bilmiyorum, yemin ederim.''

''Doğru, Felix'in hiçbir şeyden haberi yok.'' diyerek içeriye girdi Minho. Elleri arkasındaydı, yavaşça içerideki ikiliye doğru adımladı. Onlara iyice yaklaştığında ise arkasında duran ellerini düzeltti.

Elinde iki adet çiçek buketi vardı. Lila çiçeklerden oluşan buketi Felix'e, beyazlı buketi ise Hanji'ye uzattı.

Hanji buketi büyük bir mutluluk eşliğinde kabul ederken Felix şaşkındı ''Hyung, ben mezun olmuyorum ki.'' diyerek şaşkınlığının sebebini açıkladı.

Minho gözlerini onun gözlerine getirerek yanıtladı ''Çiçek almanın özel günü ya da durumu yoktur.'' elindeki buketi Felix'in ellerine sıkıştırdı.

''Eve dönerken bu buketleri gördüm ve gözlerimi onlardan alamadım. Sonra da onları size getirmenin iyi bir fikir olacağını düşündüm.''

Hanji ve Felix önce birbirlerine baktılar, ardından da aynı anda Minho'ya sarıldılar ''Teşekkür ederiz!'' Minho ellerini onların sırtlarına yerleştirip hafifçe okşarken bir kez daha konuştu.