-12-

274 40 4
                                    

"Ya gerçekten aldatıyorsa Beomgyu?"

"Doğruyu söyleyip söylemediğini nereden bileceğiz ama?"

"Ya doğruysa?"

Soobin, Instagram hesabına tanımadığı bir hesaptan gelen mesaj ile Beomgyu'nun evine fırlamıştı. Birkaç gün önce ailesi dönmüştü eve, bu yüzden eve girerken endişeli görünmemek için kendisini yırtmıştı. Ve hiç uzatmadan direkt konuya girmişti, kısa bir süre sonra ise ağlamaya başlamıştı. Beomgyu ise kendisi yüzünden dökülen gözyaşlarına özür dileyerek öyle bir şeyin olmadığını ona anlatmaya çalışıyordu. Belki pisliğini temizlemezdi ama Soobin'in ağlamamasını sağlardı.

Gerçekten de bir süre sonra ağlamayı bırakmıştı Soobin. Tanımadıkları bir hesaptan gelen bir mesaj olmasına pek takmazdı ama bu aldığı bilmem kaçıncı uyarıydı. Önce Beomgyu'nun şüpheleri, sonra parfüm ve şimdi de bu gizli hesap. Kafayı yemek üzereydi.

Beomgyu'nun evinden ayrıldıktan sonra evine döndüğünde sakince kafasını topladı. Böyle şeylere kolayca yenik düşebilecek bir insan değildi. Oturdu ve düşündü, ne yapabileceğini düşündü. Ve en mantıklı fikrin oturup Yeonjun'a sormak olacağına karar verdi, zaten yapabilecek başka bir şey yokmuş gibi görünüyordu.

Sonraki gün bir kafede buluştular ve Soobin hemen konuya girdi.

"Yeonjun, başka birisi varsa bana dürüstçe söyleyebilirsin."
Yeonjun bir anda sandalyesinde dikleşince çoktan bir şeyler olduğunu anlamıştı Soobin. Zaten aklını karıştıran birkaç olay varken düşünceleri kötüyü düşünmek için yer arıyordu. Çoktan Yeonjun'un bunun nereden çıktığını soracağını biliyordu.

"Nereden çıktı şimdi? Nedir seni bunu düşünmeye iten bebeğim?"

"O kısmı bana kalsın lütfen. Eğer böyle bir şey varsa şimdi dürüstçe söyle ve ne varsa kavgasız dövüşsüz en güzel seçeneği arayalım Yeonjun."

"Bebeğim yok böyle bir şey, hayır."

"Emin misin?"

"Eminim tabii, Soobin ben seni seviyorum ne olursun böyle şeyler düşünme."

İnanmak istedi Soobin üzgün bakışlara. Böyle bir şey yapmış olsa bile bir daha yapmayacağını düşündü o bakışlar nedeniyle.

Fakat yalan söylediği ortadaydı. Yalan söylemesi onu daha da sinirlendiriyordu. Soobin ona iyi yanını göstermeye çalışırken Yeonjun bu pisliği daha da görmezden geliyordu. Çünkü Beomgyu'dan döndüğü zaman telefonuna bir mesaj daha gelmişti. Bir fotoğraf. Ve artık o kızın kızıl saçları olduğunu da biliyordu.

En azından kız olduğunu sanıyordu.

"Yalan söylüyorsun hala bana Yeonjun."

Yeonjun bir şey demiyordu. Diyemiyordu. Öylece üzgün bakışlarıyla kalmıştı. Konuşmak istiyordu fakat konuşmasının sadece Soobin'in gözyaşlarını arttıracağını biliyordu. Sustu ve iki buçuk ay boyunca yaptığı pisliği düşündü. Hayatında yaptığı en kötü şeydi.

"Soobin, özür dilerim. Ne olursun ağlama."

Ellerinin arasından kayan elleri tutmaya çalışırken yalvarıyordu Soobin'e. Tutunabileceği her dal önündeydi ama yetişemiyordu, artık onlara yetişecek boyu kalmamıştı. Ve Soobin kalkıp gitti. Öylece oturdu orada ve gidişini seyretti.

folklore - beomjunbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin