-18-

508 48 28
                                        

O olaydan sonra günler boyu odasının bir köşesinde ağlayıp durdu. Asıl ihanetin Beomgyu'dan -en yakınından- gelmiş olması onu daha da bitiriyordu.

Günler boyu odasına gelmek isteyen herkesi reddediyor ve aynı konu hakkında düşünmeye devam ediyordu. Beomgyu resmen o yokken ortamı boş bulmuş ve tüm yaz sevgilisiyle yatmıştı, bundan daha rezil ne olabilir ki diye düşündü. Onun tanıdığı Beomgyu asla aşk işlerine girmez, hep Soobin'in yanında kalırdı. Beomgyu'yu buna iten şeyin ne olduğunu sorguladı.

Fakat Beomgyu'nun şimdiki halinin de farkındaydı. Belli ki Yeonjun ona da iyi gelmemişti, hem de kendisinde bıraktığı yaradan daha büyük bir yara bırakmıştı Beomgyu'ya.

Ama hala aklı almak istemiyordu ve hala bütün suçların yolu Beomgyu'ya çıkıyordu. Belki de Soobin de Beomgyu'yu bu ilişkide fazlalık olarak gördüğü için suçu direkt ona atarak kurtulmaya çalışıyordu bu pislikten. Mantıklı taktikti, ama yapılmaması daha iyiydi.

Belki de kendi çöplüğünde zaten boğulduğu için benim yapmam gereken bir şey yok diye düşündü Soobin fakat içindeki hırs ve intikam susmak bilmiyordu. Kendisine yaşatılanı yaşatmak istiyordu.

Yaşanmış olsa bile, bir defa da kendi ellerinden yaşatmak istiyordu ona. Karmanın gerçek olduğunu kendi elleriyle göstermek istiyordu dost bildiği o sürtüğe.

Bu süreç içerisinde Yeonjun'la barışmışlardı en azından. Artık üzülmesi gerekenden daha az üzülüyordu çünkü Yeonjun pişman olmuştu ve yeniden Soobin'leydi. Zaten onun için pişman olmuş birisine vereceği bir cevabı olmazdı Soobin'in.

Uzun bir aradan sonra mental açıdan çökmüş olan Soobin'e Yeonjun günler geçtikçe iyi geliyordu. Birbirlerini iyileştiriyorlardı. Yeonjun kanattığı yaraları kapatmaya çalışıyordu. En azından onun için hem bir sevgili hem de bir dost olduğunu göstererek Beomgyu'nun onda açtığı yaraları da kapatmaya çalışıyordu.

Kısacası yılın en iyi çifti iyi bir ders almıştı.

Hatta Soobin'in rezil olan doğum günü partisini yarım bırakmamak için bir gün Yeonjun elinde bir pasta ile Soobin'e sürpriz yapmaya gitmişti.

Ve beraber kutlamışlardı. Oldukça duygusal bir partiydi fakat parti partidir.

Büyük bir yorgana sığınarak pasta yiyordu ikili. Hava oldukça soğuktu, aralık ayıydı. Yaz kendisini özletse de Soobin asla gelsin istemiyordu. Hava soğukken birlerdi ve güzellerdi.

İkili kendine gelmeye başlayınca artık dışarıda gezmelere bile devam ediyorlardı. Hayatın kötü yanları olsa da bazen iyi yanlar ağır basıyor ve sizi tekrar cenette götürüyordu.

Fakat yasak elmayı ısıran Beomgyu için artık hayat sonsuza kadar cehennemdi ve bir geri dönüşü yoktu. Aradan 2 yıl geçmişti ve Soobin ve Yeonjun aynı üniversiteyi kazanıp başka bir şehirde okumaya gitmişlerdi. Beomgyu için kasaba hala aynı kasabaydı.

Bir şekilde mutlu kalmaya çalışıyordu Beomgyu. Ailesinin öğrenmesi sonucu kötü şeyler olacağını düşünmüştü fakat ailesi öğrenince onu destek alması için bir kuruma göndermişlerdi bir süre. Bu sayede Beomgyu artık daha da iyiydi.

İkili kasabadan ayrılınca huzur çökmüştü ona da. Onları görünce daha çok boğuluyordu, en azından şimdi arada sırada nefes alabiliyordu.

Bu sırada müziğe daha çok yöneldi. Yalnız bir insanın yapabileceği zaten pek çok şey yoktur. Eline gitarını alıp bir şeyler deniyordu yalnızca. Fakat daha sonra bestelediklerini ailesine gösterdiğinde ailesi beğenince bestelediği şarkılarla bir şirkete başvurmaya karar verdiler. Beomgyu'nun hayatının gülen yüzü de buydu işte. Artık tüm hayatı boyu anlatmayı çalıştığı aşk duygusu için tüm insanlar tarafından linç yemeye fakat hiçbir zaman inatla durmamaya hazırdı.

Ve o şarkısını söylerken Yeonjun'un bir yerlerden onu mutlaka dinleyeceğini biliyordu.

Ve tabi ki de şarkılarını söylerken Yeonjun ve Soobin'in çocuğuna hediyeler yollamayı asla unutmuyordu.

folklore - beomjunbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin