•multimedya can oy verirseniz sevinirim:)•
YAĞMUR
Bu çocuk cidden salaktı. Net. Yoksa bu kadar saçma davranmasının başka bir açıklaması olamazdı. Oysa onu ilk gördüğümde iyi anlaşabileceğimizi düşünmüştüm. Yanılmışım. Sinirlenme Yağmur sinirlenme. Sinirlendiğinde pek güzel şeyler olmuyor çünkü...
Hafif olsa da üşüten rüzgardan dolayı ceketimin önünü kapattım, kollarımı kendime sardım. Dalgaların sesini duyunca sahile geldiğimi anladım. Ne ara bu kadar yürümüştüm ben?
Bana en yakın olan banka oturacaktım ki boş olmadığını farkettim benim yaşlarımda bir çocuk oturuyordu. Yanına gittim ve "Oturabilir miyim?" diye sordum."Tabi ki." dedi.
"Ee?" dediğinde ne dediğini anlayamamıştım ona anlamsız bakışlar atarken sonunda cevap verebildi. "Buraya geldiğine göre bir derdin olmalı." dedi, ardından hemen ekledi "Ah pardon bu arada ben Kadir." elini uzattığında elini sıktım "Ben de Yağmur."
"Memnun oldum"
"Bende"
"Ee anlat bakalım." dedi bu ne kadar mantıklı bir fikirdi bilemiyordum.
"Senin de canını sıkmayayayım şimdi." dediğimde "Saçmalama." diye karşılık verdi. Bende olanları fazla ayrıntıya girmeden anlatmaya başladım. Bitirdiğimde verdiği tek tepki ise "Öküz." olmuştu. Çocuk haklı dağılın. Konuşurken okulunu sormuştum, aynı okulda olduğumuzu öğrenmiştim ve 3. sınıf olduğunuda. Onu okulda hiç görmemiş olmamın nedeni ise yeni nakil olmasıydı. Onunla yaklaşık iki saat daha sohbet ettikten sonra vedalaşmıştık. Bu sohbet bana da iyi gelmişti, sinirimi biraz da olsa yatıştırmıştı. Biraz. Çok az. Sanırım bugün abimle beraber evimizde kalacaktım...
...
BARIŞ
Uyanalı bir saat olmuştu, ve bir saattir tavanla bakışıyorduk. Dün ne Yağmur'un ne de Elif'in arkasından gittim. Haksızdım biliyordum, onların arkalarından gitmeye yüzüm yoktu. Küçük kardeşim büyümüştü tabi ki erkek arkadaşları olacaktı ama o anları düşününce... Ah! Düşünmek bana kesinlikle iyi gelmiyordu. O yüzden düşünmeyi bırakıp duşa girdim, üstümü değiştirdim. Kahvaltıya indiğimde karşımda sadece tabağındakilerle oynayan bir Elif vardı. Peki Yağmur neredeydi? "Günaydın kardeşim ve Yağmur nerede?" Elif umursamazca omuz silkmekle yetindi. Karşında ağabeyin var senin şu tavırlara bak. Suçluydum o yüzden susacaktım yoksa ben ona haddini bildirirdim de neyse...Kahvaltıda ikimizde sessizliğimizi koruduk. O hiçbir şey demeden kalktıktan kısa bir süre sonra ben de şirkete gitmek üzere ayaklanmıştım.
...
Şirkete geldiğimde vakit kaybetmeden odama girmiştim. Masama geçtiğimde masamda biriken dosyaları gördüğümde bıkkınca iç çekmekten kendimi alamamıştım. İş başa düşmüştü yine...
....
Eve geldiğimde saat çok geç olmuştu. Artık halisinasyon görmeye başlayacaktım gözlerim tam anlamıyla kan çanağına dönmüştü. Lanet olası dosyalar... Salona geçtiğimde gördüğüm manzara bütün yorgunluğumu unutturmaya yetmişti. Elif ile Yağmur birbirlerine sarılarak uyuya kalmıştı. Televizyonu da açık bırakmışlardı onu kapattıktan sonra üslerini örterek bu güzel manzarayı izlemeye devam ettim.
...
Sabah kalktığımda kendimi affettirmek için kızlara kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Saat ne de olsa daha erkendi. İşim bittiğinde masaya "İşte bu." dermiş gibi baktım. Kızları uyandırmak üzere salona gittim. Önce Elif'i dürttüm beş dakika daha deyip sırtını bana dönmüştü. Omuz silkerek Yağmur'a döndüm onu dürttüğümde bir süre sonra uyanmıştı. Karşısında beni görmesiyle önce gözleri büyüdü sonra gözlerini kapadı ve uzun kirpiklerini kırpıştırarak gözlerini açtı. Sonra hızlıca ayağa kalktığında kafalarımız tokuşmuştu."Ne kalın kafan varmış be kızım." birden gözleri büyümüştü. Kahretsin ben onu dışımdan mı söylemiştim?Gözlerini kısarak bana baktıktan sonra ayağa kalktı Elif de bu arada uyanmış ve Yağmur'un arkasından gitmeye başlamıştı.
Arkalarından giderek onları kollarımın arasına aldım. Direndiklerinde "Hadi ama kızlar özür dilerim." dedim. Biraz sonra direnmeyi bıraktılar ve beraberce mutfağa girdik. Elif direk masaya geçti biz de arkasından ilerledik. Altını çizerek söylüyorum Yağmur hala kolumun altındaydı. Bu barıştığımızı gösterirdi değil mi? Benim obur kardeşim biz gelmeden yemeğe başlamıştı bile. Biz de masaya oturduğumuz da güzel bir sohbet eşliğinde kahvaltımızı tamamladık.
Ben "Üstümü giyinip işe gideceğim size afiyet olsun." dedim. Kalkacağım sırada Elif de birden ayağa fırlamış ve ağzını sildikten sonra anlamayan bakışlarım eşliğinde konuşmaya başladı "Ağabey bizi de geçen gün gittiğimiz kafeye bırakır mısın? Lütfen lütfen lütfen..."
"Tamam Elif hazır olun bir an önce bekleyemem ona göre." Elif "Tamam ağabey." dedikten sonra ayağa kalkmış ve yanağıma bir öpücük kondurarak yukarı çıkmıştı. Yağmur da aynı hızla "Teşekkürler." dedikten sonra Elif'in peşinden koşturarak yukarı ilerlemişti.
...
Kızlar beni biraz bekletse de sonunda gelebilmişlerdi. Kafeye gitmek için sanki biraz fazla özenlilerdi. Bunu umursamayarak arabaya geçtim. Elif öne Yağmur ise arkaya oturmuş ve dirseklerini ön koltuklara yaslayarak öne doğru eğilmişti. Ondan gelen parfüm kokusu başımı döndürmüştü. Çok güzel kokuyordu. Kendime gelerek yola odaklanmaya çalıştım. Kafenin önünde durduğumda arabadan inerek mutlu bir şekilde kafeye doğru ilerlemişlerdi. Bir merak duygusu bedenimi sarmıştı ben de arkalarından ilerledim sekreterime kısa bir mesaj atarak bugün gelemeyeceğimi belirttikten sonra onları izlemeye koyuldum. Yine geçen sefer buluştukları çocuklarla buluştuklarında tek kaşım havaya kalkmıştı-evet ben o yetenekli insanlardanım-. Ama sanki aralarında yeni biri daha vardı. Gayet samimi bir selamlaşmadan sonra hepsi yerlerine oturmuştu Elif heyecanla bir şeyler anlatırken Yağmur telefonuyla ilgileniyordu. Ufak bir ayrıntı bu sırada gülümsüyordu. Sonra yanındaki çocuğun onun dibine girerek telefonuna baktığında ve ikisi de birbirlerine dönerek kahkaha atmaya başladılar. Bu manzaraya daha fazla dayanamayacağımı anlayarak masalarına doğru ilerlemeye başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Ben Böyleyim•
Romance-Seni mutlu etmek için ne yapabilirim? +Sarılmayı severim. 25.06.2015 00.00