Buluşacağımız yere doğru yürürken yazın yaklaştığını fark ettim. Dersler o kadar yoğundu ki farkına bile varmamışım zamanın geçtiğinin. Neredeyse 2 hafta kalmıştı okulların kapanmasına ve herkesin yaz için sevgilileriyle planları varken benim daha bir flörtüm bile yoktu.
Buluşacağımız kafeye vardığımda uzun ve sırık arkadaşımı görünce oraya doğru yürüdüm. Ve gerçekten yanında biri vardı, gerçekten.
Masaya oturdum ve selam verdim. Soobin heyecanla bana bakıyordu ve tanıştırdı.
"Sevgilim, bu dostum Beomgyu; Beomgyu bu Yeonjun."
"Memnun oldum." bana uzatılan ele baktım ve eli sıktım. Ellerimize baktı ve ilk ayrılan o oldu, şimdiden gözüm tutmamıştı. Ama Soobin için buradaydım.
Aradan bir süre geçti fakat Taehyun ve Huening Kai hala ortalıkta yoktu. Söylemeyi unuttum, bu iki ödlek sevgili ama biraz utangaçlar. Gerçekten arkadaşlarım arasında tek sapın ben olduğuma inanamıyorum.
Ve tabi ki de buluşmaya gelemeyeceklerini söylediler. Mükemmel! Bu iki sırılsıklam aşık bireyin arasında durmak gerçekten huzursuzdu. Genelde kendi aralarında konuşuyorlardı fakat arada benim de içinde olduğum bir sohbet geçtiğinde telefonumla uğraşmayı bırakıyor ve katılıyordum, hayattaki işim buydu.
Yeonjun Soobin'e çok güzel bakıyordu. Arkadaşım adeta gözleri arasında kayboluyordu. Aşık olmak garipti ve gereksizdi, ama bazen bir ihtiyaca dönüşüyor ve peşinizi asla bırakmıyordu. Yeonjun'un Soobin'e olan bakışlarını izlerken bunları düşünmek hiç de iyi olmamıştı çünkü Yeonjun'un artık bana baktığını fark ettiğimde yanlış anlaşılmamak için konuşacağımda Yeonjun hemen halletti.
"Aah, sanırım yüzümde bir şey var. Beomgyu delici bakışlarınla bana söylediğin için sağ ol." diyip güldü. Tanrım, kurtuldum.
Lavaboya gitmek için kalktığında Soobin aniden bana döndü.
"Nasıl? Nasıl? Nasıl? Beğendin mi?"
"Soobin kıyafet mi seçiyoruz? Evet, evet beğendim ama sana bir küçük bedeni olur sanki."
"Dalga geçme Beomgyu!" diyip omzuma vurdu ve ikimiz de güldük.
"Abayı yakmış sana, çok güzel bakıyor."
"Bakışlarına aşık oldum zaten." dediğinde utanıp yanakları kızardı. Gerçekten odun Soobin'imi ne hale getirmişti, inanamıyorum.
Yeonjun geldiğinde hala yüzünde masadan kalkarkenki sırıtışı vardı. Eğer hep böyle sırıtacaksa yüzüne çakabilirdim yüz kasları ağrımasın diye.
Yaklaşık 2 saat daha sohbet ettikten sonra kalkmaya karar verdik. Hayatımda geçirdiğim en saçma 2 saatti ve eve gitmek için sabırsızlanıyordum. Benim yolumdan değil de ters yoldan gideceklerini öğrendiğimde vedalaştık. Soobin'e sarıldım fakat Yeonjun'a sadece gözlerimle 'görüşürüz' dedim. Bu adamla bir daha karşılaşmak istemiyordum.